Bu kadar basit tradutor Russo
1,077 parallel translation
Çok basit, bu kadar basit bir açıklama.
Ладно?
Bu kadar basit.
Так просто.
Bu kadar basit değil.
- Все не так просто.
Ben kendi hayatımı onun hayatı için vermeye razıyım, bu kadar basit.
Я хочу обменять свою жизнь на жизнь президента.
Bu kadar basit.
Всё просто.
Annen yalan söylüyor, bu kadar basit.
Ну, она тебе наврала, просто и ясно. Хорошо?
- Bu kadar basit, değil mi?
- Вот так всё просто, да?
- Yani bu kadar basit mi?
- Значит, все?
Bu kadar basit, o zaman anlaşırız.
Только так. Тогда и поговорим.
- Bu kadar basit.
А это за что?
Emri onaylamazdım. Bu kadar basit.
А я бы отменил приказ и не подчинился.
Bu kadar basit.
Это так же просто как и дальнейшее.
Bu kadar basit.
Все очень просто.
Bu kadar basit.
Вот оно как.
Işıkların yanıyordu. Bu kadar basit, değil mi?
Но у вас горел огонёк " "свободен" ".
Ama bu kadar basit değil.
Но не все так просто.
Bu kadar basit.
Очень просто.
Hayır, bu kadar basit değil.
Нет, это не так.
- Bu kadar basit.
- Все очень просто.
Bu kadar basit bir şey olsa böyle panikler miydim?
Ради бога! Стал бы я паниковать, если бы все было так просто?
Bu kadar basit işte.
Все просто. - И он хочет.
Bu kadar basit mi?
Вот так просто?
Bu kadar basit.
Это всё.
- Bu kadar basit mi?
- Все так просто?
- Bu kadar basit.
- Все так просто.
Bu kadar basit mi yani?
Просто так.
Bu kadar basit mi?
Вот так?
Evet, bu kadar basit.
Да, именно так.
- Bu kadar basit işte.
- Это так просто.
Bu kadar basit değil.
- Всё не так просто.
Kendisine bu kadar zayıf olduğu için, kadına da bu kadar basit olduğu için öfkelidir.
Он полон ненависти к себе из-за собственной слабости,.. ... к ней из-за измены. И весь этот гнев совершенно некуда выпустить.
bu kadar basit. bana beş dakika ver. yapamam.
Каждая минута промедления снижает шансы на успех.
Bu kadar bu kadar basit değil.
Это вовсе не... Это вовсе не так просто. Сама мысль о нас двоих на свидании...
Bu kadar basit.
Это действительно так просто.
Tam bir güç delisiydi. Bu kadar basit. Kesinlikle engel tanımıyordu.
Он был властен и никогда не позволял ничему становиться у себя на пути.
Yani, şey, bu kadar basit olmayabilir belki de, yani aa, şey...
В смысле, всё не тaк пpoстo... Этo всё мoжет быть не тaк пpoстo.
Lanet olsun Ben. Bu o kadar da basit değil.
Чёрт побери, Бен, всё не так просто.
Sizin de bildiğiniz gibi sayın başkan, bu sizin ima ettiğiniz kadar basit değil.
Как вы знаете, мадам президент, это не так просто, как вам бы хотелось.
Bu kadar basit.
Все просто.
Bu o kadar basit değil.
Все не так просто.
- Evet, bu kadar basit.
- Да, все.
Bu kadar zaman sonra bile, çok basit bir şey olan mizahı dahi kavrayamıyorum.
И всё равно, Я не в состоянии понять такое понятие как юмор.
- Bu o kadar basit değil!
- Все не так просто!
Olamaz. Ne yazık ki, bu sefer o kadar basit değil Şef.
Нет, боюсь, на этот раз все не так просто, шеф.
Bu kadar basit değil.
Есть еще кое-что. Ты должен это увидеть, Джефф.
- Bu o kadar basit değil, Frank.
Фрэнк, я не сделаю этого.
Basit bir teklife hayır demenin bu kadar çok ve yaratıcı yollarını bulan başka birini daha tanımıyorum.
Никогда не видела, чтобы человек настолько изобретательно сказал "нет" в ответ на простой вопрос.
- Bu kadar basit olamaz.
А ты? Слишком у вас всё просто.
Gerçekten bu kadar basit.
- Это просто.
Bu, arkanı dönüp uzaklaşacak kadar basit bir şey değil.
Ты не можешь просто так отвернуться от этого.
Bu kadar sürede sana yarım düzine basit formu taklit etmeyi öğretmiştim.
За это время я уже добился от тебя умения принимать полдюжины простых форм.
bu kadar basit mi 22
bu kadar basit değil 34
bu kadar 1215
bu kadar mı 472
bu kadar yeter 1511
bu kadar kolay 16
bu kadar yeter mi 31
bu kadar yeterli 43
bu kadar çabuk mu 71
bu kadar komik olan nedir 26
bu kadar basit değil 34
bu kadar 1215
bu kadar mı 472
bu kadar yeter 1511
bu kadar kolay 16
bu kadar yeter mi 31
bu kadar yeterli 43
bu kadar çabuk mu 71
bu kadar komik olan nedir 26