Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ Y ] / You made it up

You made it up перевод на турецкий

774 параллельный перевод
You made it up.
Bunları sen uydurdun.
But, Lord, in a way of speaking, you made it up to him.
Fakat, Yüce İsa, o konuşurken, sen onu iyileştirdin.
- You made it up, you two?
- Siz ikiniz, barıştınız mı?
I don't believe you made it up.
Uydurduğunu sanmıyorum.
You made it up... without asking me!
Bana sormadan kararını verdin!
- Sounds like you made it up.
- Sen uydurmuşsun gibi.
Now, you made it up, didn't you?
Bunu sen uydurdun. Yalan, öyle değil mi?
- You made it up this morning,
- Bu sabah yaptınız.
So you made it up to him, hating slavery as you do.
Bu yüzden onun yerine her şeyi sen yaptın, sen de onun gibi kölelikten nefret etmeye başladın.
Once they left, I fixed up the place and sold it, and made a huge profit. Why would you come back to live here if you made that kind of money?
O kadar kazandıysan niye burayı alıyorsun?
Remember when I wanted to quit and give the whole thing up and you made me stick it out?
Hatırlayın, pes edip her şeyi bırakarak dönecektim ama siz bana güç vermiştiniz.
Uh, well, uh... have you made up your mind at all what it's going to be?
Nasıl olacağı konusunda kararınızı verdiniz mi?
It was very gracious of you to elevate me to that lofty station and I hope Your Highness won't be too insulted but I have definitely made up my mind to remove the crest from my stationery my lingerie, and my life.
Beni o âli yere yükseltmekle çok nezaket gösterdiniz ama Kont hazretlerine çok hakaret etmiş olmam değil mi? Kırtasiyemden iç çamaşırlarımdan ve hayatımdan bu başlıkları kaldırmaya kesinlikle karar verdiysem?
I just made it up for you, madame.
Şimdi sizin için uydurdum hanımefendi.
You took the dough, made connections, built it up.
Sen parayı alıp çoğalttın.
- You made up a whole story about it.
- Koca bir hikaye uydurmuşsun.
We really made it up for a horse, but it looks awfully nice on you.
Hiçbir şey.
What is it that makes him or you think that an organization like this... made up of well-meaning amateurs... buck up against those tough military boys of Europe?
İyi niyetli amatörlerden oluşan böyle bir örgütün Avrupa'nın dirençli askeri güçlerini engelleyebileceğini ona ya da sana düşündürten şey nedir?
You made up your mind awfully young, it seems to me.
- Sen en beterisin entelektüel bir züppe. Bana öyle geliyor ki, çok erken karar vermişsin.
Well, you gave up the Colonel, so I expect I made it difficult for you too.
Sen de Albayı atlattın. Ben de seni zor durumda bırakmışım.
It's possible Horace made up that part about stealing to tease you... or perhaps to punish you.
Çalma kısmını Horace seni kızdırmak için uydurmuş olabilir. Belki de cezalandırmak için.
I made up my mind I was going to see you if it took me all week.
Kararımı verdim. Bütün hafta sürse bile sizi görecektim.
Is it because you've made up your minds?
Kararınızı verdiğiniz için mi?
I think you've made up a good deal of it.
Sanırım sen de bundan büyük ölçüde nasibini aldın.
I made it up. I bet you've got a good part.
- Bahse girerim, iyi rol kapmışsındır.
The smell of it got all mixed up with the flowers and the powder the ladies wore, and it made a wonderful, new perfume that made you feel good just to smell it.
Kokusu, çiçeklerle kadınların pudra kokularına karışmıştı ve ortaya bir kere kokmakla kendini iyi hissedeceğin harikulade bir parfüm çıkmıştı.
Seeing you finally made your mind up to tell us about it.
Sonunda olanları anlatmaya karar verdiğini görmek ne güzel.
It may cheer you up to know that she made a fool of me too.
Onun beni de aptal yerine koyduğunu bilmen seni sevindirebilir.
You thought it over and your mind's made up.
Sen iyice düşündün ve kararını verdin demek.
We would have made it, if you didn't stop to pick up your gent.
Beyefendiyi almak için durmasak yetişecektik.
Isn't it time you made up your mind?
Karar verme zamanın gelmedi mi?
The years added layers to cover it up... but it was still there and made you hurt yourself.
Yıllar yeni katmanlar ekledi ama o hala oradaydı ve kendinize zarar vermenize sebep oldu.
For another, you made $ 4000 like you said on the phone but somebody beat you up and took it.
Sonra da dediğin gibi $ 4000 kazandın ama birileri seni dövüp parayı aldı.
I made my deal with you, it's up to you to keep it.
Seninle bir anlaşma yaptım, bunu tutmak zorundasın.
It reminds me, you've made up your mind.
Anladığım kadarıyla, kararını verdin.
You just made it up.
Bu yalan. Değil mi Tammy?
You know, the bullfighter. He had it made this way so he could stand up and take bows.
Ayakta durup alkışları kabul edebilsin diye bu şekilde yaptırdı.
It's a complete lie, you've made the whole thing up... and you can't prove one word of it!
Tamamen yalan, Her şeyi ayarlamışsınız... Bir kelimesini bile ispat edemezsiniz!
I made a simple statement, a true statement, but I can back it up if you'd just shut up for a minute.
Gayet basit ve doğru bir düşünce ortaya attım ve bir dakika çeneni kapatırsan savunacağım.
You couldn't have made it up.
Bunu uydurmuş olamazsın.
When something like this happens to you I won't lie to you and tell you I didn't keep hoping it would happen all the speeches that you've made up in your bedroom or in the bathtub go out of your mind completely.
Başınıza böyle bir şey geldiği zaman... size yalan söylemeyeceğim, bunun olmasını diledim durdum hep... yatak odanızda ya da banyo küvetinizde hazırladığınız bütün konuşmalar... tümüyle aklınızdan uçup gidiyor.
What made you take it up?
Kumara nasıl bulaştın?
You made it all up.
Her şeyi bitirdin.
It was nice how you made everybody shut up.
Herkesi susturman çok nazikti.
Wouldn't it be good if you and him made it up?
Barışsanız çok hoş olmaz mı?
What made you give it up?
Neden bıraktın?
You made it all up.
Hepsini uyduruyorsun.
It's time you two made up.
Barışma zamanınız geldi.
YOU TRYING TO TELL ME IT WAS MAGIC THAT MADE ME GET UP OFF MY BACK?
Kaçıksın sen. Sıkıntımı sana neden anlattım ki zaten?
I made mistakes, but give me a way to make it up, to show you what I'm worth.
Hatalar yaptım. Ama bana onları düzeltmem, kendimi göstermem için bir şans ver.
You just made it up.
Çok berbat. Şu an uydurdun bunu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]