Onu bulacaksın tradutor Russo
180 parallel translation
Onu bulacaksın!
Конечно найдете!
Onu bulacaksın.
Ты найдешь ее.
Madem buraya geldin, onu bulacaksın, değil mi?
Теперь, когда ты здесь, ты найдешь его, верно?
Denemeye devam et, onu bulacaksın.
Продолжайте искать, и вы его найдете.
Sadece onu bulacaksın... çuvala tıkacaksın, hortumla döveceksin ve getireceksin.
Всего-то надо его найти... положить в сумку, ударить резиновым шлангом, привезти домой
Tatlım, eminim etrafta bir yerdedir. | Onu bulacaksın.
Дорогой, я уверена, он где-то здесь.
Onu bulacaksın.
Ты его найдешь.
Sen 216'yı seçtin ve doğada her yerde onu bulacaksın.
Но ты выбрал 216 и ты найдешь его всюду в этом мире.
Onu bulacaksın arkamda saklanıyor.
Она прячется за моей спиной.
Bakın, şu yolu takip edip çıkın, onu bulacaksınız
Вон туда езжайте. прямо к нему выедете.
Bu sefer onu bulacaksınız.
Теперь вы найдёте его.
Eğer Tanrı buralarda bir yerdeyse onu bulacaksın.
Если господь здесь, то там ты его найдешь скорее всего.
Onu bulacaksın.
Ты найдешь его.
Bu adil! Onu bulacaksın ve biz de onu öldüreceğiz.
Ты его найдешь, а мы его убьем.
Gitmek istemediğin her yerde... Onu bulacaksın.
Ты найдешь его там, куда тебе меньше всего захочется идти.
Bana güven, küçük Chiyo, onu bulacaksın.
Поверь мне, Чио, ты найдешь ее.
Onu bulacaksın, Robert. Onu sen bulacaksın.
Вы найдёте, Роберт.
Onu bulacaksın.
И ты его найдёшь.
Sen onu bulacaksın benim için.
Ты найдешь его для меня.
Telaş yapma. Onu bulacaksın.
Не волнуйтесь, вы её найдёте.
Eminim onu çok ilginç.. ... bulacaksınız.
Уверен, вам там будет чрезвычайно... интересно.
Onu çekici bulacaksın.
Она тебе понравится.
Aç onu, bir çanta bulacaksın, al ve buraya getir.
Открой его. В нем сумка. Принесешь ее сюда.
Onu bıraktığım oturma odasında bulacaksınız.
Я оставил его в утренней комнате. Он ждёт вас.
Tam tersine. Sanırım onu otelde seni beklerken bulacaksın.
Напротив, в данный момент он уже находится в гостинице и ждёт вас.
Eğer onu nerede arayacağınızı biliyorsanız, bulacaksınız.
И если знать где искать, то найти его не составит труда.
Onu nasıl bulacaksın?
Как вы найдете его?
Perşembe gecesi... Onu istediğiniz yerde bulacaksınız
Найти его, на пятницу, в ночь, можно,
Şuradan git, sola dön, uzak değil... sonra sağa, onu sol tarafta bulacaksın.
Держи, пёс. Да. Проходишь туда, поворачиваешь налево, проходишь ещё немного, потом направо.
Ama onu nasıl bulacaksın?
- Но как ты его найдешь?
Onu sen bulacaksın!
Придумай сам!
Eminim onu bulacaksın.
Вы встретите его.
Öldüyse onu nasıl bulacaksınız?
Как же ты можешь найти его, если он умер?
- Onu suçlu mu bulacaksınız?
- И вы все проголосуете за его осуждение?
Onu nasıl bulacaksın Betty?
- Как же вы разыщете его, Бетти?
Onu soğuk, oluklu posta kutunda bulacaksın.
Найдешь это в своем холодном,.. ... сморщенном почтовом ящике.
Onu soğuk, oluklu posta kutunda bulacaksın.
Найдешь это в своем холодном, сморщенном почтовом ящике.
Onu orada bir ağılda bulacaksın.
Тебе нужно будет приехать на вершину Бичвуд Кэньон, там будет загон для скота.
Öyleyse onu nasıl bulacaksın?
Тогда как же вы его найдёте?
Onu Jam Pony'e bağlayıp, ona yeni bir yer mi bulacaksın?
Вернешь его в Джем Пони? Поможешь найти квартиру?
Bence onu daha çok ikna edici bulacaksınız.
Полагаю, он покажется вам весьма... убедительным.
İster koşullardan, ister mesafelerden ister kaderden, ister bir insandan neyden kaçıyor olursan ol geri döndüğünde onu mutlaka karşında bulacaksın.
Так что, от чего бы ты сейчас не бежал, от обстоятельств или географии, или, ну ты знаешь, от судьбы, другого человека, все это останется и просто будет ждать твоего возвращения. Ладно, и как ты предлагаешь решить эти проблемы, Джоуи?
Bunu çok komik bulacaksın. Onu tanıdığımda çok utangaç ve saf bir çocuktu. Cidden.
В смысле, ты думаешь, это смешно, но Джек когда я впервые встретила его он был робким и ну придурком.
Onu sen bulacaksın.
Ладно, ты займись этим.
Tabiî, ama onu Philadelphia'da tutmak istiyorsanız ona daha büyük bir yer bulacaksınız.
С двукратным отрывом от соперников. Если вы хотите видеть его в Филадельфии, найдите площадку побольше.
Bu itirafı duyan polis memurunu dinleyeceksiniz ve onu güvenilebilir bulacaksınız.
Но, к сожалению, их было всего двое. Один мёртв, а другой – на скамье подсудимых.
- Bence onu çok sevimli bulacaksın.
- Я бы сказала, что найдёшь его весьма милым.
Kâseyi bulacaksın, onun önünde diz çökeceksin ve onu dünya üzerinde özgür kılacaksın!
Найдёте Грааль, преклоните перед ней колени... и предъявите ее миру.
Ve kendini onu içerken bulacaksın!
И как бы пить его не пришлось тебе.
ikiniz dışarı çıkıcaksınız, Frank'i bulacaksınız ve onu buraya geri getireceksiniz.
Вы оба идёте отсюда и находите Фрэнка. И приводите его назад.
- Ama onu bulacaksınız.
- Но вы найдете его.
bulacaksın 18
onu bul 30
onu buldular 16
onu bana ver 330
onu buraya getir 82
onu ben buldum 23
onu bana getir 26
onu buldum 214
onu bilmiyorum 36
onu biliyorum 95
onu bul 30
onu buldular 16
onu bana ver 330
onu buraya getir 82
onu ben buldum 23
onu bana getir 26
onu buldum 214
onu bilmiyorum 36
onu biliyorum 95
onu buldun mu 57
onu ben yaptım 23
onu bana geri ver 25
onu bana verin 33
onu ben hallederim 27
onu buldunuz mu 44
onu buldun 29
onu buraya getirin 62
onu boşver 33
onu bulduk 84
onu ben yaptım 23
onu bana geri ver 25
onu bana verin 33
onu ben hallederim 27
onu buldunuz mu 44
onu buldun 29
onu buraya getirin 62
onu boşver 33
onu bulduk 84