Benimle konuştu перевод на английский
613 параллельный перевод
Daniel benimle konuştu ve beni Carolina'ya zarar vermekle suçlamaya başladı. - Ne diyeceğimi bilemedim.
I get approached by Daniel, and basically started accusing me of hurting Carolina.
Ruhun gelip benimle konuştu.
Because your spirit came and told me where you were.
Bütün gece orada oturup benimle konuştu.
I tell you he just sat there talking to me all night.
Benimle konuştu ve gördüğü ihtişamı anlattı.
He spoke to me... and told me of the glory he had seen.
Ve benimle konuştu.
And he spoke to me. A lot.
Bütün tanıklar beni gördü, benimle konuştu.
Why, the witnesses have all seen me, talked to me.
Jimmy Biff'in babası kiliseden çıkışta benimle konuştu.
Jimmy Biff's father spoke to me after church tonight.
Bu süre zarfında sürekli benimle konuştu ama sinirliydi.
He talked to me the whole time, but it wasjust nervous chatter.
Silahını doldururken, sakince benimle konuştu.
When he was loading, he talked to me real quiet.
Nahreeb benimle konuştu.
Nahreeb spoke to me.
- Bernard benimle konuştu, karım ile değil.
Louis Bernard talked to me. He didn't talk to my wife, you know.
Devam et, gül bana, bir adam, bütün gece karşımda oturup insanmışım gibi benimle konuştu diye.
Go on, laugh at me, because a man sat talking to me all night as if I were a human being.
Sidney benimle konuştu.
Sidney spoke to me.
Benimle konuştu, Doktor.
He spoke to me, Doc.
Kalktı ve benimle konuştu.
He sat up and talked to me.
Bir gün Tanrı benimle konuştu ve bir yıldız beni Beytüllahim denen bir köye götürdü. Bir yemlikte yeni doğmuş bir çocuk buldum.
Yet God once spoke to me out of the darkness and a star led me to a village called Bethlehem where I found a newborn child in a manger.
Sonra benimle konuştu ve beni, parayı büyükannemden aldığımı itiraf etmeye zorladı.
Then she made me confess I'd taken it from my grandma
Yürüdü, hatta benimle konuştu sonra kaçtı.
He moved, he even spoke to me, and then he ran away.
Ama müfettiş, benimle konuştu.
- Inspector, he's talked to me.
Odayı temizliyordum ki bir anda o benimle konuştu.
I was cleaning up the room and she spoke to me.
Babam benimle konuştu.
Dad talked to me.
Benimle konuştu.
He talked to me.
O benimle konuştu.
He / it is there. He / it spoke with me.
- Trende bir adam benimle konuştu.
- On the train, a man spoke to me. - What?
Şimdi uyandı ve benimle konuştu.
He just woke up and spoke to me.
Onu gördüm ve benimle konuştu.
Of course there's a girl. I saw her.
Adı Arkadaş olan benimle konuştu.
The young one whose name is Friend.... spoke to me.
Ölmeden önce adam benimle konuştu.
Before die, man talk to me.
Profesör, kafa benimle konuştu!
Professor... that head speaks to me.
Hatta benimle konuştu da.
He even spoke to me.
- Kabuna benimle konuştu.
- Kabuna speak to me.
At benimle konuştu.
The horse talked to me.
Vaal benimle konuştu.
Vaal has spoken to me.
Geçen gün Tanrı benimle konuştu.
God talked to me the other day.
Annen ayinden sonra benimle konuştu.
Your mother spoke to me after chapel.
- Dün benimle gizlice konuştu.
- He talked to me yesterday, confidentially.
Bayan Havisham benimle daha çok konuştu. Neler öğrendiğim ve ne olmak istediğim gibi sorular soruyordu.
Miss Havisham talked more to me and asked me such questions as what I'd learnt and what I was going to be.
Tanrı, benimle ; elçileri vasıtasıyla konuştu.
God has spoken to me thru his messengers.
Eğer o olmasaydı herhalde hala aynı olurdum. O benimle hep konuştu ve yalnız olmadığımı hissettirdi.
I guess I'd still be the same way if it hadn't been for... someone who kept talking to me and made me feel I wasn't alone.
Benimle yine konuştu işte.
Yes. He has again spoken to me.
Bir gece yatmak üzereyken benimle nazikçe konuştu bir kez daha senin eve gelip gelemeyeceğini sordum.
He spoke to me so gently one night when I was going to bed, that I wasn't afraid to ask him, just once more, that you might come home.
Peki neden benimle öyle konuştu?
He's out of town.
Öyle olabilir. Ama benimle bir kez konuştu ve öldü.
Maybe so, but she talks to me just once and like that, she's dead.
Benimle Fransızca konuştu.
He was a Frenchman.
Fakat yemin ederim, doğrulup, benimle bir kaç dakika kadar konuştu, o sırada Bay Bradley...
But I'll swear he sat up and talked to me just a few minutes ago when Mr. Bradley...
Benimle telefonda sadece teklifini konuştu ve sabaha kadar kalmaktan hiç bahsetmedi.
He just made a deal with me on the phone. But nothing about having to stay.
Benimle nasıl konuştu bir bilsen.
If you knew how he spoke to me.
Yalnızca o kız benimle farklı konuştu.
Only that girl has ever spoken to me.
Arkadaşın benimle sıradan bir fahişeymişim gibi konuştu.
Your friend talked to me like a common whore.
Benimle telefonda konuştu.
He came to the phone in person.
Annen benimle evlilik planın hakkında konuştu ve evliliğe karşı olmadığım halde bunun pek de normal olduğunu sanmıyorum.
Your mother has spoken to me about your marriage plan and although I have nothing against marriage, I don't think this is quite... normal.
konuştuk 50
konuştum 61
konuştu 45
konuştun mu 21
konuştun 22
konuştuğumuz gibi 33
konuştu mu 24
benimle evlenir misin 227
benim 5594
benim için fark etmez 98
konuştum 61
konuştu 45
konuştun mu 21
konuştun 22
konuştuğumuz gibi 33
konuştu mu 24
benimle evlenir misin 227
benim 5594
benim için fark etmez 98
benimle 208
benimsin 41
benimle kal 183
benim de yok 54
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
benimle gelir misin 93
benim için bir zevkti 58
benim için zevkti 116
benim için sorun değil 83
benimsin 41
benimle kal 183
benim de yok 54
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
benimle gelir misin 93
benim için bir zevkti 58
benim için zevkti 116
benim için sorun değil 83
benim adım 192
benimle gel 1086
benim için farketmez 29
benim gibi 258
benimdi 32
benim için öyle 32
benim de 449
benim için önemli 63
benimle dalga geçme 73
benim için yap 39
benimle gel 1086
benim için farketmez 29
benim gibi 258
benimdi 32
benim için öyle 32
benim de 449
benim için önemli 63
benimle dalga geçme 73
benim için yap 39