Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ S ] / Still going

Still going перевод на турецкий

3,532 параллельный перевод
An actual place where they can learn from other families who have been through... who are still going through it.
Diğer ailelerin neler yaşadığını ve neler yaşamakta olduklarını öğrenebilecekleri gerçek bir yer.
And.. But, you know, they're still going to be together throughout time.
Yine de zaman boyunca birlikte olacaklar.
Well, I would, but you're not still going through with that, are you?
Peki, yaparım ama yine de bununla devam etmeyeceksin, değil mi?
This is an old army blanket of mine I was gonna give you if you were still going to Bluebonnet.
Hâlâ Bluebonnet'e gidecek olsaydın bu eski ordu battaniyemi sana verecektim.
They're still going through the security camera footage.
Hala güvenlik kamerası kayıtlarına bakıyorlar.
Mama is still going.
Anne devam ediyor.
You're still going to feel those same things tomorrow.
Aynı şeyleri yarın da hissedeceksin.
So, she's still going at it, huh?
Hâlâ kızgın desene?
You're still going?
Hâlâ devam mı ediyorsun?
Are you still going on about that?
Hala orada mısın?
I'm still going to be deported?
Hala sınır dışı mı edileceğim?
Still going strong.
Hala bir aradasınız.
Hoping for a miracle, but if it wasn't, it was still going to be precious and it's a baby and it's a life.
Bir mucize umuyordum ama mucize olmasaydı da yine de değerli olacaktı, o bir bebek, bir hayat.
We're still going round with a dustpan and brush after Cliveden.
Hâlâ Cliveden'in pisliğini temizliyoruz.
If you're still going to look at him that way, why get divorced?
Eğer ona bu şekilde bakmaya devam edeceksen neden boşandınız?
Is the job still going?
Hala eleman arıyor musun?
Party's still going.
Parti devam ediyor.
So you're gonna have to answer for that. You're still going down, pal.
O yüzden bunun hesabını vermek zorundasın.
What, is he still going on...
Ne, hala giyiyor musun?
Are you still going on about this?
Siz hala o muhabbete misiniz?
Still going for it, are we?
Hala plana devam ediyoruz, değil mi?
We're still going back empty-handed.
Elimiz boş dönüyoruz işte.
He was still all Rosed up. Am I ever going to see you again?
Seni bir daha görecek miyim?
So, what excuse are you going to use to see if I'm still as hot as I was in high school?
Pekala, benim hala lisede ki kadar seksi olup olmadığımı öğrenmek istemene sebep olan şey nedir?
You know, I still hear him talking to me sometimes, you know, when things are going wrong and...
Bazen hala bana konuştuğunu duyuyorum. İşler kötüye gittiğinde...
There's still a war going on out there.
Dışarıda hâlâ devam eden bir savaş var.
We still have no idea where he was going or even what his real name was.
Nereye gittiğine ya da gerçek ismine dair hala bir fikrimiz yok.
Up until about ten minutes ago, I still thought you were going.
10 dakika öncesine kadar hâlâ gideceğini sanıyordum.
My shoulders feel like they're going to fall off. But still, we should take back whatever we can.
Bu çanta yüzünden düşecektim ama yine de onları yanımızdan ayırmamalıyız.
If there are still ammunition lying around, this ship is going to explode into pieces.
Eğer hala içeride cephane varsa, tek bir atış bu gemiyi parçalara ayırabilir.
Even still, are you going... to see Tae Joon before you leave?
Yine de, Tae Joon'u... gitmeden önce göreceksin değil mi?
You are still their experiment that went awry, and they are never going to stop hunting you down...
Hala onların işe yaramamış deneyisin ve seni avlamaktan asla vazgeçmeyecekler.
I made sure I wasn't followed, but still, you should go. I'm not going now, okay?
Takip edilmediğimden emindim ama yine de gitmen iyi olur.
- I am going to go look for a couple back copies of Elf Quest, which is something you should definitely do while you're still wearing a mask. Yeah. ( Quiet laugh )
Evet.
I still don't understand what is going on.
Hâlâ neler olduğunu anlamıyorum.
Well, we had every intention of going out, and when I went by McGeek's place, he... he was still... enthralled by this-this first-person shooter game.
Yani, aslında dışarı çıkmayı düşünüyorduk, sonra ben McGeyik'in evine gittim, o.. o hâlâ.. bu-bu vurdulu kırdılı atış oyunuyla oynuyordu.
If he's going to lose his life, he will still go.
Hayatını kaybedeceğini bilse dahi gidecektir.
Still no one who's going to report it.
Hiç kimse polise ihbarda bulunmayacak.
But still, a mental checkup - if you're not going to listen to the doctor, why come to the hospital in the first place?
Ancak yine de tam bir kontrolden - Doktoru dinlemeyecektiniz madem ne diye hastaneye geldiniz?
The most important thing about this series is not that it's updated, it's the fact that those two men are still young and they're still at the beginning of what they don't yet know is going to be a lifelong partnership.
Bu dizinin en önemli kısmı güncellenmiş olması değil. En önemli kısmı, bu iki adamın hala genç olması ve hala, aralarındaki şeyi ömür boyu sürecek bir arkadaşlığa dönüştürme yolunun başında olmaları.
So even when you think the camera's not moving, it really is, and there's this sort of ever-present heartbeat going on throughout the entire series, even in the most still moments, and I think that's sort of,
Yani kameranın hareket etmediğini sandığınız anlarda bile aslında ediyor. Ve ortada tüm dizi boyunca devam eden hatta en durgun anlarda bile... adeta ezelden beri orada olan gerilim var ve sanırım bu Marco'nun bir tasarımıydı, ben de bunu oldukça muhteşem buldum.
But still... It's a house we're going to live together in... We should take a look at it together.
Ama... bu yüzden birlikte görmeliyiz.
I can still see things that are across the street... $ 21.00. 3x8 = 21! That... old man... He's already going blind.
Bu adamın işi çoktan bitmiş.
I still don't think these humans are going to be able to solve this big case.
Ben hâlâ basit fanilerin öyle büyük bir işi başaracağını sanmıyorum.
Still, I'm going to think about my current behavior at a later time and do this first
Ama neden böyle davrandığımı daha sonra düşüneceğim.
I can make a good ad, thanks to you. Can you still not tell me what kind of advertisement it's going to be?
Resmi kararımız değil, ama iyi.
If we stay still, how are we going to go home?
Bunu daha önce yapsaydın ya, neden şimdi yapıyorsun?
Why am I still in bed if the party's going on?
Eğer parti başladıysa neden hala yataktayım?
So, if you'll excuse me, I'm going to see my child's recital and tell the woman I love that I still love her.
Eğer izin verirseniz oğlumun resitalini izlemeye gideceğim ve sevdiğim kadına onu hala sevdiğimi söyleyeceğim.
And if you kill him... you're still not going to see your daughter.
Tamam mı? Eğer sen onu öldürürsen kızını yine göremeyeceksin.
Lance had lost ground, but he was still close to the lead and only two seconds behind his rival, Contador, going into the biggest climb of the Tour.
Lance gerilemişti ama hala liderliğe yakındı ve Tur'un en dik tırmanışına girerken rakibi Contador'un sadece iki saniye gerisindeydi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]