Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / русский → турецкий / [ Т ] / Так много вопросов

Так много вопросов перевод на турецкий

96 параллельный перевод
Это я виноват. Я иногда тоже совершаю ошибки. Так много вопросов и просьб, что я не успеваю на них ответить.
Demek istediğim, kabul ediyorum hatalarım oldu ama sonuçta ben de insanım, değil mi?
О тех годах остается так много вопросов.
Yanıtlanmamış çok soru var.
У меня так много вопросов, что даже не знаю, с чего начать.
Öyle çok şey sormak istiyorum ki, nereden başlayacağımı bilmiyorum.
Вы всегда спрашиваете так много вопросов, Аргиль?
Çok fazla soruyorsun Bu kadarıda fazla, Argyle?
Так много вопросов.
Çok soru soruyorsun.
Но у меня так много вопросов.
Ama bir sürü sorum var.
Я хочу задать тебе так много вопросов. Я тоже.
- Sormak istediğim çok soru var.
Живете здесь? Почему ты так много вопросов задаешь?
Neden bu kadar çok soru soruyorsun?
Черт, что ты задаешь мне так много вопросов?
- Neden bu kadar çok soruyorsun? - Burada mıydı?
У меня так много вопросов.
Çok sorum var.
Эти, мм, поиски должны быть закончены но есть так много вопросов без ответов в исчезновении Лекса.
Bu tören, Aramaların sonuçlandığı manasına geliyor. ... Fakat Lex'in ortadan kayboluşu ile ilgili, Cevaplanmamış bir sürü soru var Umarım bir gün, Bu sorular cevaplanır.
... прекрати задавать так много вопросов.
Soru sorup durmayı kes lütfen.
Так много вопросов.
Birkaç sorum olacak.
Не задавай так много вопросов.
Çok soru soruyorsun.
У меня так много вопросов.
Bir sürü sorum var.
О, да, так много вопросов.
- Bunu engellemek için ne yapabilirim?
Так много вопросов остались без ответов.
Cevaplanmayan bir sürü soru var.
Уж точно. В последнее время задает так много вопросов.
Son günlerde çok fazla soru sormaya başladı.
У меня так много вопросов, которые я хотел бы у него спросить.
Ona sormak istediğin o kadar soru vardı ki.
Как считаете? Ты всегда задаешь так много вопросов?
Daha çok para cebemizde kalırdı, sence de öyle değil mi?
Но ты задавала так много вопросов о моём имени, Моей машине, посольстве,
Bana o kadar soru sordun ki, ismim, arabam, elçilik...
Вы хотите, чтобы я где-то был в нужное время или не был или чтобы Хуан был - - или не был - - вопросы - - так много вопросов...
Bir zamanda bir yerde olmalı mıyım yoksa bir zamanda bir yerde olmasam mı... Çok soru soruyorsun.
Так много вопросов, дурга!
Çok soru soruyorsun, durga!
Она не задает так много вопросов.
O bana bu kadar soru sormadı.
Но, так много вопросов требуют ответа.
Ama pek çok soruyu cevaplayabilir.
Стайлз, так много вопросов.
Stiles, çok fazla soru var.
Ничего, что я задаю так много вопросов?
- Bu kadarını sormam uygun sanırım.
- Она задает так много вопросов. У меня закончились отговорки, так что прости, что ты оказался свидетелем.
- Çok soru sordu.
Твой отец не задавал так много вопросов.
Baban fazla soru sormazdı.
Так много вопросов.
Bir dünya soru.
Не задавай так много вопросов. Я в любом случае не знаю.
Çok soru sorma, zaten bilmiyorum.
У меня так много вопросов к твоей маме о тебе.
Tanrım! Annene senin hakkında sormak istediğim o kadar soru var ki.
Так много вопросов.
Çok sorum var.
Так много вопросов.
Ne de fazla sorunuz var.
Так много вопросов...
Çok fazla soru var...
Так много вопросов Одолевают мое сердце
* Birçok soru var kalbimin etrafında dönüp dolaşan *
Так много вопросов...
Çok fazla soru.
Нолан, так много вопросов, я даже не знаю, с чего начать.
Nolan, ortada bir sürü sorun var ve ben nereden başlayacağımı bile bilmiyorum.
У меня так много вопросов к вам, народ.
Size soracak çok fazla şeyim var.
Не так много вопросов.
Teker teker sor soruları. Teker teker.
Американцы и так задают слишком много вопросов.
Şimdiden çok fazla soru soruyorlar.
Мне не стоило задавать так много вопросов.
O kadar çok soru sormamalıydım.
У меня много вопросов, сэр, так что если не возражаете...?
Benim soracağım çok soru var, eğer bir itiraz yoksa....
И с чего вдруг ты задаешь так много дурацких вопросов?
Neden sürekli aptalca sorular soruyorsun?
У меня так много разных вопросов.
Öyle çok sorum var ki.
Так много вопросов.
Sorular, sorular.
Да, но у тебя, вероятно, много вопросов, так что нам следует идти.
Evet ama muhtemelen soracak çok şeyin var. O yüzden gitsek iyi olur.
Он задавал мне много вопросов, ну, знаешь, как держаться на ногах так долго, но... я никогда не думал над этим.
Bana bir sürü soru sordu. Nasıl bu kadar uzun süre kaçılırmış falan ama böyle bir şey yapacağını aklımdan bile geçirmemiştim.
но вопросов слишком много — так и до заката не успеем.
Evet... Ama şu an için böylesi daha iyi. Sormak istediğim çok şey var ama şimdilik ara vereceğim ve yarın tekrar geleceğim.
Подпадает под категорию "слишком много вопросов", так?
Bu "çok fazla soru" kategorisine giriyor sanırım?
У прессы будет много вопросов, так что мы должны согласовать, что ты будешь говорить.
Bunu yaptığında basının soracak bir sürü sorusu olacaktır. Ne diyeceğini belirlememiz gerek.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]