Ne yazıyordu tradutor Russo
173 parallel translation
" Sordum o tatlı kıza orada ne yazıyordu
"И спросил я :" Что здесь, сестра? "
- Randevu defterinde ne yazıyordu?
Думай, Риджи! Где была назначена встреча?
Kartta ne yazıyordu?
А что в открытке написала?
Ne yazıyordu?
Что за слова были в татуировке?
Notta ne yazıyordu?
А что в ней говорилось?
- Ne yazıyordu?
- Что было в письме?
Ne yazıyordu?
Что там было?
Anahtarı çevirmeden önce göstergede ne yazıyordu?
А их состояние проверил, прежде, чем включать?
Ne yazıyordu?
Что там написано?
Sizce mektupta ne yazıyordu?
Как думаете, что было в переданном письме?
- Ne yazıyordu?
- Что в стихах?
Ne yazıyordu?
Какая чушь?
Notta ne yazıyordu?
- Что было в записке?
Gözlükte ne yazıyordu?
Что было написано на маске?
Tracker Brothers'ın orada, Duddits'le tanıştığımız gün camın yanındaki duvarda ne yazıyordu?
На здании Трекеров, когда мы встретили Дадитса,.. ... что было написано на стене под окном?
Ne yazıyordu?
Что они говорят?
Ne yazıyordu?
Как у неё?
Ne yazıyordu?
О чем в ней говорилось?
- Ne yazıyordu?
- А что там было написано?
Şeytanın alıp götürdüğü o pipo ağızlığında ne yazıyordu acaba?
Мне все же интересно, что за гравировка была на трубке снежного человека?
Not kağıdında ne yazıyordu, Mason?
Что там было написано, Мейсон?
- Ne yazıyordu?
- Что на нем было написано?
Kartta ne yazıyordu?
Что там на карте?
Ee--ne yazıyordu?
А что в нем?
Web sitesinde ne yazıyordu : "Kabul, bir tık uzakta"
На сайте сказано, что до поступления всего один клик.
Ama ben lanet Washington Post'a beni iflastan kurtarmak zorunda olduğuna dair bir şey söylemiyorum. Ne yazıyordu?
Но я не даю интервью Вашингтон-блять-Пост про то, как ему придётся спасать меня, потому что- - как там в цитате было?
- Ne yazıyordu?
Что там было написано?
Kartın üzerinde ne yazıyordu?
А что ты написал в записке?
Mektupta ne yazıyordu?
Что говорит письмо?
Onunla ilgili ne yazıyordu?
И что там про него написано?
Okumam gereken versiyonda ne yazıyordu?
А как звучит верная версия?
- Mesajda ne yazıyordu?
Что за сообщения?
Mektubu geri almak için ne yapmam gerektiği yazıyordu.
В нём говорилось, что я должна сделать, чтобы вернуть письмо.
Ne yani, bavullarının üzerinde Grand Central mı yazıyordu?
Может, у них на багаже были наклейки со словами "Мы торопимся на Центральный вокзал"?
Ne yazıyordu, hanımefendi?
Что вы читали, леди?
Mektupta ne yazıyordu?
Откуда это письмо? Не спрашивай.
- Ne yazıyordu ki?
Какую ещё бумагу?
Tanrı bilir ne yazıyordu.
Семафop.
Peki hayattayken Mösyö Schneider Metropolitan Müzesi'ne rapor mu yazıyordu?
А месье Шнайдер, если бы был жив, писал свои отчеты для Метрополитан музея?
Yakın zamanlarda Microsoftu kuran Bill Gates birliğe açık bir mektup yazdı gerçek tescilli yazılımın ne olduğunu nokta nokta vurgulayan bir mektup. çünkü bilgisayar kullanıcılarının alışkanlıkları değişmişti yazılımlar özgürce dolanıyordu.
До этого момента, обычным занятием пользователей был свободный обмен софтом с небольшими раздумьями касательно его владельца.
- Ne yazıyordu?
- Что она писала?
Her zaman ne kadar korktuğunu yazıyordu. Mektupları gittikçe çaresizleşiyordu.
Она писала о том, как ей страшно, и ее письма становились всё отчаянней.
"Acil" yazıyordu ne olduğunu tahmin ettiğim için bu gece görmek istersin diye düşündüm.
С пометкой "срочно" и я подумала, что будет лучше занести тебе его сегодня же.
Ne yazık ki, Cadillac 355 C'nin efsanevi homurtusu hiç unutamadığı daha az karmaşık bir sesi hatırlatıyordu ona :
Увы, в памяти Грэйс легендарное урчание "кадиллака" серии 355С было неразрывно связано с другим, куда менее изысканным звуком - звуком выстрелов, направленных против неё.
Ne yazıyordu?
Как сказано?
Ama ne yazık ki, bu hareket Meksika kültüründe kışkırtıcı bir hareket sayılıyordu.
К сожалению, в Мексиканской культуре... это было более, чем вызывающий жест.
Onun için ne yazık ki, tarif için gizli maddeyi kaçırıyordu.
Но, к несчастью для нее, ей не хватало тайного ингридиента.
"Ne kadar ateşliydi, hatırlıyor musun?" yazıyordu.
Я видел, что он написал. "Ты помнишь как горячо это было?"
Ne yazıyordu.
Что в нем было?
Ancak ne yazık ki, en büyük akıllar ve kaynaklar... saç dökülmesini önlemeye ve ereksiyon halini uzatmaya harcanıyordu.
Но к несчастью, лучшие умы и ресурсы. бились над проблемами выпадения волос и продления эрекции.
Ne yani... Kaderimde, tavuklu şehriye çorbası sipariş etmek mi yazıyordu?
Ты хочешь сказать, что мой заказ здесь куриного супа, был предопределен?
yazıyordu 71
ne yapıyorsun 7063
ne yapiyorsun 66
ne yapacaksın 1355
ne yaptın 710
ne yapıyorsunuz 1080
ne yapıyorsun burda 17
ne yapmak istiyorsun 234
ne yapıyorsun ya 16
ne yani 731
ne yapıyorsun 7063
ne yapiyorsun 66
ne yapacaksın 1355
ne yaptın 710
ne yapıyorsunuz 1080
ne yapıyorsun burda 17
ne yapmak istiyorsun 234
ne yapıyorsun ya 16
ne yani 731
ne yapabilirim 379
ne yapacağız 1293
ne yapayım 319
ne yapıyorsun orada 124
ne yazık 321
ne yapmam gerekiyor 155
ne yapıyorsunuz siz 45
ne yazık ki öyle 24
ne yazık ki 622
ne yapıyorsun sen 411
ne yapacağız 1293
ne yapayım 319
ne yapıyorsun orada 124
ne yazık 321
ne yapmam gerekiyor 155
ne yapıyorsunuz siz 45
ne yazık ki öyle 24
ne yazık ki 622
ne yapıyorsun sen 411