Biliyorum перевод на английский
275,823 параллельный перевод
- Biliyorum.
- I know.
Biliyorum.
I know.
Ben sadece... Şey, kişisel deneyimlerimden biliyorum, Hoverkraftlar kontrol etmek zor.
Well, I know from personal experience, hovercrafts are tricky to control.
Biliyorum, onu görmezden gelin.
I know, just ignore him.
Geç kaldım, biliyorum.
I know I'm late.
Ne düşündüğünü biliyorum ama ben daha yakışıklıyım.
I know what you're thinking but I'm better looking.
Hala yeni birini bulmadığınızı biliyorum ama bu yemekten sonra gitmek istiyorum.
I realize that you still haven't found the new person, but I'd like to quit after setting up dinner tonight.
Çok çalıştığınızı biliyorum. Tanınmayı hak ettiniz.
I know you've worked so hard, and you deserve to be recognized.
Nasıl yakacağımı biliyorum bu pisliği.
Do it asap. I know how to burn shit.
Artık bir yalancı olduğunu biliyorum.
Now I know you're a liar.
Biliyorum ama burada yalnız olmamalılar bence.
I know, but ii don't think they should be here alone.
Kim olduğunuzu biliyorum, ne yaptığınızı biliyorum.
I know who you are. I know what you do.
Hoşuna gitmediğini biliyorum, zorunda da değilsin ama şu an doğru olanı yapmak zorundayız. Üzgünüm.
I know you don't like it, and you don't have to, but it's what we gotta do right now.
Onu öldürmemiz gerektiğini düşündüğünü biliyorum.
I know you think we should kill him.
Nerede çalıştığını biliyorum.
I know where he works.
Hangisini istediğimi de biliyorum!
Hey. And I know which one I want!
Bak, Amy, onu özlediğini biliyorum...
Look, Amy, I know you miss him...
Param olmadan bir yere gitmezsin biliyorum.
'Cause I know you wouldn't go anywhere without my money.
Bu konuda konuşmayı sevmediğini biliyorum... ama Donnie'ye olan şeyin... senin hala canını acıttığını biliyorum.
I know that you don't like to talk about this stuff, but what happened to Donnie, I know that it still hurts you.
Teksas'a taşınmanın zor olduğunu biliyorum... ama söz veriyorum, her şey daha iyi olacak.
I know the move to Texas was hard, but I promise you, it'll get better.
Biliyorum... bu senin için normal.
I mean, I know that this is normal for you.
Butler anlaşmasını beklediğini biliyorum Roger.
I know you've been waiting on that Butler contract, Roger.
Engelli olduğunu falan biliyorum ama katlanamıyorum.
I know she's disabled and everything, but I can't stand her.
- Hayır, ne yaptığımı biliyorum.
- No, I know what I'm doing.
- Biliyorum işte!
- I just do!
Evet, biliyorum. Bunun için üzgünüm ama durum kontrolümden çıktı.
Yeah, I know, I apologise for that, but circumstances got out of my control.
Sen ve Greg'in evlenmek istediğinizi biliyorum. O yüzden umarım işinize yarar.
I know you and Greg are hoping to tie the knot, so hopefully this will help send you on your way.
Bir büyük teyzem vardı ve kördü. O yüzden ne yaptığımı biliyorum.
You see, I had a great aunt, and she was blind, so I know what I'm doing.
Olmadığını biliyorum.
I know there isn't.
Biliyorum.
I know, for Grazia.
Asda etrafında yolu zor biliyorum.
I can barely find my way around Asda.
Jill'in hamile olduğunu biliyorum.
I know Jill's pregnant.
Karşılıklı konuşmamalıyım biliyorum, ama...
I know I'm not supposed to crosstalk, but...
Biliyorum, değil mi?
I know, right?
İyi bir anne olamayacağını söyleyerek seni incittiğini biliyorum. Ama bu seninle ilgili değildi.
I know she really hurt your feelings when she said you might not make the best mother, but that wasn't about you.
Zor bir zaman olduğunu biliyorum, o yüzden soracaklarım için şimdiden özür dilerim ama her bilgi önemli.
I know this is a difficult time for you, so I apologize in advance for what I'm about to ask, but every piece of information is vital.
Delice göründüğünü biliyorum, ama ne yapsaydım?
I know this all sounds loco, but what am I supposed to do?
Arkadaşın sandığın kişinin öyle olmadığını biliyorum.
Well, I know whoever you think your friend is, isn't.
Sadece arkadaşlarını korumaya çalıştığını biliyorum.
I know you're just trying to take care of your friends.
O işlerin nasıl olduğunu biliyorum.
I know how it works.
Tucker, maçı nasıl durduracağımızı biliyorum.
Tucker. I know how we can stop the match.
- Bu şakayı biliyorum.
I know that joke.
- Biliyorum.
I know.
Farkında olduğunu biliyorum, ama yine de konuştuklarımızın avukat müvekkil gizliliğine dahil olduğunu hatırlatmalıyım.
I know you're aware of this, but I need to remind you that everything we discuss is covered by attorney-client privilege.
Neyin tehlikede olduğunu biliyorum.
I understand what's at stake.
Delilleri değerlendir. Biliyorum.
Think about the evidence.
Önduruşmadan önce yapamayacağımızı biliyorum.
Because I know we can't do it before your arraignment.
İyi haber olmadığını biliyorum, ama avukatı elinden geleni yapıyor ve gelişmeleri bildirecek.
I know this isn't great news, but his lawyer is doing everything she can, and she promised to give us updates.
Selam. Evet, biliyorum dostum.
Hey.
Biliyorum, endişe bu.
I know, that is the worry.
Biliyorum!
I know!
biliyorum tatlım 44
biliyorum canım 32
biliyorum ama 99
biliyorum hayatım 20
biliyorum baba 24
biliyorum biliyorum 28
biliyorum efendim 52
biliyorum ki 71
biliyorum anne 31
biliyorum bunu 16
biliyorum canım 32
biliyorum ama 99
biliyorum hayatım 20
biliyorum baba 24
biliyorum biliyorum 28
biliyorum efendim 52
biliyorum ki 71
biliyorum anne 31
biliyorum bunu 16
biliyorum işte 83
biliyorsun 4418
biliyormusun 262
biliyor musun 6673
biliyor 196
biliyorsunuz ki 33
biliyor musunuz 1377
biliyorsunuz 744
biliyor musun al 19
biliyordum 1178
biliyorsun 4418
biliyormusun 262
biliyor musun 6673
biliyor 196
biliyorsunuz ki 33
biliyor musunuz 1377
biliyorsunuz 744
biliyor musun al 19
biliyordum 1178