Benimle konuşuyor перевод на английский
484 параллельный перевод
Benimle konuşuyor.
It talks to me.
- O benimle konuşuyor!
- He's a-talkin'to me!
Tanrı şu anda benimle konuşuyor.
The Lord's a-talkin'to me now.
Gittiğim zaman, sen benimle konuşuyor gibi bağıracaksın böylece ben gittiğimde bile hala poker oynadığımızı zannedecekler.
When I leave, you keep yelling now and then... so the folks out front will think we're arguing.
Eğer öyleyse, sanırım şu an benimle konuşuyor.
Well, that case, I think he's talking to me right now.
Kimisi benimle konuşuyor. Ve ben anlıyorum onları.
Some of them talk to me, so I'll understand.
Benimle konuşuyor olmanız bir iltifat oldu.
That's why I'm so flattered that you're talking to me now.
O da benimle konuşuyor.
And he does talk to me.
Marian benimle konuşuyor.
Marian talks to me.
O genellikle benimle konuşuyor.
She often talks to me.
Benimle konuşuyor musun?
Are you talking to me out there?
Benimle konuşuyor olamazsın.
Can't be talking to me.
Benimle konuşuyor!
He's talking to me!
* Ve O, benimle konuşuyor *
And He talks with me
* Ve benimle konuşuyor * -... o da askerde.
- And He talks with me - in the service too.
Patatesi seviyorum çünkü benimle konuşuyor.
I love a potato... because it speaks to me.
- Sık sık benimle konuşuyor.
- He talks to me, often.
Benimle konuşuyor.
She talks to me about everything.
- Bir ses benimle konuşuyor. Diyor ki seninle konuşmam delilik... İkimiz için de.
- It's this little voice telling me I've got to be nuts to be talking to you.
Galiba rüyalarımda benimle konuşuyor.
She seems to speak to me in my dreams.
Anne, bunun anlamı benimle konuşuyor musun?
mother, does this mean you're speaking to me again?
Ama bir ses benimle konuşuyor.
But this little voice is talking to me.
Birisi benimle konuşuyor.
Someone is speaking to me.
Tanrı benimle konuşuyor... o gözlerimizi açmamızı ve bize kurtuluş için yol göstereceğini söylüyor.
God is speaking to me... and he tells me to open my eyes and lead you to redemption!
Chorgan, yok edilmenizi isteseydim, şu anda benimle konuşuyor olmazdınız.
If I had wanted you destroyed, you would not be talking to me now.
Bazen, gecenin bir yarısı... babam benimle konuşuyor.
You know, sometimes, in the middle of the night... I hear my father talking to me.
Burada benimle konuşuyor olduğuna göre fena b.ka batmış olmalısın.
You must be up shit's creek to be here talking to me.
Sanki içimde olduğunda, benimle konuşuyor gibi.
It's like it's talking to me when you're inside.
Artık sadece Teneke Adam benimle konuşuyor.
Only Tin Man speaks to me now.
- Diğer erkekler benimle konuşuyor.
- Other men can talk to me.
Her sabah benimle konuşuyor diye kıskanıyorsun.
You're jealous because she speaks to me every morning.
Diyelim ki güzel bir kadın bana doğru gelip, benimle konuşuyor bilirsin?
Say this beautiful woman just comes up to me, just starts talking to me, you know?
- Rose, artık benimle konuşuyor musun?
- There you are. - Rose! Rose, are you talking to me?
Hala benimle mi konuşuyor?
Is he still talking to me?
Benim yemeğimi yediği halde benimle bu şekilde konuşuyor.
He eats my bread and uses that tone.
Bir kaç gündür benimle çok az konuşuyor.
He's spoken about ten words to me in as many days.
Benimle kibarca konuşuyor bana çiçekler getiriyor, her zaman sarı güller.
He speaks kindly to me and brings me flowers, always yellow roses.
Fabrikadakiler benimle kibar konuşuyor.
The factory people talk kindly to me.
Benimle bir şey hakkında konuşuyor.
She'll be talking to me about something.
- Bakın kim konuşuyor benimle.
- Look who's talking to me.
Kim konuşuyor ve benimle mi konuşuyor anlamam gerekir.
I have to figure out who's speaking.
Konuşuyor ama benimle konuşmuyor.
He's talking, but not to me.
Büyücü benimle telepati ile konuşuyor.
shh, the sorceres is speaking to me by telepathy
Stone benimle geleçeğim konusunda konuşuyor.
Stone talks to me about my future.
Ve benimle Elvis Presley filmindeymişiz gibi konuşuyor.
And she talks like we're in an Elvis Presley movie.
- Şu an benimle ölü bir adam konuşuyor.
- This is a dead man talkin'to me.
Benimle çok olumlu konuşuyor.
You speak too highly of me
Herkes benimle değil, benim hakkımda konuşuyor,
Everyone is talking about me, not to me.
Şuna bak benimle nasıl konuşuyor!
Look how she talks to me!
Boyunluk takan birileri benimle mi konuşuyor?
Is someone in a neck brace speaking to me?
Benimle nasıl konuşuyor böyle?
Hear how she talks to me? So much laundry!
konuşuyorum 38
konuşuyorsun 21
konuşuyor 62
konuşuyoruz 54
konuşuyorlar 21
konuşuyorduk 20
benimle evlenir misin 227
benim 5594
benim için fark etmez 98
benimle 208
konuşuyorsun 21
konuşuyor 62
konuşuyoruz 54
konuşuyorlar 21
konuşuyorduk 20
benimle evlenir misin 227
benim 5594
benim için fark etmez 98
benimle 208
benimsin 41
benimle kal 183
benim de yok 54
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
benimle gelir misin 93
benim için bir zevkti 58
benim için zevkti 116
benim için sorun değil 83
benim adım 192
benimle kal 183
benim de yok 54
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
benimle gelir misin 93
benim için bir zevkti 58
benim için zevkti 116
benim için sorun değil 83
benim adım 192
benimle gel 1086
benim için farketmez 29
benim gibi 258
benimdi 32
benim için öyle 32
benim de 449
benim için önemli 63
benimle dalga geçme 73
benim için yap 39
benim için 458
benim için farketmez 29
benim gibi 258
benimdi 32
benim için öyle 32
benim de 449
benim için önemli 63
benimle dalga geçme 73
benim için yap 39
benim için 458