Bir düşün перевод на английский
8,625 параллельный перевод
Bir düşün Velcoro.
Think it over, Velcoro.
Bir düşün.
Think about it.
Kimseye bir şey söylemeden önce olayların nasıl olduğunu bir düşün.
Think about how it went down first before you say anything to anyone.
Harold, biliyorum bu çok fazla ama en azından bir düşün.
- We're not leaving, David. Harold, I-I know it's a lot, but please give it some thought.
Bir düşün sadece. Pekâlâ.
Just think about it.
Bunun nelere kadir olacağını bir düşün!
Just think what that might be worth!
Hayır, bir düşün.
No, no. Look.
Endişelenmek zorunda kalmadığımızda sevişmek nasıl çok daha harika olacak bir düşün.
Think about how much better the sex will feel when we don't have to worry.
Ne istediğini bir düşün...
Think what you want...
Bunun onu nasıl bir tehlikeye soktuğunu bir düşün.
Think about the danger that puts her in.
- Ne yaptığını bir düşün.
Consider what you're doing.
Polis Dries olduğunu biliyor ve sen de bunun arkasındaysan Annemle babamın ne yapacağını bir düşün.
The police know it was Dries and if you're behind this...'think what it'll do to Mum and Dad.'
- O yüzden, bir düşün sen.
- So yeah, think about it. - Hmm...
Tamam, bir düşün bakalım. Yatakta tam işe koyulmuşsunuz, kıracaksınız zincirleri.
- Okay, picture this, you're in the bed about to get down and dirty.
Dokunabileceğin tüm o hayatları bir düşün.
Think of all the lives you'll touch.
Benimle gelmeyi en azından bir düşün kanka.
Just consider coming out with me, please, bro.
Bir düşün bakalım.
Go back through it.
- Bunu bir düşün.
Just think about that.
Her aileyi etkileyen tüm Dünya'daki kayıpları bir düşün.
Just think of the loss across the world that hit parent after parent.
Çılgınca olduğunu biliyorum ama bir düşün, olur mu?
I know, it's pretty crazy, but just think about it, okay?
Bunu bir düşün ve bana gel.
Now, you think about it, and get back to me.
- Yapacağın iyiliği bir düşün be kızım.
Think of the greater good, girl.
Hepsinin gerçekleştiğini bir düşün.
[Sobbing] Huh? Huh? Think of all the things that could have happened.
Molly Walker'ın gücünü bu şekilde kullanabiliyorlarsa diğer tüm Evo'lar ile neler yapabileceklerini bir düşün.
If they can harness Molly Walker's powers like that, imagine what they can do with all the Evos out there.
Önerimi bir düşün.
Just think it over.
Nakte çeviremiyorsun ama temsil ettiği şeyi bir düşün.
You can't actually cash it, but think about what it represents.
Ne kadar şanslı olduğumuzu düşün bir.
Think how lucky we are.
Ama eğer ortada olmadığı ve onlara söylemediğine ne kadar kızacaklar düşün bir.
But think about how pissed they'll be if he's gone and you don't tell them.
Bir araba düşün.
Think of a car.
Bir düşün sen bunu.
Think about it.
Daha fazla batamayacağını düşünüyorsan eğer, bir daha düşün derim.
Think you can't fall any farther? Think again.
Düşün bir Johnny, bir daha asla korkmayacaksın.
Think of it, Johnny. No more fear.
- Düşün bir ama. O kırmızı başlığı takmak isteyenler olduğu sürece bu çete hareketi sonsuza kadar sürebilir.
- Think about it, as long as somebody's willing to put that red hood on, this gang can go on forever.
Düşün bir.
Think about it.
Düşün bir. Bir şey görmemiş olsaydı söylerdi.
If he didn't see something, he'd say so.
Bak... o fizik tedavideki adam olmak zorunda değil, ama belki sadece bunun da bir ihtimal olduğunu düşün tamam mı?
Look... ( Laughs ) you don't have to date the Exercycle guy, but maybe just be open to the idea of an Exercycle guy, okay?
Onu gelecek olan tehlikelerden korumak gibi düşün beyaz bir yalanla.
Think of it as protecting her from getting hurt... with a fib.
Pekala, düşün bir.
Okay, think about it.
Düşün bir, Cece.
Think about it, CeCe.
Bir kere beyin ile düşün.
Think with the brain for once.
- Bir ara aramayı cidden düşün.
Well, you ought to think about doing that sometime.
Lütfen düşün, bize bir şey demek zorundasın.
Please think, you gotta tell us something.
- Marshall bir an için düşün.
Marshal, think about it for a second.
Kendini çocuklarını Disney World'e götürmüş bir muhasebeci olarak düşün.
Picture yourself a hungry accountant who's just taken his kids to Disney world.
- Şöyle düşün paranı akıllıca işletirsen yarısını çarçur etsen bile hâlâ hayatının sonuna kadar bir gün bile çalışmazsın.
Well, consider that if you invest that money wisely... Hell, you can burn through half of it first. And you'll still never work a day in your life.
Bir düşün.
What's this guy's connection to Yussef Khalid? Think about it.
Bugün için ne planladıysan rafa kaldır ve daha iyi bir şey düşün.
Whatever you've got planned for the day, scrap it and think of something better.
Bir de şöyle düşün Ricky, bu zamana kadar bu uzaylılar son derece dikte edici, gizemli ve tehditkarlardı.
Well, think about it, Ricky. So far these aliens have been overwhelmingly demonstrative and secretive, threatening.
Vibe partisine tekrardan hayat verdiğin için bir teşekkür olarak düşün.
Consider it a thank you for breathing life into the Vibe party.
Bir meslek düşün ki, tüm gün çöplere bakıyorsun.
Can you imagine that job, just sifting through trash all day?
Ruhsal bir güvenli ev olarak düşün.
Oh, think of it as a spiritual safe house.
bir düşüneyim 236
bir düşünelim 78
bir düşünün 93
bir düşünsene 105
düşündüm 122
düşünüyorum 297
düşünüyorsun 44
düşün 451
düşünün 108
düşüneceğim 105
bir düşünelim 78
bir düşünün 93
bir düşünsene 105
düşündüm 122
düşünüyorum 297
düşünüyorsun 44
düşün 451
düşünün 108
düşüneceğim 105
düşünmüyorum 81
düşünceler 16
düşünmek 24
düşünmedim 36
düşünemiyorum 69
düşünceli 20
düşünme 63
düşünürüm 38
düşünüyor 23
düşüneyim 58
düşünceler 16
düşünmek 24
düşünmedim 36
düşünemiyorum 69
düşünceli 20
düşünme 63
düşünürüm 38
düşünüyor 23
düşüneyim 58
düşünmeliyim 39
düşünmem lazım 60
düşünüyordum 129
düşününce 41
düşünüyorum ki 20
düşünüyor musun 27
düşünsenize 76
düşünsene 342
düşünüyorum da 210
düşündüm de 330
düşünmem lazım 60
düşünüyordum 129
düşününce 41
düşünüyorum ki 20
düşünüyor musun 27
düşünsenize 76
düşünsene 342
düşünüyorum da 210
düşündüm de 330