English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Russo / [ Ç ] / Çocuk yok

Çocuk yok tradutor Russo

579 parallel translation
Köpek yok, çocuk yok, sadece iki iç mimar.
Ни собак, ни детей, всего лишь двое декораторов сверху.
Bence senin bodrumunda hiç çocuk yok.
Я думаю, что в Вашем подвале нет никаких детей.
Adı Tonya, soyadı Komarov olan çok çocuk yok. Komarov yaygın bir ad.
Он позволил мне купить ему новый костюм и устроить на работу в его бывшую больницу.
Çocuk yok. Çocuğumuz bile yok.
Да и детей никаких нет.
Çocuk yok.
Детей нет.
Hayır. Bütün bunlar genç çiftlere yönelik. Evlilikten önce çocuk yok.
Нет, сюжет рекламы - молодая пара, до свадьбы, без детей.
Çevrede çocuk yok mu?
Здесь нет какого-нибудь ребенка?
Ama konuşacak gerçek bir çocuk yok. Yaşayan bir insan yok.
Но не с кем настоящим поговорить, ни единой живой души рядом.
- O yaşlarda hiç bir çocuk yok!
Там нет ни одного ребенка его возраста!
Kapıyı çalan çocuk yok.
Дети не скребутся в дверь.
Senin olduğun katta küçük bir çocuk yok ki.
На твоем этаже нет детей.
Sonuç olarak hiçbir yerde saldırabileceğin adam veya çocuk yok.
здесь не осталось людей...
Başka çocuk yok.
Здесь нет других детей.
Hoş çocuk yok diye...
Просто потому, что симпатичный парень отсутствует...
"Bak bakire, eğer sen olmazsan bu çocuk, bir cadının reddedilmiş dölü olarak onursuz ve sefil bir şekilde yok olacak."
"Смотри, женщина, этого младенца без тебя ждёт мучительная смерть изгоя, сатанинского отродья..."
Çocuk peşinde koşmanın bir karı yok.
Кто ж об этом не мечтает.
Onun derdi çocuk istemesi. Paul olmaz diyor. Bakacak güçleri yok.
Она хочет завести ребенка, а братишка против.
- Yo, akıllı çocuk küçük Jeff'in bu konuda söyleyecek sözü yok.
О, нет, умник. Малыш Джефф не будет говорить об этом.
Bu çocuk için endişelenmemize gerek yok.
Мы не должны беспокоиться за это дитя.
Sana yemek yok çocuk.
Есть не будешь, хулиган!
Şunu bir düşün, ölmek zorunda olan bir çocuk var. Çünkü ailesinin ona gerekli ilaçları alacak parası yok.
- Подумай о том, почему... должен умереть ребенок, родителям которого не хватает денег... чтобы оплатить медицинские услуги.
Bly'da yaşayıp çocuk olmaktan başka... olmak istediğim birşey yok.
Я не хочу никем становиться. Хочу остаться таким же как сейчас - мальчиком живущим в Блай.
Çocuk tacizi yok!
Совращение малолетней?
Kendini, kariyerini yok edebilirsin, o genç çocuk sana kendini hatırlattı.
Так ты можешь погубить себя, свою карьеру. Молодой парень, что напоминает тебе себя 11 лет назад.
Aptal bir çocuk gibi davranıyorum. Buradasın ve korkulacak bir şey yok.
Я как глупый ребенок.
"Bedenlerimiz sömürülüyor çünkü kürtaj üzerindeki yasaktan ve seks yaşamımızdaki ahlaki baskılardan dolayı çocuk sahibi olup olamamayı seçme hakkımız yok."
" Наши тела эксплуатируют... потому что нам не разрешают выбрать, иметь ли ребенка... из-за запрета абортов... и морального давления на нашу сексуальную жизнь.
Yok, o sadece bir çocuk.
ƒа нет, они с ним на равных.
– Bizi yok edebilir. O daha bir çocuk.
И ты узнаешь, что это правда.
Çocuk odasında gazyağı lambası yok ki.
В детской нет керосиновой лампы.
Söylemeye gerek bile yok, çocuklarla başa çıkabileceğimizden emindik. Ve çocuk yapmaya karar verdik.
что мы считали себя в состоянии и решили собственно завести детей.
Yasal olarak buna hakkım yok. Ayrıca bir çocuk bağlara ihtiyaç duyar.
Прежде всего потому, что я не имею права, то есть законного права, и потом, я считаю, что у ребёнка должны быть корни.
İlk birkaç kış döneminde İngiltere'deki çocuk ve yaşlıların çoğu yok oldu.
В первые несколько зим, много детей и стариков просто исчезли.
Belki de sana göre bir şey yok, zengin çocuk. Belki, bana göre vardır.
Может тебе здесь больше и нечего взять, парень, а вот мне есть что...
İmkanı yok, bu çocuk, bunu öldüremez.
Разве такого парня можно не заметить!
Bizim çocuk hastalıkları bölümümüz yok.
У нас нет детского отделения.
Her neyse, çocuk sahibi olmak için bir erkeğe ihtiyacın yok!
По-любому, тебе не обязательно заводить парня для того, чтобы иметь ребёнка.
Bu defa bana göz kulak olan yaşlı kadın yok. Sahte çocuk bakıcısı kıtanın bir ucunda diğer ucuna evleri soyarak geziyor.
Бандит-няня совершил ограбления по всей территории США.
Bir sürü çocuk var, ama hiç ebeveyn yok.
Да и зачем им жить здесь?
Yalnız bir çocuk, babası yok.
Одинокий ребенок, безотцовщина.
Komşum olan şu liseli çocuk ta olmasa kimsenin sigara makinasını kullanacağı yok.
Если бы не школа... -... никто бы не покупал сигареты.
Özür dileyecek bir şey yok. Güçlü bir çocuk.
Нечего извиняться, он крутой парень.
Hiç iz yok. - Nerede bu çocuk?
Его нигде нет - куда он мог деться?
Ne kadar cok ümitsizlige kapilsamda, bir cocuk icin ilgim yok.
Я еще не настолько отчаялся.
ozaman Soo Hyeon anne ve babası yok kim bakacak hayır, yapamam bu çocuk... ozaman bende gidiyorum?
яКСЬЮИ, УБЮРХР НПЮРЭ. оПНЯРН БЕПМХ уЮ яНМ Б ЪЯКХ. мЕР, уЮ яНМ Ъ РЮЛ МЕ НЯРЮБКЧ.
Ortada hiçbir şey yok. Bu çocuk harika bir sporcu.
Никаких доказательств кроме того, что он великий атлет!
Bulvar'ı deneyin. - Bir gün bir gün bir çocuk eve de gelmiş kimse yok.
- "Громадные гладкие глотки..."
Vicdanını rahatsız edecek çocuk ölümleri yok.
На вашей совести нет погибших детей.
Şu koca çocuk Winston orada yok değil mi?
Это большая задница негр Уинстон нет, это он?
Yok çocuk konuşsun.
Ребенок говорит.
Artık iyi çocuk olmak yok!
No more Mr. Nice Guy!
Dört çocuk, üç farklı adam ama yüzük yok.
Трое мужчин и четверо детей вне брака.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]