Gitmek zorundayım tradutor Russo
863 parallel translation
Patronun evinde bir partiye gitmek zorundayım.
Босс позвал к себе на вечеринку.
Ne yazık ki gitmek zorundayım.
Боюсь, мне пора идти.
Belki de yalnız gitmek zorundayım.
Может, мы поедем вместе!
- Uzaklara gitmek zorundayım. - Uzaklara mı?
Мне нужно уехать!
Gitmek zorundayım.
Мне пора идти.
Sizin için fark etmez, ama ben gitmek zorundayım.
Вы, ребята, свободны, но я должен идти.
Gitmek zorundayım!
Я должна!
- Pekala. Seni bırakayım. Partiye yalnız gitmek zorundayım.
Хорошо, я подвезу тебя и поеду на вечеринку один.
Şimdi izninle, gitmek zorundayım.
А сейчас прости, я лечу.
Evet, fakat gitmek zorundayım...
Да, но я...
Gitmek zorundayım.
Мне нужно уезжать.
Gitmek zorundayım!
Мне ж ехать надо!
Gitmek zorundayım... hemen...
Я должен ехать... сейчас...
- O zaman, gitmek zorundayım.
- Я говорю, что хочу и когда хочу.
Yoldaşlar, alışverşe gitmek zorundayım.
Товарищи, нам еще к восьми в десятый цех.
Gitmek zorundayım.
Мне нужно идти.
Gitmek zorundayım.
Мне нужно уехать...
- Şimdi gitmek zorundayım.
Я так голодна. - Мне пора идти.
Benim için var, gitmek zorundayım, bu yüzden evin anahtarlarını ver hemen.
Мне надо еxать. Отдай ключи от дома.
Maalesef bakanlığa gitmek zorundayım.
Мара, мне надо сбегать в министерство.
Her üç ayda bir gitmek zorundayım.
Я должна ходить каждые три месяца.
Bunu sana yapmaktan nefret ediyorum ama yarın sabah gitmek zorundayım.
Мне очень жаль. Но учитывая то, что я уезжаю утром,..
Ama gitmek zorundayım.
- Но сейчас я должен идти.
- Şimdi gitmek zorundayım ama Bayan Judd kalıp devam edecek.
Мне нужно вас покинуть, но мисс Джадд останется.
- Gitmek zorundayım.
- Я должен идти.
- Hayır, gitmek zorundayım.
- Нет, мне надо идти.
Gitmek zorundayım.
Ну, все, я пойду!
Gitmek zorundayım.
Мне пора.
Gitmek zorundayım.
Мне надо идти.
Pekâla, şimdi gitmek zorundayım.
Ну, а теперь, мне пора идти.
Buradan gitmek zorundayım.
Надо уходить.
Gerçekten gitmek zorundayım.
Я действительно должна идти.
Pekala, gitmek zorundayım. Ama sizinle bu şekilde karşılaşmak olağanüstüydü.
Я должен вас покинуть, но это была потрясающая встреча.
Gerçekten emin değilim, ama ama yarın gitmek zorundayım.
Ну я не знаю даже, Завтра я должна прийти туда.
Aranızda olmak güzel ama gitmek zorundayım.
Как тут ни прекрасно, но мне пора. Все-таки ты нехороший человек.
Gene, gitmek zorundayım.
Ген, я должна пойти.
Pekala, ben gitmek zorundayım.
Ладно, напарник, мне нужно идти.
Gitmek istemiyorum, Ann. Ama gitmek zorundayım.
Я не хочу, но мне придется поехать.
Gerçekten gitmek zorundayım.
Ну мне правда надо выйти!
– Ben artık gitmek zorundayım.
Учитывая метеоритную активность в этой системе,..
Gitmek zorundayım, René.
Хорошо, теперь мне пора, Рене.
- Gitmek zorundayım.
- Я должна.
Sizinle gelmek isterdim, ama eve gitmek zorundayım.
Я бы пошёл с вами, но мне нужно возвращаться домой.
Gitmek zorundayım.
Я должен.
Gitmek zorundayım.
Я выйду.
- Neden mi gitmek zorundayım?
Какие у меня дела?
Sana sonra her şeyi açıklayacağım ama hemen şimdi buradan gitmek zorundayız.
Позже я объясню тебе всё, но сейчас нам надо выбраться отсюда
Ben de şimdi gidiyordum. Gitmek zorundayım.
Я должна идти.
Dinle, gitmek zorundayım.
Слушай, мне пора.
Bu gece Hyogo'ya gitmek ve onu yalnız bırakmak zorundayım.
Сегодня он в опасности. Мне нужно в Кобэ, и он останется совсем один.
Arabam var. Gitmek zorundayım.
Ну, мне пора.
zorundayım 57
gitmemi mi istiyorsun 48
gitmek 43
gitme 1049
gitmelisin 203
gitmedim 39
gitmem lazım 361
gitmek istiyorum 180
gitmem gerek 808
gitmeyeceğim 167
gitmemi mi istiyorsun 48
gitmek 43
gitme 1049
gitmelisin 203
gitmedim 39
gitmem lazım 361
gitmek istiyorum 180
gitmem gerek 808
gitmeyeceğim 167
gitmek istemiyorum 210
gitmem gerekiyor 305
gitmedi 39
gitmen gerekiyor 24
gitmem 53
gitmeni istemiyorum 71
gitmeliyim 1495
gitmek istiyorsun 19
gitmek mi 131
gitme zamanı geldi 35
gitmem gerekiyor 305
gitmedi 39
gitmen gerekiyor 24
gitmem 53
gitmeni istemiyorum 71
gitmeliyim 1495
gitmek istiyorsun 19
gitmek mi 131
gitme zamanı geldi 35