Bu sadece bir formalite перевод на английский
57 параллельный перевод
Ama bu sadece bir formalite.
Aw, it's just a formality.
Bu sadece bir formalite.
This is a mere formality.
Bu sadece bir formalite.
That's just a formality.
Bu sadece bir formalite.
It's only a formality.
Şerife göre bu sadece bir formalite.
Sheriff says that'll just be a formality.
Bu sadece bir formalite.
It is only a formality.
Bu sadece bir formalite.
It is just a formality.
Bu sadece bir formalite.
It's a mere formality.
Bu sadece bir formalite.
It's just a formality.
Bu sadece bir formalite, bilirsiniz.
This is just routine, you know.
- Bu sadece bir formalite.
- It's just a formality.
Bu sadece bir formalite.
I'm telling you. But it's only a formality.
Yoksa bu sadece bir formalite mi?
Or is that just a formality?
Bu sadece bir formalite.
It`s all academic anyway.
Bu sadece bir formalite, ben bunu yazıya döktüm.
Just as a formality, I've put that in writing.
Bu sadece bir formalite.
This is purely a formality.
BU sadece bir formalite.
It's merely a formality.
- Bu sadece bir formalite.
- That's just a formality.
Sana saygımızdan geldik, bu sadece bir formalite olmalı.
We come to you out of politeness. A mere formality.
Gelecek hafta bir soruşturma olacak ama bu sadece bir formalite.
There will be an inquest next week, but it's just a formality.
Bu sadece bir formalite.
Just a formality.
Bu sadece bir formalite.
I have only a formality.
Şahsen, kanunları bu tarzda asla ihlal etmeyeceğini biliyorum, eminim bu sadece bir formalite.
Personally, I know that you would never break the law in this manner, so I'm sure it's just a formality.
Endişelenmene gerek yok, bu sadece bir formalite.
Don't worry, it's merely a formality.
Bakın bu sadece bir formalite.
Listen, everyone. It's just a formal inquiry.
I, sorabilir miyim bu sadece bir formalite?
Can I ask, is that just a formality?
Bu sadece bir formalite, kontum.
It's just a formality, count.
- Bu sadece bir formalite zaten.
- You know, this is just a formality.
- Söylediğin gibi bu sadece bir formalite.
This is just a formality, as you said.
Endişelenme Dougie. Bu sadece bir formalite.
Don't worry, Dougie... it's just a formality.
Bu sadece bir formalite Majesteleri. Majesteleri yurtdışındayken geçici olarak üstleneceğiniz görevleri teyit etmek için.
It's just a formality, Your Majesty, confirming your temporary assumption of duties as Councillor of State while Her Majesty is abroad.
Bir Dedektif Müfettişle orada pazartesi günü bir görüşmem var. Ama bu sadece bir formalite.
I've got to meet a detective inspector over there on Monday, but it's just a formality.
Bu iş sadece bir formalite.
This business is a formality.
Sadece bir formalite, bu belgeyi imzaladıktan sonra sanat eseri bu eve dönene kadar koruma altına alınmış olacak.
A mere formality, for once you've signed this document the work of art is covered until it's returned to this house in good order.
Doğrusu bu duruşmalar sadece bir formalite.
In truth, these proceedings are a mere formality.
Bu sadece bir formalite.
It's a formality.
Bu gece sadece bir formalite... dünyaya gelecekle ilgili hissettiklerinizin açıklanması.
For tonight is mere formality... only an announcement to the world for feelings long held.
Hayır, bu sadece aptalca bir formalite.
No. No. This is just a stupid formality.
Gerçi bu sadece formalite icabı, buraya koyabileceğimiz başka bir şey yok.
I know it's a formality, but it seems silly when there's nothing inside...
Hayır ama bu noktada sadece bir formalite.
No, but it's just a formality at this point.
Sadece bir ipucu... Formalite veya kalabalık hakkında, Sadece bu şekilde çok güzel bir biçimde gitmem,
J-just give me a hint as to the size of the gathering and the level of formality, just so I don't show up overly fabulous, if there is such a thing.
Bu toplantı sadece bir formalite!
This meeting is just a formality!
O halde yarın mahkemeniz görülür. Tabii aslında sadece bir formalite bu. Hemen ardından da uçurulursunuz.
So, tomorrow, we'll have your trial, it's more of a formality, really, with a flinging to follow directly after.
Bu sadece formalite icabı bir duruşma, Ajan Booth.
It's really just a pro forma hearing, Agent Booth.
Bu sadece olayı kapatmak için yaptığımız bir formalite.
This is just a formality, just so we can put this to bed.
Bu bir formalite, sadece süs için buradasınız ya da bahçe süsü için.
It's a formality. You guys are just window dressing or... patio furniture dressing.
bu sadece bir oyun 48
bu sadece başlangıç 61
bu sadece 212
bu sadece bir rüya 16
bu sadece bir başlangıç 18
bu sabah 343
bu sabah nasılsın 16
bu şarkı 23
bu sana 142
bu saçmalık da ne 22
bu sadece başlangıç 61
bu sadece 212
bu sadece bir rüya 16
bu sadece bir başlangıç 18
bu sabah 343
bu sabah nasılsın 16
bu şarkı 23
bu sana 142
bu saçmalık da ne 22
bu sana ders olsun 23
bu saçmalık 450
bu sayede 46
bu saatte 37
bu saatte mi 92
bu şartlar altında 79
bu sabah geldi 27
bu sahte 24
bu saçma 71
bu sanki 45
bu saçmalık 450
bu sayede 46
bu saatte 37
bu saatte mi 92
bu şartlar altında 79
bu sabah geldi 27
bu sahte 24
bu saçma 71
bu sanki 45