Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ C ] / Come on then

Come on then перевод на турецкий

2,671 параллельный перевод
So, come on then, Frank,
Haydi oyleyse, Frank,
Come on then. Cheers. ALL :
Haydi o zaman, serefe!
Come on then, Dad, let's have it, shall we?
Gel o zaman halledelim baba olur mu?
Come on then. Get over here.
Gel buraya.
So come on then, one good deed and all.
Haydi oyleyse, bir kiyak, ve hepsi bu.
Come on then!
Hadi!
Come on then! ?
Hadi!
Come on then, sex thing.
Gel bakalım, sadece seks kadını.
Come on then, tell me...
Hadi, anlat bana.
Oh right come on then.
Pekala, hadi o zaman.
Come on then, you fuckers!
Hadi o zaman, şerefsizler!
- Fuck off! Fuck off then, all right! Eh, come on!
Gel sen de iç
Now, when you get your head out of your ass and start acting like a man, then you can come back on the team!
Kafanı götünden çıkarıp adam gibi davranmaya başlayınca oynayabilirsin.
Come on, then...
Hadi o zaman...
Oh, come on. Almost there, left turn just ahead and then you're home free.
Neredeyse vardın, hemen ilerden sola dön, sonra oradasın.
We were showing a cast and crew screening, and then they're like, "Hey, come down to the front " and say something to everyone. "
Film ekibine bir ön gösterim yapıyorduk sahneye çıkıp birkaç kelime etmemizi istediler.
Come on, I'm going to get you something nice to eat and then after that we can look for jobs.
Hadi ama, ben sana yiyecek bir şeyler alırım. Sonra da iş bakarız.
Come on, then.
Yürü bakalım.
Come on, then.
Gel o zaman.
Come on, then, Dad, let's have it, shall we?
Haydi baba, halledelim şu işi olur mu?
Then how come in April of 2003 did you tell Japanese "tiger beat" that the best date of your life was on your tour bus during y2k drinking box wine watching the sun rise over Kenosha?
O zaman Nisan 2003'te Japon Tiger Beat dergisine hayatındaki en iyi randevunun y2k sırasında, tur otobüsünün üzerinde kutu şarap içip Kenosha'da güneşin doğuşunu izlemek olduğunu söyledin?
Okay. Then come on.
Benimle gel.
If you can come to Samos, this Friday... then a story that is the biggest scandal of the past decade... and all evidence related to the story... can be yours.
Sen de böyle düşünüyorsan... Bu cuma Samos adasına bekliyorum. Son on yılın en büyük olayı senin ellerinde...
If they doubt us even a bit, then... come on, relax.
o zaman, hatta biraz bize şüphe Gel gevşe.
- Then come on in.
- O zaman buyurun içeri.
Or... Just say yes to me when I ask you on a date. And then I will come and pick you up in it.
Ya da sana çıkma teklifi ettiğimde kabul et ben de bu arabayla gelip seni alayım.
Come on, then, lads, you heard him.
Haydi bayanlar. Hocayı duydunuz.
Come on, then, get dressed!
Haydi o zaman, kalk giyin.
Come on, then, Peggy.
Haydi görelim seni Peggy.
No, I can come on with the ketchup on my head... and then at the end, I will lick the blood.
Kafama ketçap sürüp gelebilirim... ve en sonda, kanı yalamaya başlarım.
So they steal the liquor from the gas station, they go on a binge, and then they come to a meeting?
Benzin istasyonundan içki çalıyorlar, alem yapıyorlar sonra da toplantıya mı geliyorlar?
You've been on, hang out till 10 : 00, start crying, then make us come pick you up overs.
Gittin, saat 10'a kadar takıldın ve ağlamaya başlayıp bizi çağırdın.
Come on, then!
Tamam o zaman.
- All set? Come on, then.
- Her şey hazırsa gidelim.
He would come down every three innings or so And check on me And grab a cigarette, and then he'd go back upstairs.
Her üç atışta bir aşağı iner beni kontrol eder ve bir sigara kapıp, tekrar üst kata çıkardı.
Well, come on and do it then, if you think you're man enough.
Hadi gel o zaman tabii yeterince taşaklıysan.
Come on, then. In you go. Hop up.
Hadi çık bakalım.
Well, all right then. Come on in.
O hâlde içeri gel.
Then how come there's lights still on?
O halde nasıl oluyor da burada ışık açık?
Then, come on, at least hug me.
Gel, en azından bana sarıl.
You should see a vent on your left, and then you're gonna come up to a six-inch drop-off.
Solunda bir kanal göreceksin ve 6 santimetrelik bir iniş olacak.
Then come on.
Ee hadi o zaman.
Come on, then.
Hadi o zaman nerede bu?
- ( Rick ) Come on, then!
Gülümse koca oğlan. Hadi o zaman!
Come on, then.
- Evet. - Hazır mısın?
Lf you want that people should hear and see you, and you want to fight with minister, then you will have to come on tv like me,
İstesen böyle insanları duyar ve gözlemleyebilirsin. ve isterseniz bakanla kavga edebilirsiniz. O zaman benim gibi tv'ye çıkın.
Then pull your pants up and come on out.
Sonra pantolonunu çek ve dışarı gel.
Come on. 3 minutes, then he's seeing the magistrate.
Hadi. 3 dakika, sonrasında yargıcı görecek.
Then you'd better kill me, come on!
O halde beni öldürsen iyi olur. Hadi!
You'll have to come along to keep an eye on him then, won't you?
Senin de gelip ona göz kulak olman gerek o halde, değil mi?
- I don't wanna be stuck on a plane with a WMD for 11 hours. - Yeah. Then don't come with me.
- Öyleyse benimle gelme.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]