Söyleyemem tradutor Russo
4,362 parallel translation
- Tüh yahu. İşte bunu söyleyemem.
Боже.
İncelemeden bir şey söyleyemem, ama kıyafeti düzgün gözüküyor.
Ну, я не могу быть уверенной без осмотра, но одежда не повреждена.
Şuna bak, yeni erkek arkadaşı bana harika bir hediye vermiş, ona bu hediyeyi mahvettiğimi söyleyemem.
Ну давай. Её новый бойфренд подарил мне фантастический подарок, я не хочу сообщать её, что разрушила его.
- Öpmedim söyleyemem.
Не буду я рассказывать тебе о своих связях.
Çok şey söyleyemem.
Да не много.
Bunu tamamıyla doğru olduğunu söyleyemem.
Я бы не сказала, что это правда.
Olumlu bir şey söyleyemem.
Ну, ничего хорошего.
Henüz söyleyemem anne.
Я пока не могу сказать, мам.
Bir şey söyleyemem.
Я не могу тебе сказать.
Ben senin söylediklerini tam anlamıyla söyleyemem.
Я не могу просто повторить то, что ты говорил. Я женщина.
Size, müşterilerimle ilgili bir şey söyleyemem.
I really can't tell you anything about my clients.
Seni gördüğüme şaşırdığımı söyleyemem.
Не скажу, что удивлена.
Ben bunu telefonda söyleyemem.
Я не могу говорить об этом по телефону.
Arkadaş olduğumuzu söyleyemem.
Не сказал бы, что мы друзья.
Hey, Vic, Seni o kadar iyi tanıdığımı söyleyemem, ama O senin tipin gibi durmuyor.
Эй, Вик, не могу сказать, что хорошо тебя знаю, но он не выглядит как твой типаж.
Hak etmediğimi söyleyemem.
Не могу сказать, что я это не заслужил.
Sana bunu söyleyemem.
Я не могу тебе рассказать.
Sana bunları telefonda söyleyemem.
Я не могу сказать это по телефону.
Üçümüzün bir aile olmasını ne kadar çok istediğini biliyorum ben de istiyorum ama karşında durup yüzüne bakarak daha hissetmediğim bir şey hakkında sana yalan söyleyemem.
Я знаю, насколько сильно ты хочешь, чтобы мы втроем были семьей, и я тоже этого хочу, но я не могу стоять здесь и врать тебе, говорить, что я чувствую то, чего я не чувствую.
Ne olduğunu daha söyleyemem ama kayda değer bir şey...
Пока ничего толком не могу сказать, но... Думаю, что-то очень важное.
- Kimseye bir şey söyleyemem.
- Ни с кем не буду разговаривать.
Üzgünüm ama Bay McCombs için uyguladığımız tedavi hakkında... -... hiçbir şey söyleyemem. - Bu aktif bir soruşturma Dr. Brooks.
Простите, но я не могу рассказать о назначенном мистеру МакКомбсу лечении.
Sağlık sistemimizin gizli ve.... gizli anlamsız kurallarından dolayı... bulunduğum bazı durumları söyleyemem ama... bir ya da iki bebek doğurtmuşluğum var.
Я не могу назвать все имена из-за нашей системы здравоохранения с дурацкими законами о конфиденциальности информации, но я помог родиться парочке детей.
Biliyorsun ki yaptığın şeyden memnun olduğumu ve... ve buna göz yumacağımı söyleyemem ama... - Etkilendim.
Знаешь, не могу сказать, что доволен тем, что ты сделал, и я уж точно не стал бы это оправдывать, но я впечатлен.
Şaşırdığımı söyleyemem.
Я бы соврал, если бы сказал, что удивлен.
Olamaz, yalan söyleyemem.
Нет, я не могу врать.
Şu anda Ay'a ne olacağını söyleyemem. Çünkü Ay'a ne olacağına daha karar verilmedi.
Именно сейчас я не могу сказать, что случится с Луной,... поскольку что бы ни случилось с Луной, это еще не решено.
Bundan keyif almayacağımı söyleyemem.
Не могу сказать, что не получу удовольствия.
Bunu sana söyleyemem.
У него еще много средств? Не скажу.
Bak Mabel, her ne kadar istesemde ona söyleyemem.
Слушай, Мейбл, я не могу ей сказать, как бы этого не хотел.
İstibahrat gelene kadar bunu sana söyleyemem, biliyorsun.
Не говори ей, пока не получим информацию.
Söyleyemem.
Не могу сказать.
Bir şey söyleyemem Leydi Hazretleri.
Никто ничего не узнает, миледи.
Mary'yi neden bırakamadığımı sana söyleyemem ancak...
Я не могу тебе сказать, почему не расстаюсь с Мэри, но...
- Söyleyemem.
- Не могу сказать.
Üzgünüm Julia ama sa... sana nerede olduğunu söyleyemem.
Извини, Джулия, но... Я не могу сказать, где оно.
Hayır, yumurtanın yerini söyleyemem.
Нет. Я не могу сказать тебе где яйцо.
Ama söyleyemem.
Но я не могу.
- Ona yalan söyleyemem.
- Я не могу врать ему.
Söyleyemem.
Нет, я не могу.
- Söyleyemem.
Я не могу.
Söyleyemem, hayatta kalmak zorundayız.
Я не могу, нам надо выживать.
Ve bu yüzden Dina'ya onunla yemeğe çıkacağımı söyleyemem.
Поэтому, я ему откажу.
Sana söyleyemem.
Я не могу тебе рассказать.
- Söyleyemem.
Не могу сказать.
Masum olduğunu söyleyemem ama.
Но я бы не сказала, что он невиновен.
Söyleyemem.
Я не могу рассказать тебе.
Meredith, ne demek söyleyemem?
Меридит, что значит, ты нам не скажешь?
Bu radyo yayınının güvenli olduğunu kesinlikle söyleyemem.
Я не могу вам точно сказать, можно ли доверять этой передачи.
- Ray'e söyleyemem.
Я не могу сказать ему.
Ona bunu söyleyemem.
Я.. я не могу ему так сказать.
söyle 2270
şöyle 191
söyledim 318
söyledi 132
söyledin 99
söylemiştim 315
söylemiştin 61
söyle bana 1105
söyleme 186
söylemeyeceğim 91
şöyle 191
söyledim 318
söyledi 132
söyledin 99
söylemiştim 315
söylemiştin 61
söyle bana 1105
söyleme 186
söylemeyeceğim 91
söylemem 123
söyleyeceğim 241
söylemedim 113
söylesene 1323
söylemek istediğim 130
söylemedin 49
söylerim 244
söyleyeyim 186
söylemeyecek misin 32
söyle ona 443
söyleyeceğim 241
söylemedim 113
söylesene 1323
söylemek istediğim 130
söylemedin 49
söylerim 244
söyleyeyim 186
söylemeyecek misin 32
söyle ona 443
söylemiyorum 60
söylemem gerek 33
söylediler 23
söyleyin bana 123
söylediğim gibi 241
söyle bakalım 455
söyledin mi 33
söylemedi 153
söylemedim mi 39
söyleyeyim mi 49
söylemem gerek 33
söylediler 23
söyleyin bana 123
söylediğim gibi 241
söyle bakalım 455
söyledin mi 33
söylemedi 153
söylemedim mi 39
söyleyeyim mi 49