Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ A ] / Anlarsın işte

Anlarsın işte перевод на английский

483 параллельный перевод
Anlarsın işte.
You know.
Anlarsın işte, resmi bir akşam yemeğinde duyurulmadığı sürece... evliliği tam olarak geçerli saymazlar.
They wouldn't regard the marriage as authentic... unless it were formally announced at a dinner table, you know?
Anlarsın işte, anne...
You see, Mom...
- Anlarsın işte okulu asan, söz dinlemeyen çocuklar.
- You know, the disobedient ones what play hooky from school.
Anlarsın işte, kalpleri tozla kaplanır.
You see, dust just piles up on their hearts.
Anlarsın işte'nin yerini söyleyebilecek birine götürmem karşılığında tam beş pound verdi.
He give me five pounds to bring him to someone what could tell him the whereabouts of you know who.
- Anlarsın işte, bir yazar olarak...
You know what I mean. Being a writer, you know.
- Anlarsın işte.
- You understand.
O kadar anlarsın işte.
That shows how much you know.
Şimdi, bak! Evet demiyorum ama... anlarsın işte, şu iş teklifi hakkında konuşmak istiyorum.
Now, mind you, I'm not saying yes, but you know, I wanna talk about that business proposition.
Anlarsın işte... Araziye göz atıyorduk
Oh you know, checkin'the lay of the land.
- Çok iyi değil, ama anlarsın işte...
- Not very well, but, you know...
Şunlara bir bak hele, bütün şu arabalar, helikopterden öyle gözüküyor, yolların kenarlarına saçılmışlar ve, değişik açılarda... anlarsın işte, ortalığa rastgele dağılmış bir görüntü sergiliyorlar.
They're all, you know, like all... You see these cars, they're strewn on the sides of the roads from the helicopters and in all different angles, you know. They look like jackstraws and stuff like that.
İnsanların buraya ne düşünüp neden geldiklerini, ve sonunda ne elde ettiklerini, anlarsın işte,... nasıl hazmedeceklerini düşünebiliyor musun?
People don't know, they don't know how to live and they don't know what to do and they think that if they can come here they can find out. You know, what it is or how to maintain with it.
Ve düşündüm de anlarsın işte, bu aynı çatı altında, birlikte olmamız demek.
had thought that, in the meantime, could you know? ... together in the same house, now means?
- Oh, Anlarsın işte, bu sadece benim...
Oh, well, you know, that's, uh- - well, that's just me.
Evet. Bilirsin vahşiliği biraz daha medenileştiriyor. Anlarsın işte.
Yeah, well, it, uh... civilizes the wilderness... if you know what I mean.
Anlarsın işte,... baba ve kız gibi.
Well, you know... like a father and a daughter.
O istedi ama... Anlarsın işte.
She wanted to, but... you know.
Biraz utanç verici de. Anlarsın işte.
'Cause it's kind of embarrassing, you know?
Bilmiyorum, bana, anlarsın işte bana aptalca geliyor.
I don't know, it was, you know, silly for me.
Ama anlarsınız, Ordu insanı değiştiriyor işte.
But you see, the Army changes a fellow.
Anlarsın ya, işte.
You know, this
- Halı işte. Sen ne anlarsın ki?
Oh, you wouldn't know.
İşte o zaman anlarsın.
You'll feel it.
Eşine ilaç falan veriyor musun? Anlarsın ya işte!
He's wondering if you have let your husband take that, medicine, something about that.
İşte sen çiftçilikten bu kadar anlarsın.
That shows how much you know about farming'.
Şöyle işte, anlarsınız ya!
You know... like this!
İlişki yaşayamayacağımızı biliyorum ama ânı yaşamaya çalışıyorum işte, anlarsınız ya?
There's no chance for us to have an affair... but I'm just trying to seize the moment, you know?
Bu her zaman olur. Eski borular işte, anlarsınız.
It's happening all the time.
Fakat anlarsınız işte, mal mülk sahibi bir adam olmanın nasıl olduğunu hep merak etmişimdir.
But, you know, I've always wondered what it would be like to be a man of property.
İşte... Hayır, ne olduğuna bakma. Tadınca anlarsın.
Don't look at it, you will taste it!
Ve sonra da başından geçen son mahkemeden konuşmaya başlayınca "ananı sikerim" ve "seni dışarı çıkınca sikeceğim" falan anlarsınız işte.
And he started saying talking about the last draft case that they had been through and "that motherfucker," and "we'll get you, motherfucker," you know? He just prayed a little bit harder.
Oh, ama o da iyi, o da gerekli, yani anlarsınız işte, burada oldukça bol kız var ve burada diğer bulundukları yerlerden daha serbestler.
Oh, that's good, that's a basic thing, you know, like there are a lot of girls here and they're probably a lot freer than, you know, other places.
Anlarsınız işte, diğer bakış açıları.
You know, from all sides.
Arabanızı yıkarım, anlarsınız işte bayan.
I could wash your car, you know, ma'am.
- Jose'de kalmıyor işte. Anlarsın ya.
- This not stay with Jose, you know.
Anlarsınız işte.
You understand.
Çok ağırdır anlarsınız işte.
- You know, i-i-it's heavy.
Anlarsın işte.
You understand.
Anlarsınız ya.. işte onu diyenler.
The ones who say, you know what I mean. Oh, yeah.
Anlarsın ya işte karakteristik özelliklerimiz.
You know, uh, lots of character.
İşler işte, anlarsın, maliye.
Business interests, you know, finance.
Neden şöyle birkaç şey söylemiyorsun? Anlarsın ya işte... Birkaç laf, konuşma, filan...
Why don't you do, like, a little, you know... a thing, you know, a talk?
Anlarsın, işte.
You know how it is.
- Anlarsın işte!
- You'll understand then.
Um, yemek için şey, anlarsınız işte!
Um, to have something to eat, you know.
İyi bir kavunu nasıl anlarsınız, işte öyle anladım.
I knew the way you know about a good melon.
İşte o, anlarsın ya, galiba bu ismi bir filmde filan duydu.
So she, you know, I think she heard the name in a movie or something.
İşte ben sadece, anlarsın, kafa dağıtıyordum, ve sonra ben...
So, I was just, you know, just thinking away, and then I just...
Anlarsınız işte.
You know.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]