Biliyor musun peg перевод на английский
41 параллельный перевод
Biliyor musun Peg? Kazağı, güneş ışığı gibi kokuyor.
You know, Peg, her sweater smells like sunshine.
Biliyor musun Peg? Bu çok hoş. Sadece ikimiz varız.
You know, Peg, this is nice, just the two of us.
Biliyor musun Peg, sana saati almaya çalıştım. Benim suçum değil.
You know, Peg I tried to get you the watch.
Sahi mi Asıl canımı yakan ne biliyor musun Peg?
Oh, really? Y - you know what really hurts, Peg?
Biliyor musun Peg, kendimi iyi hissediyorum, gerçekten.
You know, Peg, I feel good. I do.
Biliyor musun Peg, bu loş ışıkta iyi görünüyorsun.
You know, Peg, you're looking good in this dim light.
Biliyor musun Peg. kanarya yutmuş bir kadın gibi görünüyorsun.
You know, Peg, you have the look of a woman who just swallowed a canary.
Biliyor musun Peg, hiç şaşırmadım.
You know, Peg, I'm not surprised.
Biliyor musun Peg, bir hata yaptım.
You know, Peg, I made a mistake.
Biliyor musun Peg, seninle burada böyle oturmak güzelmiş.
You know, Peg, it's kind of nice sitting here like this with you.
Biliyor musun Peg, ben senin için biraz endişeliyim.
You know, Peg, I'm... I'm a little worried about you.
Ve en iyi tarafı ne biliyor musun Peg?
And you know what the best part is, Peg?
Biliyor musun Peg, umarım buradan önemli bir şey çıkmaz.
You know, Peg, I hope there's nothing important in here.
Biliyor musun Peg, bu şeyin eğlenceli olması gerekiyor.
You see, Peg, the thing is it's meant to be fun.
Biliyor musun Peg bu kişisel bir teorimi haklı çıkarıyor.
- This proves a personal theory of mine.
Biliyor musun Peg?
Hey, you know something, Peg?
Bunu yapanların ne tür insanlar olduğunu biliyor musun Peg?
Do you know the kind of people that are doing this, Peg?
Biliyor musun Peg, annenin sabah 9'a kadar süren küçük gece yarısı atıştırmaları için buraya damlamasından nefret ediyorum.
You know, Peg, I hate it when your mom weebles down here for her little midnight snacks which last till 9 in the morning.
Biliyor musun Peg, birbirimizi daha yakından tanıyamadığımıza üzüldüm.
You know, Peg, I'm really sorry that we didn't get to know one another better.
Biliyor musun Peg, kafamı takmamaya çalıştım. Bu akşam film akşamım dedim.
I'll tell you, Peg the only thing that kept me going was knowing that tonight is the night.
Sen ne işe yararsın, biliyor musun Peg?
Do you know what you're good for, Peg?
Peg... Biliyor musun, bizim Bay Sumner da Meksika Caddesi'nde oturuyor?
Peg, did you know that our Mr. Sumner also lives on the Mexican Avenue bus?
Peg, komik olan ne biliyor musun?
You know, it's funny, Peg.
Biliyor musun Peg, gerçekten denedim...
You know, Peg, I really tried- -
Ne zaman bir dergi okusam ve senin beğeneceğin bir şey gördüğümde ve ben "Peg, şuna bak" dediğimde sen ne yapıyorsun, biliyor musun?
Every time I'm reading a magazine, and I see something I think you might like and I say, "Peg, look at this," you know what you do?
Biliyor musun, Peg, neden sana üstünde zil olan sivri uçlu bir şapka almıyoruz?
You know, Peg, why don't we just get you a pointed hat with a bell on top?
Biliyor musun, Peg? Keşke, Bud uzakta otursaydı, ben de onu arasaydım.
You know, Peg, I wish Bud lived far away, so I could call him.
Peg'e anlatsam ne olur biliyor musun?
Do you know what would happen if I told Peg?
En üzücü tarafı da ne biliyor musun, Peg aylık gelirim hakkında yalan söyledim.
You know, the sad part is, Peg... I lied about my income.
Peg, 195 dolar, bu aile için ne anlama geliyor biliyor musun?
Peg, you know what $ 195 can mean to this family?
Biliyor musun, Peg, Kulağıma bir pipet daldırıp içimdeki hayatı hiç zahmetsiz de çekebilirsin.
Of course, Bud was 5 before he stopped getting excited every time he saw a tree.
Bu arada, evlerinin yok olduğunu biliyor musun?
We're broke. You know that, Peg.
Bu akşam canımı sıkamayacaksın Peg. Neden biliyor musun?
You're not gonna bother me tonight, you know why?
Peg, banyoda havlu bitmiş, biliyor musun?
Hey, Peg, did you know we're out of towels in the bathroom?
Biliyor musun, Peg, şu Kathy Bates'in gerçekten güzel bir poposu var.
You know, Peg, that Kathy Bates has a mighty fine butt.
- Şimdi ne yapacağımı biliyor musun, Peg?
- You know what I'm gonna do?
Ama ne yapacağım biliyor musun Peg?
But, you know what I'm going to do now?
Vay canına Peg... bunun anlamını biliyor musun?
Gosh, Peg... do you really mean that?
Biliyor musun Peg, Dodge'i pek sevmediğini hissetmeye başladım.
You know, Peg, I'm starting to sense you're not too fond of the Dodge.
Peg, senin derdin ne biliyor musun? Anlamsız harcama...
Peg, your trouble is you spend money in a frivolous- -
Biliyor musun? "Pâté" li pizza konusunda yanılıyorsun, Peg.
You know, I think you're wrong about that pâté pizza, Peg.
biliyor musun 6673
biliyor musunuz 1377
biliyor musun al 19
biliyor musun baba 17
peggy 447
pegasus 62
peggy sue 19
biliyorum 15888
biliyorsun 4418
biliyormusun 262
biliyor musunuz 1377
biliyor musun al 19
biliyor musun baba 17
peggy 447
pegasus 62
peggy sue 19
biliyorum 15888
biliyorsun 4418
biliyormusun 262
biliyor 196
biliyorum tatlım 44
biliyorum canım 32
biliyorum ama 99
biliyorum hayatım 20
biliyorsunuz ki 33
biliyorum baba 24
biliyorsunuz 744
biliyorum biliyorum 28
biliyorum efendim 52
biliyorum tatlım 44
biliyorum canım 32
biliyorum ama 99
biliyorum hayatım 20
biliyorsunuz ki 33
biliyorum baba 24
biliyorsunuz 744
biliyorum biliyorum 28
biliyorum efendim 52
biliyorum ki 71
biliyorum anne 31
biliyorum bunu 16
biliyordum 1178
biliyorsun değil mi 147
biliyoruz 271
biliyorsun ki 112
biliyorsundur 23
biliyorsun ya 20
biliyorum işte 83
biliyorum anne 31
biliyorum bunu 16
biliyordum 1178
biliyorsun değil mi 147
biliyoruz 271
biliyorsun ki 112
biliyorsundur 23
biliyorsun ya 20
biliyorum işte 83