English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Russo / [ S ] / Satış yok

Satış yok tradutor Russo

101 parallel translation
Gidiyor! Maç sırasında kesinlikle satış yok.
Не будут продаваться во время состязания!
Küçük yazı boyutu, derin kelimeler, satış yok.
А. Мелкий шрифт, большие слова и плохие продажи.
- Üzgünüm dostum, satış yok.
- Прости, приятель, не пойдёт.
Satış yok, ikimiz de arka tarafta olacağız.
Если мы не продадим картины, окажемся на самом дне.
Satış yok.
Ничего я не продаю.
Satış yok.
- Они не продаются.
- Ve hiç satış yok?
- И ничего не продала?
Satış yok.
Не берут.
Dolaşma yok. Satış yok. Uyuşturucu yok.
Не надо ездить, не надо продавать, больше никаких наркотиков.
Satış yok.
Не пойдет.
Bay Guillam'a "Satış yok." diye mesaj yazdım. O kadar işte.
Я написал "не продаётся" мистеру Гиллиаму, вот и все.
Neff'i suçlamanın anlamı yok. O bu firmanın en iyi satışçısı.
Нет смысла упрекать Неффа, он лучший агент в фирме.
Satılmamış bir tane bile yok.
Ни одной в непроданном состоянии.
Satış fişi yok muydu?
- И никаких чеков? - Вот.
Yapabilecek bir şey yok. Geciktim çünkü herkesle görüşmeye gittim eşinizin bankacısıyla, komşunuzla ve ayrıca evle ilgilenen emlakçıyla, bir de araba satıcısıyla. Rahat olun.
- Ничего не могу с этим поделать.
Yok, hepsi satılmış.
Перестань ныть! - Все билеты проданы.
- Yok. - Bir satış varsa diye soruyorum.
- А вдруг там дешевле?
Satışı gerçekleştirdiğine dair bir delilimiz yok.
- У нас нет доказательств, что он купил товар.
Yok, bunu bir kilise satışında kaptım.
Нет, я ее такую купил на распродаже в церкви.
Benim açımdan bakıldığında istediğim kadar mal bulabilirim fakat senin elindeki gibi bir satış durumu bende yok.
Хватит с меня сшибать копейки... но у меня нет таких возможностей для сбыта, как у тебя здесь.
Burada pek uyuşturucu satışı yok gibi.
Что-то не очень тут толкают.
Tamamen haklısın. Şu fakir insanlar hiç anlamıyorlar, parayla satın alamayacağın hiçbirşey yok.
но за деньги можно купить всё что угодно.
Satış görüşmelerimi hatırlatmana gerek yok, Linda. Daha hastaneler açılmadan üç ziyaret ayarladım.
- Давай про клиентов не будем говорить, Линда, ведь я с 3 из них встречаюсь ещё до начала работы.
Beyler, bu "mekan değil satılan..... malın kalitesi önemli" teorisi? Eğer bu s.ktiğimin zencisi heryeri ele geçirecek ve bizim malımızı almayacaksa bunun hiç bir önemi yok.
Все эти рассуждения насчет главенства продукта... а не территории... ни хера они не стоят... если какой-то ниггер заграбастает всю территорию... и совсем не будет брать твой продукт.
Ve satış konusunda da zerre bilgin yok.
Ты ни черта не смыслишь в торговле.
Pekâla Jim, bilemiyorum ama, sanırım satış falan yok ortada.
Что мы делаем? Как сказать, Джим, даже не знаю.
Elmas yoksa, para da yok, satış da. İyi iş çıkardınız, arkadaşlar.
которые Афганские террористы планировали приобрести нет бриллианта, нет денег, нет сделки отличная работа, ребята
Branko'nun seni Leanne'e götürmesini istediğini biliyorum. Ancak kadının ondan çiçek satın almış olması dışında cinayetlerini ortak kılan hiçbir delil yok.
- Ты мечтаешь, чтобы Бранко привел тебя к Лиан, но их ничто не связывает, кроме того, что она купила у него цветы.
Paraya ihtiyacım yok. Satılmış biri gibi.
Я только подумал, что деньги делают немного продажным...
Senin kendi adına elde ettiğin hiçbir başarın yok, bu yüzden de, başkalarının zaferini, satın almaya çalışıyorsun.
