For breakfast перевод на турецкий
3,501 параллельный перевод
Well, Amanda and I made plans to go for breakfast last week.
Amanda ile geçen hafta kahvaltı yapmayı planlamıştık.
Knows who you had for breakfast and where you go to ground so do yourselves a favor.
Kahvaltıda kimi yediğinizi ve yeraltına nerede çekildiğinizi kaydeder. Kendinize bir güzellik yapıp işi boka sarmayın olur mu?
I heard they eat fish for breakfast.
Kahvaltıda balık yiyorlarmış diye duydum.
He'd cut your liver out and eat it for breakfast.
Organlarınızı çıkarıp onlarla kahvaltı yapacak.
I used to eat classified for breakfast.
O özel bilgileri kahvaltıda yerdim.
How about we meet downstairs in 10 minutes for breakfast?
10 dakika içinde aşağıda kahvaltıda buluşalım.
For breakfast?
Kahvaltıda mı?
Thanks so much for having me over for breakfast.
Bana kahvaltı hazırladığınız için çok teşekkürler.
Howard, are you coming down for breakfast? !
Howard, kahvaltıya inecek misin?
I haven't had time for breakfast yet.
Daha kahvaltı yapmadım.
Nor for breakfast, nor dinner.
Ne kahvaltı, ne de akşam yemeği için vermez.
Giving everyone 20 minutes to shower, plus 50 for Jim to style his hair, 20 for breakfast, 40 for Erin to get lost between her room and the lobby, 90 for Ryan to do his morning ecstasy.
Herkese 20 dakikalık duş süresi Jim'e saçına şekil vermesi için 50 dakika kahvaltıya 20 dakika Erin'in oda ve lobi arasında kaybolması için 40 dakika ve Ryan'ın sabah coşkusu için 90 dakika ayırırsak çoktan 20 dakika geç kalmışız.
I'll be serving Belgian waffles for breakfast.
Kahvaltıda Belçika usulü gözlemeler yapacağım.
We'll get some bass for breakfast, just like the old days.
Kahvaltı için biraz levrek yakalarız, eski günlerdeki gibi.
You think maybe they went out for breakfast? I don't know.
- Kahvaltıya gitmiş olabilirler mi?
You had a bear claw for breakfast.
Kahvaltıda büyük boy kruvasan yedin ya.
Bit late for breakfast.
Kahvaltı için biraz geç kaldın.
I want to move there, and have cold meat for breakfast, and wear shorts.
Oraya taşınmak ve kahvaltıda soğuk et yiyip şort giymek istiyorum.
So, what do we do when he comes down for breakfast?
Peki kahvaltıya aşağı geldiğinde ne yapıyoruz?
What did you have for breakfast?
Kahvaltıda ne yemişsin ki?
They eat kids like you for breakfast.
Senin gibileri kahvaltı niyetine yerler.
I cut billion dollar deals for breakfast. I don't need this.
Ben kahvaltıda milyar dolarlık anlaşmalar yapıyorum.
Thank you for breakfast.
Kahvaltı için sağ ol.
Paddle faster, maybe we'll be make it in time for breakfast.
Biraz hızlı çek. Belki kahvaltıya yetişiriz.
Do you want to join me for breakfast?
Kahvaltıda bana eşlik etmek ister misin?
How come you didn't bring your girlfriend for breakfast?
Kız arkadaşını neden kahvaltıya getirmedin?
When I went in, Amari didn't know how to ask for breakfast.
İçeri girdiğimde Amari kahvaltı istemeyi bilmiyordu.
Hotch, what did your mom make you for breakfast?
Hotch, annen sana kahvaltı için ne yapardı?
Matter of fact, I had... I had leftover pizza for breakfast.
Aslın bakarsan, kahvaltıda dünden kalan pizzayı yedim.
And what, pray tell did you have for breakfast the morning after the night you drank an entire flask of belladonna drops?
Şimdi lütfen söyle. Bir şişe güzelavrat otu özü içtiğin geceden sonraki sabah kahvaltıda ne yedin?
- What did you have for breakfast?
- Kahvaltıda ne var?
Is this breakfast for rabbits?
Bu kahvaltı da ne böyle, tavşan mıyız biz?
♫ Breakfast is for all day. ♪
Kahvaltı tüm gün için
What would you like for breakfast?
- Kahvaltıda ne yemek istersin?
There were having their breakfast in the lecture theatre at 9 o'clock, to be sure they'd get a seat for the seminar at 2 o'clock.
Saat 14 : 00 deki seminerde bir koltuk kapmış olmak için.. ... Konferans salonunda saat 9'da kahvaltı eden insanlar vardı.
After breakfast we'll go for a 30 minute walk, then you rest an hour.
Yemekten sonra yarım saatlik bir yürüyüşe çıkacağız, sonra bir saat dinlenirsin.
No breakfast for me, Mrs S.
Kahvaltı istemiyorum Bayan S.
Thank you for the breakfast invitation.
Kahvaltı daveti için teşekkürler.
- No breakfast for you.
- Sana kahvaltı yok.
YOU KNOW TOMORROW... FOR YOUR BREAKFAST, WE HAVE EVERY CEREAL, AND WHATEVER'S YOUR FAVOURITE, WE PROBABLY HAVE IT.
Yarın kahvaltı için her türlü gevreğimiz var senin en sevdiğin hangisiyse büyük ihtimalle bizde vardır.
I gotta feed my nephew before he chews his own lips off for breakfast.
Merhaba hayatım.
Special Irish breakfast for you - - it's steel-cut oatmeal with fresh peaches.
Sizin için özel İrlanda kahvaltısı - - Taze şeftali ve yulaf ezmesinden oluşuyor.
I used to make breakfast for my mom all the time.
Anneme de kahvaltı hazırlardım hep. Teşekkür ederim.
I can make breakfast for you every morning if you'd like.
İstersen her sabah sana kahvaltı hazırlayabilirim.
He doesn't understand Why I can't just take off for the weekend or have a spontaneous breakfast.
Hafta sonu neden pat diye gidemeyeceğimi ya da hadi kahvaltıya gidelim dediğinde neden gelemeyeceğimi anlamıyor.
Do you want to wait for this or get some breakfast?
Beklemek ister misin yoksa gidip biraz kahvaltı yapalım mı?
I was at a breakfast for an environmental charity we sponsor.
Sponsor olduğumuz çevre bağışı kahvaltısındaydım.
[chuckles] Sure does a lot of protesting for a guy who knows nothing about a missing breakfast.
Kayıp kahvaltı hakkında hiçbir şey bilmeyen bir adam için ne kadar çok protesto etti.
Maybe he came in early and had breakfast while he waited for you.
Belki erkenden geldi, ve seni beklerken kahvaltı etti.
Mel, you know how you complained for three days that there was no breakfast?
Mel, üç gündür kahvaltı yapamadığından mı yakınıyordun?
Like for starters, he made that delicious breakfast you enjoyed this morning.
Mesela en başta bu sabah yediğin leziz kahvaltıyı o hazırladı.