Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ B ] / Bir bakalım

Bir bakalım перевод на английский

14,719 параллельный перевод
Gidip bir bakalım " dedik.
Let's check this out. "
Onu bulabilecek miyiz etrafa bir bakalım.
Let's take a look around, see if we can find it.
Bir bakalım, tuhaf görünümlü genç bir züppenin yerel bir dans salonuna gidip bir kızla dans etmesi ve aniden bitkin düşmesiyle ilgili.
Well, let's see, it's about this odd-looking young dandy that goes into a local dancehall, dances with a girl, and then suddenly collapses from exhaustion.
Gidip ne bildiklerine bir bakalım.
Let's go find out what they know.
Yarın gel ve hazır olup olmadığına bir bakalım, tamam mı?
Tomorrow. Come in and we'll spar to make sure you're ready, okay?
- Ama neler yapabiliriz bir bakalım.
- But let us see what we can do.
Peki, bir bakalım.
Uh, okay, let's see...
Neler bulabileceğimize bir bakalım bilinen akrabaları varsa ulaşın, bakalım bir şeyler biliyorlar mıymış.
So let's find out whatever we can, reach out to any known family members, see if they know something.
Pekala, nasıl duracak bir bakalım.
All right. Let's see how this goes.
Bir bakalım.
Uh, let's see.
Tamam, bir bakalım.
Yeah, okay, uh, let's see.
Bir bakalım.
Okay. Let's see.
Bir bakalım.
Let's review.
Bir bakalım.
Let's see.
Bir bakalım, 400 dolar Amanda'ya,... Jason'a 160 dolar, 80 dolar bana.
So let's see, $ 400 to Amanda, $ 160 to Jason, $ 80... to me.
Bir bakalım.
let's take a look.
- Öyle mi? - Şöyle bir bakalım.
Officer, there's no such thing as a break for people who barely get by.
Bir bakalım mı?
How about we take a look?
Bakalım yeni bir ciğer oluşturması ne kadar zaman alacak.
We'll see how fast he can duplicate another set of lungs.
Bir dene bakalım.
Try this.
Eşini mutlu et. Yalanlarla elde ettiğin o pahalı kolun karşılığını bana nasıl ödemeyi planladığını iyice bir düşün bakalım.
Give some thought as to how you intend to pay me back for that extremely expensive arm you have acquired under false pretenses.
Ağabeyim yeni bir video çekmem gerektiğini söylemişti. Hadi bakalım.
Okay, uh... my brother thought that I should make another video, so here goes.
Bir görüşelim bakalım.
Let's pick her up.
Bakalım inanmamızı sağlayacak bir şey görebilecek miyiz.
Let's see if there's something for us to go believe in.
Eğer şanslıysak devre parçaları sağlamdır ve bu çanaklardan birinin yönünü değiştirip bir başka uyduyu yakalayabiliriz ama bakalım...
I mean if we're lucky enough, there's enough circuitry left that we could reorient one of these dishes and get another satellite going here. But see.
Uslu bir zombi gibi ilacını al bakalım. Aferin.
Yeah, take your medicine like a good little Z. Yes.
Bir dakika, dur bakalım.
Wait, wait, wait, hold on.
İyi bir yumruk olsun. Fakat yüzüme vurma. Hadi bakalım.
And not directly in the face.
Madem açıklama moduna girdin, bir daha anlat bakalım nasıl çalışacak bu şey?
Since you're in the explaining mood, uh, how the hell is this going to work again?
Bir kez daha benimle tekrar et bakalım.
Repeat it back to me one more time.
- Neler yapabileceğimi bir görelim bakalım.
- Let me see what I can do.
Yok, seni bir gir, sor bakalım. Neredeymişiz biz?
No, you go in and ask where we are.
Hadi bakalım şunlara. Buralarda bir yerde midir nedir?
C'mon, let's see if they're around here.
Gel, şuna bir bakalım.
Let's check it out.
Eğer değillerse ve gerçek bir açıklamanız varsa bir an önce duymak isteriz ki işimize bakalım.
If they're not, if you have a legitimate explanation for them, we would love to hear it so we can move on.
Hadi kızım bana bir beşlik ver bakalım.
You go, girl.
Kimberly Payne ile herhangi bir ilişkisi var mı ona da bakalım.
See if there's any connection to the other Vic, Kimberly Payne.
Güncel fotoğrafı bir aratalım bakalım.
Uh, let's give this updated image a whirl.
Ben ölçümleri Angela'ya götüreyim. Bakalım araç için bir eşleşme bulabilecek miyiz?
I'll get these measurements to Angela and see if she can find a match for the vehicle.
Bak bakalım eski deyişlerde buna uyan bir şey var mı?
See if there's a match in the lore, would ya?
Bir deneyeyim bakalım.
I'll give it a shot.
Sen ve Espo Justin'in hayatını araştırın, bakalım Falcon adında biri ile ilgili bir bağlantı bulabilecek misiniz.
You and Espo dig into Justin's life, though, see if you can find a connection to someone named Falcon.
Dur bakalım bir dakika.
Up, up, up, up. Wait a minute, now.
- Bakalım bir. Araçta yasadışı bir havalı tüfek olduğundan Koh Dong Ho'nun silahlı ve tehlikeli olduğu varsayılıyor.
Let's see... the vehicle contained an illegal air rifle, and KOH is considered armed and dangerous.
Bir bak bakalım kariyerleri nereye gidiyor.
Yeah. And look how their careers are going.
Malaya, bir bak bakalım neymiş.
Malaya, go see what that is.
Al bakalım, mis gibi leziz bir kahvaltı.
There you go. A nice yummy breakfast.
Sağına doğru kayınca rahat bırakabiliyor musun, bir dene bakalım.
You could practice right now and take a scootch to your right.
Bir arkadaşımı arayacağım bakalım o hasaan'ın tuttuğu kaçakçıyı bulabilcek mi.
I'll phone a friend, See if i can find the rum runner he hired.
Bir kurtarma ekibi ayarladım İyi bakalım.
I've arranged for an extraction team. Good.
Bir konuşayım bakalım senin için ne yapabilirim.
Let me talk. See what I can do for you.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]