You better tell me перевод на турецкий
729 параллельный перевод
No, dad! If this is some kind of sick training session, you better... you better tell me! You better tell me!
Bu da senin berbat testlerinden biriyse söylersen iyi olur söylersen iyi olur.
If there's anythin you better tell me. G, oh, now, chloe.
- Bak Chloe.
You better tell me, or I'll hand you an accessory to murder rap. Me?
Ya bana gerçeği söylersin ya da seni cinayete yataklıktan tutuklarım.
Sam, if you took them out and lynched them, you better tell me about it now.
Linç ettiyseniz söyleyin.
You better tell me your story.
Bana hikayeni anlatsan iyi olur.
Now, you better tell me what you're doing here with these things on your faces.
Yüzünüzdeki o şeylerle burada ne aradığınızı söyleseniz iyi edersiniz.
And you've no better taste than to tell me that before all these savages?
Bu vahşilere söylemeden önce bana söyleme nezaketini gösteremezmiydin?
You better decide and tell me when you've had enough. - She will be drowned.
Mesele her zaman ilk yumruğu atan kişi olmak.
Tell me, which do you think would give the better chance of escape - the desert or the river?
Söylesene, sence hangisiyle kaçma şansı daha yüksek : çöl mü, yoksa nehir mi?
If you want Carol to go with you to America, better tell me where Van Meer is.
Carol'un seninle gelmesini istiyorsan Van Meer'in nerede olduğunu söylesen iyi edersin.
- Oh, sure, sure. So you tell me, I know better now.
Sen söyledin ya, doğrusunu biliyorum artık.
But what I'm here to tell you is that you'd better watch out pretty close for me the next couple of days because I wanna do what I gotta do without committing any real big sin because I know how you feel about stealing.
Ama sana asıl diyeceğim önümüzdeki birkaç gün bana göz kulak olsan iyi olur çünkü yapmam gerekeni günah işlemeden yapmak istiyorum çünkü hırsızlık hakkında ne hissettiğini biliyorum.
Now, I like Sister Bessie about as well as the next one or I wouldn't give her new automobile a thought but I'm here to tell you, Lord you'd better step in and help me out pretty quick or I'm afraid I'll have to take matters in my own hand.
Rahibe Bessie'yi herkes kadar severim yoksa yeni otomobilini hiç düşünmezdim bile ama sana söylüyorum Tanrım çabuk gelip bana yardım etsen iyi olur yoksa çaresine kendim bakmam gerekecek.
You'd better tell me her name.
O yüzden isim versen iyi olur.
Better tell me what you're working on.
Ne araştırdığını söylesen iyi olacak.
If I say that's anti-Semitism, your feeling that being Christian is better than being Jewish you'll tell me I'm heckling you or I'm twisting your words around or it's just facing facts, as someone else said to me yesterday.
Bu anti-semitizmdir, Hıristiyan olmanın Yahudi olmaktan daha iyi olduğuna inanıyorsunuz desem, sizi sorularla sıkıştırdığımı yada sözlerinizi çarpıttığımı söyleyeceksiniz... Dün birinin de bana dediği gibi, bu sadece gerçeklerle yüzleşmektir.
You'd better tell that to Miles, not me.
Bunu Miles'a söylemelisin,... bana değil.
You had better tell me how you wish it worded.
En iyisi sen söyle, ben yazayım.
You better tell us where he is! Let me handle this.
- Bize yerini söylesen iyi edersin!
You'd better tell me.
Söylesen iyi olur.
Well, we can tell him what the situation is now, but I think you'd better let me do it.
Durumu artık ona açıklayabiliriz... ama bunu bana bıraksanız iyi olur.
- Now, you can tell me better than that.
Eminim fazlasını biliyorsundur.
If you know anything, you'd better tell me, Mike.
Bildiğin bir şey varsa bana anlatsan iyi olur Mike.
You'd better tell me where the pistol is that you stole.
Bize çaldığın tabancanın yerini söylersen iyi edersin.
You do know where he is, and you'd better tell me.
Nerede olduğunu biliyorsun ve bana söylesen iyi olur.
You'd better not tell me what you consider so important.
Önemli olduğunu düşündüğün konuyu anlatmasan daha iyi.
No, perhaps you better not tell me.
Hayır, belki söylemeseniz daha iyi.
You might understand me better after I tell you my first name.
İsmimi söylersem beni daha iyi anlayacaksınız.
Don't tell me you've developed a better nature.
İyi kalpli bir insan olduğunu söyleme.
