Bu kadar hızlı değil tradutor Russo
38 parallel translation
Bu kadar hızlı değil.
Не так быстро, мой мальчик.
Bu kadar hızlı değil, Quark.
Не так быстро, Кварк.
Hey, bu kadar hızlı değil.
Эй, не так быстро.
Peki, bu kadar hızlı değil... ama bu kadar kolay olacak.
Может, и не настолько быстро... Но именно так просто.
Bu kadar hızlı değil.
- Не так быстро.
- Bu kadar hızlı değil.
- Не так быстро.
Lütfen, lütfen, bu kadar hızlı değil.
ГОРДОН : Пожалуйста, пожалуйста, не так быстро.
Bu kadar hızlı değil, Dr. Brennan.
Не так быстро, доктор Бреннан.
Ama bu kadar hızlı değil.
Но не торопись.
Bu kadar hızlı değil.
Нет, не настолько.
Burkitt lenfoma hızlı ilerler, ama bu kadar hızlı değil.
Лимфома Буркитта прогрессировала бы медленнее.
Bekle, bu kadar hızlı değil.
О! Не так быстро.
Vay, bakın nasıl gidiyor. Aşağı gideceğini biliyordum tabii ama bu kadar hızlı değil.
Смотрите, как едет!
- Bu kadar hızlı değil tatlım.
- Не так быстро, милая.
Normalde, yavaş kıçı hiçbir zaman bu kadar hızlı değil ama bu aynen şöyleydi "boom."
То есть, обычно он медленный, как улитка, но тут он как... Как молния!
- Normalde ne kadar hızlı koşuyordu? - Bu kadar hızlı değil.
– Как быстро он обычно бегает?
Bu kadar hızlı değil.
Не так быстро.
- Bu kadar hızlı değil.
- Не настолько быстро.
- Bu kadar hızlı değil koca götlü.
Да!
Tabii ki bu olay yaklaşık 200 bin yıl önce oldu, fakat bu haber St.Alabans'a ancak 1956 da ulaştı Işık hızlıdır, ama o kadar da hızlı değil.
Конечно это случилось примерно 200 тысяч лет назад за это время свет добирался до нас и проявился в ту ночь 1956 Свет быстр.. но не настолько быстр
Ama bu kadar hızlı değil.
Но не так быстро.
Zorlayın. Mc Donalds'ın aksine bu, arabaya servisten ne kadar hızlı geçebileceğinizle ilgili bir şey değil.
Это вам не какой-нибудь фастфуд в Макдональдсе получить на автоматической раздаче.
Onu kurtarmaya yetecek kadar hızlı değil, ve konu da bu değil zaten.
Может недостаточно быстро, чтобы спасти его, но это уже не так важно.
Bak, bu kadar hızlı ve iyi birini bulmak kolay değil, biliyorum...
Хорошо. Слушай, я знаю, это не легко - так быстро найти кого-то хорошего.
Bu kadar hızlı hareket edemez. Bu mümkün değil.
Люди так быстро не могу двигаться.
Bu kadar hızlı bir şekilde bize yetişmeniz mümkün değil.
Невозможно, чтобы ты так быстро всё уловил.
Bütün gün yan yan sürüyordum. " Önemli olan bu arabalarla ne kadar hızlı gittiğimiz değil... önemli olan bu arabaların pistte ne kadar hızlı gittiği.
Но главное это не то как быстро мы проехали в этих машинах... а то как быстро они прошли трассу.
BMW'nin bu arabayı yavaşlattığı konusunda derin şüphelerim var. Daha pahalı olan M3 serisi kadar hızlı değil.
У меня есть подозрения что BMW сделали этот автомобиль медлительным, поэтому он не едет быстрее чем более дорогие М3.
Bir insanın kısmetinin bu kadar hızlı değişmesi ne kadar da mucizevi, değil mi?
Разве не удивительно, как человеческая судьба может изменяться столь быстро и столь коренным образом.
O kadar hızlı değil mi? Bu makineyle çok hızlı dikersin.
С такой машинкой очень быстро шить.
Bu. Kadar hızlı değil.
Держи, все в порядке.
Bu sektör palavra dolu, hızlı, ve aşırılıkla yürüyor. Ömrü taze kremanın yarısı kadar bile değil. Beş yılı geçtim, hiç kimse iki yıl önce bile ne olduğunu hatırlamıyor.
В этом говеном, ускоряющемся перенасыщенном мире где все портится так же быстро, как свежие сливки где никто не может вспомнить что там было всего два года назад, про пять не говорим.
Bu şey sen ne kadar hızlı Washington'a gidersin değil.
Хорошо, суть не в том, как быстро ты вернешься в Вашингтон.
Bazen, bunlarla bu şekilde koşuyorum. Tam hız değil, ama şüphelendirmeye yetecek kadar hızlı.
Иногда я бегаю так... не очень быстро, но это и так достаточно рискованно.
Elinde beliren mühür, seni Alice'e götürdü- - topun dönmesini için çabalayan Jane'di hepinizin beraber daha hızlı ilerlemeniz için uğraşıyordu ve hepimiz bu çok özel fikrin ne kadar da işe yaradığını gördük, değil mi?
Знак, который появился у тебя на руке, привёл тебя к Элис... то была Джейн, которая пыталась запустить процесс, пыталась собрать вас вместе, она действовала быстро, и все мы знаем, к чему всё это привело, не так ли?
Bilinen insan teknolojisi Satürne gidecek kadar hızlı ve yeterli değil bu yüzden Musa'nın yaptığı gemi senin Orion projen gibi.
Классические земные технологии слишком медленны и не способны доставить на Сатурн достаточно быстро, так что корабль, построенный Мусой... что-то вроде вашего "Ориона".
Bu düzlükte M3 kadar hızlı değil ancak her şeyde bu daha iyi.
Эта машина не так разгоняется по прямой как М3, но во всём остальном она лучше.
- Bu kadar hızlı değil.
- Он уступает в скорости. - Нет, не уступает.
bu kadar 1215
bu kadar mı 472
bu kadar yeter 1511
bu kadar kolay 16
bu kadar basit 242
bu kadar yeter mi 31
bu kadar basit mi 22
bu kadar yeterli 43
bu kadarı çok fazla 17
bu kadar çabuk mu 71
bu kadar mı 472
bu kadar yeter 1511
bu kadar kolay 16
bu kadar basit 242
bu kadar yeter mi 31
bu kadar basit mi 22
bu kadar yeterli 43
bu kadarı çok fazla 17
bu kadar çabuk mu 71