Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ T ] / Think it through

Think it through перевод на турецкий

1,104 параллельный перевод
You don't want none of me, think it through.
Benimle kavga etmek istemezsin, iyi düşün.
Go on now. Think it through. Think it through.
Hadi, düşün bakalım.
Think it through There's still time
Hâlâ zaman varken bunu iyi düşün.
Think it through.
Düşün.
Think it through!
Düşün biraz!
Think it through, Dawson.
Bi daha düsün, Dawson.
No, there's probably something wrong with it. Think it through.
Hayır büyük ihtimalle bir eksiği falan vardır, iyi düşün.
Just think it through.
Sadece enine boyuna düşünmeni istiyoruz.
Think it through.
İyi değerlendirin.
I had to think it through really hard, work out, try different combinations of putting them together then finally, I worked out what had happened, and I worked out what I had to do.
Bayağı kafa patlatmam gerekti, birleştirmek için değişik kombinasyonlar denedim ve sonunda, ne olduğunu ve de ne yapmam gerektiğini buldum.
I think it would be terribly bad to go through life having a secret dream and never fulfilling it.
Gizli bir hayali olup onu gerçekleştirememek inanılmaz kötü bir şey olsa gerek.
I don't think I can go through with it.
Sanmıyorum ki bunu yürütebilirim.
Jeez, you'd think there'd be one half-starved mongrel in this town who could make it through this obstacle course.
Tanrım, bu engelleri aşabilecek bir tek melez köpek yok mu bu şehirde?
I don't think I've ever been prouder than the first time you made it through all 285 rules without a mistake.
285 kuralın hepsini hiç hata yapmadan ilk kez söylediğinde daha önce hiç gurur duymadığım kadar gurur duymuştum.
I think we're ready to give it a try, but we're pushing through some pretty heavy gravitational interference.
Sanırım hazırız, faka bir miktar yerçekimsel anafor yüzünden zorlanabiliriz.
Well, it's just, she's been through the process so many times. I think it's a good thing.
Birçok kez bu işlemleri yapmıştır, bence bu güzel birşey.
I - I think I got through it.
Sa-sanırım başardım.
Watching the play tonight through fresh eyes, I... well, I just don't think it's ready.
Bu gece dinç gözlerle izleyince oyunun hazır olmadığını gördüm.
And Kes has been so kind and compassionate that I don't think I couId be making it through this time without her.
Ve Kes, bize çok merhametli ve yardımseverce davrandı, o olmasaydı, bu kötü zamanı nasıl atlatırdım, bilemiyorum.
It's not something you can think your way through, it's your body that has to listen.
Senin düşünebileceğin yolla olan birşey değil. Dinlemesi gereken vücudun.
I think a lot of it just boils down to sticking it out, going through it together.
Birbirini olduğu gibi kabul etmek ve birlikte yürümek.
And if you think that some hero is going to break through the glass to save you, then forget it!
Kahramanın camı kırıcağını düşünüyorsan seni kurtarması için unut onu!
Anyway, I hate to have to go through this again, but I think we're stuck with it.
Her neyse, hiç uğraşmak istemiyorum ama galiba mecburuz.
- It's weird to think of you going through that.
- Senin bunları yaşamış olduğunu düşünmek tuhaf geliyor.
Psych doesn't think she can handle the post-op regime and the mother won't be around long enough to get her through it.
Nakil sonrası rejimi uygulayamayacağını, annesinin de ona bakacak kadar uzun... -... yaşamayacağını düşünüyor.
Don't you think you gave him the righteousness he needed to see it through?
Tek ihtiyacı olan haklılığı vermedin mi sence?
Don't you think you gave him the righteousness to see it through?
Tek ihtiyacı olan haklılığı vermedin mi sence?
Come to think of it nobody from the Federation has come through those doors.
Düşünüyorum da, Federasyon'dan kimse kapıdan içeri girmedi.
Do you think I should go through with it?
Sence bunu yapmalı mıyım?
I think it's time we took a stroll through primeval history.
Sanırım, tarih öncesi çağlarda birazcık gezinti yapma zamanı.
I think I can cut through it, but... I'll need to open this control panel.
Sanırım bu şeyi aşabilirim... ama bu kontrol panelini açmam gerekiyor.
Her eyes in heaven would through the airy region... stream so bright... that birds would sing and think it were not night.
Gözleri gökte öyle... parlak bir ışık çağlayanı olurdu ki... Kuşlar cıvıldamaya başlardı, gece bitti sanıp.
I think I made it through three counties before I realised nobody was chasing me.
Kimsenin beni takip etmediğini anlayana kadar üç ilçe geçmişim.
You think I'm gonna cave, that I wouldn't go through with it.
Pes edeceğimi düşünüyorsun ama bu oyuna düşmeyeceğim.
- And I just think it's really inspiring how you can still live a normal life through the constant cloud of death.
- Sadece hala normal bir hayata devam edebilmen ne kadar büyüleyici ölümün kara bulutu altında.
Bishop Brennan is always threatening to send me somewhere unpleasant and this time I think he just might go through with it.
Sıradaki sürgün yerimi düşünüyordum. Piskopos Brennan beni sürekli bir yere yollamakla tehdit eder.
I think it all harkens back to the puritanical streak that still runs through this country.
Bence bütün bu tepkilerin kaynağı, ülkedeki eski sofu geleneklere dayanıyor.
Through it all, through the tear gas and the gunfire and the fear and the adrenaline in overdrive, the only thing I could think of was :
Tüm bu olaylarda, Gözyaşı gazının arasında ve silah ateşlerinin ortasında ve korkuyla ve yüksek adrenalinden tek düşünebildiğim şey,
I think we're through the worst of it.
O kadar kötü durumda olduğumuzu düşünmüyorum.
It's tricky to scan through the interference, but I think I'm detecting a ship.
Neden tereddüt ediyorsun?
Do you think it got through to them?
- Sence bu onlara ulaşacak mı?
and such a wall, as I would have you think, that had in it a crannied hole or chink through which the lovers....
Ve ben öyle bir duvarım ki, tam ortasında bir delik bir çatlak var ve bu çatlaktan aşıklar- -
I, I didn't think you'd really go through with it. I...
- Bunu gerçekten yapacağını sanmamıştım.
Do you think he'd have gone through with it, knowing your feelings?
Gerçek duygularınızı bilse, sizce o töreni yapar mıydı?
I really think that we can talk it through without drugs, because I've cracked a wall.
Gerçekten bunu ilaçsız, konuşarak çözebileceğimizi düşünüyorum.
If anybody could relate to what Brendan is going through, I would think it would be you two.
Brendan'ın neler yaşadığını bilebilecek birileri varsa, bu siz olursunuz diye düşünüyorum.
Look, I'm sorry, but I think after everything we've been through, it's important to learn as much as we can about who we are.
Bakın, özür dilerim, ama yaşadığımız onca şeyden sonra, kim olduğumuz hakkında ne kadar çok şey bilirsek o kadar iyi.
Didn't you think it would help me with what I was going through?
Yaşadıklarımda yardımcı olabileceğini düşünmedin mi?
I don't think he'll make it through the night.
Geceyi çıkarabileceğini sanmıyorum.
Whatever it was, I think it came through the plumbing, through the toilet.
İrade dışı faaliyetler başladı. Onu bu hale getiren şey atık su borularından gelmiş. Tuvaletten.
I think our best bet is to go through state records but it's going to take some time.
Bence en iyisi eyalet kayıtlarını incelemek ama biraz zaman alır.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]