Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ B ] / Biliyorum efendim

Biliyorum efendim перевод на английский

718 параллельный перевод
Biliyorum efendim.
- I know it, sir.
Biliyorum efendim, ancak...
I know, sir, but...
Biliyorum efendim, ama asla bir bayanın yaşını söylemem.
I know, sir, but I never tell a lady's age.
Her neyse, Godfrey, "Yaptığım işin memnun edici olduğunu biliyorum efendim" dedi.
Well, anyway, Godfrey said, "I trust my work has been satisfactory, sir."
Ne dediğini ben biliyorum efendim.
I know what he said, sir.
Biliyorum efendim, ama o zamanlar gençtik ve Nazi diye bir şey yoktu.
I know, sir, but we were younger then and there were no such thing as Nazis.
- Biliyorum efendim.
- I know, sir.
Tren 10 : 30'da kalkıyor. - Biliyorum efendim.
The train leaves at 10 : 30.
Biliyorum efendim.
I do, sir.
Ben de öyle biliyorum efendim.
That is my impressión too, sir.
Biliyorum efendim, fakat robot serbest, ve burası güvenli değil.
I know, sir, but the robot's on the loose, and it's not safe.
Biliyorum efendim.
I know, sir.
- Bu yüzden hepiniz yargılanacaksınız. - Biliyorum efendim.
- You'll all be court-martialed for this.
Biliyorum efendim, dert etmeyin.
- Of course, sir. It's nothing.
Neden burada olduğunuzu biliyorum efendim, cevabım hayır.
I know what you're here for, sir, and my answer is no.
Biliyorum efendim.
I know, my lord.
Biliyorum efendim, ama...
I know that, sir, but...
Biliyorum efendim.
I know it, Sir.
Biliyorum efendim.
I know that, sir.
Kötü olduğunu biliyorum efendim ama o hasta biriydi ve benim kardeşimdi.
I know he was bad, sir, but he was ill, really... and he was my brother.
- Biliyorum efendim.
Yes, sir, I know.
Size yardımı dokunacaksa efendim bay Brandt'in hisse senetleri yüzünden çok para kaybettiğini biliyorum.
Sir, if it'll be of any help to you, I know that Mr. Brandt lost lots of money on some stock options.
Ve ben kesin olarak biliyorum, efendim. suçlu Petrashevsky yarım akıllıdır.
And I know for certain, sir, the main criminal Petrashevsky is half-witted.
Katırlar huzursuz, efendim. Kötü işaret. Evet, biliyorum.
The mules are restless, sir.
Bunu söylemek çok korkunç, biliyorum, efendim ama kanımca, tekne batırılmış.
I know it's a terrible thing to say, sir, but in my opinion, she was scuttled.
- Biliyorum, efendim.
- This is a good deal of responsibility.
Gece olunca biliyorum efendim.
I know it at night, sir.
Sağ olun efendim. Ama ben okuyacaklarımı ezbere biliyorum.
Thank you, sir, but I knows my text without the book.
Biliyorum efendim.
- I know, sir.
Evet biliyorum ama Japonlar gelirse işe yarayabilirim efendim.
Yeah, I know, but I might come in handy if the Japs show up, sir.
- İyi bir yaşam olduğunu biliyorum dünyayı göreceğini, her limanda bir sevgilisi olacağını ve herkese "efendim" diyeceğini de biliyorum, ama ya biz?
- l know it's a good life... and I know it's a healthy life... and I know he'll be able to see the world and have a wife in every port... and keep on calling everybody "sir," but what about us?
- Luigi'nin Yeri'ni biliyor musun? - Evet efendim, biliyorum.
- You know a place called Luigi's?
Biliyorum, efendim, Ama dünyaya bir kere geliyoruz..
I know, sir, but we only live once.
Biliyorum ki İrlandalılar biraz ben ben affınızı rica ederim efendim. Hemen yapmasına gerek yok.
- No word.
Ne yapmam gerek biliyorum efendim :
Sit still!
Öyle söylendiğini biliyorum, efendim, ama düşündüm de belki siz...
I know they said that, sir, but I thought perhaps you could...
Evet biliyorum. Gelmeye devam ediyorlar efendim.
Yes, I know.
- Bunu biliyorum. - Bildiğinizi sanmıyorum efendim. Sadece ön cephedeki subaylar verdikleri kararlarla... birisinin öleceğini mi yoksa yaralanacağını mı belirler.
Only a line officer knows that any decision he makes may involve somebody being killed or wounded.
Ben herşeyi biliyorum efendim.
- I know all about it, sir.
Efendim. Aranan haini biliyorum.
Sire, I have found your traitor.
Ama yerimi çok iyi biliyorum, efendim.
But I do know my place, sir.
Biliyorum, önce sizinle konuşmalıydım, efendim. Ama bütün bunlar biz düşünmeden oldu.
I know I should have spoken to you first, sir, but all this happened without us thinking.
Biliyorum, efendim, ama karnavaldan kaçıp, grubunuza katıldığımda, rağbet gören bir yerde olacağımı sanmıştım.
I know, sir, but when I ran away from the carnival, sir, and joined your group, I thought I'd be in the thick of it.
Sizi üzdügümü biliyorum, efendim.
I can see I've troubled you, sire.
Biliyorum, efendim, ama o çok ciddi.
I know, sir, but he means it.
Evet efendim, biliyorum.
Yes, I know.
Biliyorum, efendim.
Yes, I know it, sir.
Biliyorum, efendim.
I know, sir.
- Evet efendim, biliyorum.
- Yes, sir, I know.
Evet, biliyorum, efendim.
Why, yes, sir.
- Bir şey mi oldu, efendim? - Haritayı biliyorum.
- Is there something wrong, sir?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]