У тебя не собственных достижений, поэтому ты пытаешься позаимствовать славу других.
Bu telefonda bir satış görüşmesi yapabileceğim daha fazla bir şey yok mu?
Ну, это коммерческий звонок. Могу я еще быть чем нибудь полезен?
Ayrıca elimizde, onu uyuşturucu satıcısıyla ilişkilendirebileceğimiz hiçbir şey yok.
И мы не нашли ничего, что связывает его с домом наркодилера. Продолжайте искать.
Geçen birkaç yıl içinde, 200'den fazla Amerikalı kayboldu çoğu borç ve uyuşturucu satıcıları yüzünden fakat güzel sarışın bir kız olmadığı müddetçe kimsenin konuştuğu yok.
За последние несколько лет бесследно пропало более 200 американцев. В основном это из-за наркокартелей, но если это не какая-нибудь малолетняя блондинка, то никто об этом и говорить не хочет.
Tama ben iyi bir yazar değilim. Satış becerim yok. Yollara düşüp yaratıklarla savaşacak bir kahraman değilim.
Писатель я никудышный, в коммерции полный профан, Я не герой, чтобы сражаться с монстрами.
Televizyona satış öncesi bir tanıtım yapmak istiyordum ama bu aylar sürerdi. Gerek yok.
Нет, нет.
Daha fazla "satış" yapmaya gerek yok. Buradayız.
Вам уже не нужно ничего продавать, мы здесь.
Buy More'da bir satış falan yoksa konuşacak bir şeyimiz de yok.
Только если в "Бай Мор" не прошли большие продажи, нам не о чем говорить.
Hepsi farklı şirketler kullanmış ve ortak satış elamanları yok.
Они все пользовались услугами разных компаний. И никаких пересечений по продавцам компьютерной техники.
Satış yeteneği, genlerimde ya da neremde olması gerekiyorsa yok.
Видимо, консультантами не рождаются.
Numara falan yok, dostum. Ben sadece iyi bir satış elemanıyım.
Я просто хороший продавец.
Satış anlaşmasını imzaladım, peşinatı ödedi. Bunun geri dönüşü yok.
Деньги переводил отец, он же и сделал заказ.
Ama Davis. burada ulusal satış yaptırabilecek hiçbir şey yok.
- — упер. - Ќо, ƒэйвис, выйти на национальный уровень тут не с чем.
Vice bu arada Carl'ın satıcısı ile konuştu..... adamın heykelden haberi yok ve bizimkiler tüm rehincileri kontrol ediyor.
Она стоит около десяти кусков, так что Вайс поговорил со скупщиком Карла. Тот в глаза ее не видел.
Senin ilgilenmen gereken bir satış görüşmen yok mu?
А тебе работой не пора заняться?
Biliyorum size zorla satış yapmam gerek yok. Çünkü kanıt pudingin içinde.
Я знаю, реклама была не обязательна, за меня все сделал пудинг.
Sacramento'da logo olarak şimşek işareti kullanan bir kokain satıcısı yok muydu?
Нет ли в Сакраменто наркодилера, использующего молнию как логотип?
Morgan ve JJ ikinci kurban Mark uyuşturucu satıcısıyla buluşmaya gitmiş olabilir diye düşünüyorlar. Toksin testlerinin sonuçları gelmedi mi? Hiçbir kurbanın vücudunda uyuşturucu izi yok.
Морган и Джей Джей думают, что Марк, вторая жертва, пошел на встречу с наркодилером.
Demek satış ve arama motoru sonuçları arasında hiçbir bağlantı yok.
Итак, между продажей рекламы и результатами поиска нет связи?
Evet, ama buraya bakarsanız, unun ya da fruktoz mısır şurubunun satın almasında benzer bir artış yok.
Да, но если посмотреть сюда, то нет корреспондирующего роста в закупках муки или кукурузного сиропа с высоким содержанием фруктозы.
Bart'ın yasadışı petrol satışına dair sağlam bir belgemiz yok.
У нас нет явных улик, что Барт подпольно продавал нефть.
Söylemeye gerek yok ama bu satışı yapmamız lazım.
Мы должны закрыть эту сделку.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]