Now you'd better tell me all you know about this murder and who you're shielding, and I want the truth.
Şimdi bana bu cinayet ve kimi koruduğun konusunda bütün bildiklerini söylesen iyi olur, ve ben gerçeği istiyorum.
Now you'd better tell me all you know about this murder and who you're shielding, and I want the truth.
Şimdi bana bu cinayet ve kimi koruduğun hakkında bütün bildiklerini anlatsan iyi olur, ve ben gerçeği istiyorum.
You'd better tell me
Söylesen iyi edersin.
Pritchard, if you know where she is, you'd better tell me now!
Pritchard, nerede olduğunu biliyorsan, söylesen iyi- -
Before we start calling each other names, you'd better tell me yours.
Birbirimizin soyuna sopuna küfretmeden önce adınızı söyleyin bari.
So you'd better tell me the truth.
Bana gerçeği söylesen iyi olur.
And if you think so, you'd better tell the coppers, but don't tell me.
Ve öyle düşünüyorsan bunu polise söyle, bana değil!
If you can find a better job, tell me and I'll quit!
Daha iyi bir iş varsa, söyle bırakayım.
Well, one of you'd better tell me what's going on, and tell me fast.
Biri neler olduğunu söylesin hemen!
I think you better just tell me, Francis, not show me.
Bana anlatsan daha iyi olur, gösterme.
You'd better tell me.
Bana anlat.
But the next time, you'd better tell me about it.
Ama gelecek sefer bana da haber versen iyi olur.
You tell your boys they better kill me.
Adamlarına beni öldürmelerini söyle.
Then you'd better not tell me.
Oh. O zaman bana bir şey söyleme.
Let me tell you something, and you'd better dwell on this.
Size bir şey söyleyeceğim, bunu düşünseniz iyi olur.
You better look at them and then you can tell me whether or not you've seen them before.
Onlara bir göz atsan iyi olacak... Böylece onları daha önce görüp görmediğini söyleyebilirsin bana.
I'm feeling much better now, Iet me tell you.
Şimdi tamamiyle iyi olduğumu söylemeliyim.
And don't tell me you didn't get my messages. I know better.
Mesajlarımı almadığını falan da söyleme hiç, yemezler.
You'll save a good deal of time and make for a better feeling all round if you just tell me the truth.
Eğer bana yalnızca gerçekleri söylersen, hem zaman kazanırız hem de her bakımdan daha iyi bir durumda olabiliriz.
You can tell Miller from me that for once in his miserable life he'd better put his heart and soul into morning prayers.
Benim adıma Miller'a söyle, sefil hayatında bir kez, sabah dualarını biraz canlı okusun.
I think you'd better tell me something about yourself.
Bana biraz kendinizi anlatır mısınız?
If it makes you feel any better to come tell me all this then you did it, and I don't like it.
Bunlari bana anlatmak seni rahatlatiyorsa anlattin iste, ama hosuma gitmedi.
you better 280
you better watch out 49
you better stop 19
you better be ready 19
you better believe it 88
you better hope so 16
you better be 71
you better watch yourself 22
you better not be 16
you better watch your back 18
you better watch out 49
you better stop 19
you better be ready 19
you better believe it 88
you better hope so 16
you better be 71
you better watch yourself 22
you better not be 16
you better watch your back 18
you better not 62
you better watch your mouth 21
you better run 97
you better watch it 27
you better be careful 42
you better get used to it 26
you better be right 46
you better hurry 79
you better start talking 27
you better hurry up 42
you better watch your mouth 21
you better run 97
you better watch it 27
you better be careful 42
you better get used to it 26
you better be right 46
you better hurry 79
you better start talking 27
you better hurry up 42
you better go 91
you better leave 17
you better get out of here 28
you better get going 40
you better sit down 16
tell me 9887
tell me about yourself 90
tell me more 252
tell me about it 1085
tell me again 158
you better leave 17
you better get out of here 28
you better get going 40
you better sit down 16
tell me 9887
tell me about yourself 90
tell me more 252
tell me about it 1085
tell me again 158
tell me something about yourself 16
tell me you love me 72
tell me everything 270
tell me why 196
tell me something i don't know 107
tell me that you love me 17
tell me your name 121
tell me the truth 559
tell me what happened 368
tell me something 611
tell me you love me 72
tell me everything 270
tell me why 196
tell me something i don't know 107
tell me that you love me 17
tell me your name 121
tell me the truth 559
tell me what happened 368
tell me something 611