Bu savaş перевод на английский
10,093 параллельный перевод
Bu savaş için çok geçerli bir sebep.
It's a perfect excuse for a war.
Marcel, sonunda soylarımız arasında bir köprü kurarak bu savaşı sonlandırmada bize yardım edebileceğini düşünüyoruz. Tabi eğer gerçekten düşündüğümüz gibi biriysen.
Marcel, we think you could help us bridge the gap between sire lines and finally put this war to bed, that is, if you are, in fact, everything we hope you to be.
Eğer bu savaş olsaydı, yaşıyor olmazdın.
_
Sam bu savaşı kazanabileceğimizi kanıtladı.
Sam proved we could win this war.
Bu savaş umurumda değil, Henry.
I could give a damn about this war, Henry.
- Bu savaşı kendim başlattım.
I started this battle myself.
Guthrum bu savaş sona erdiğinde vaftiz olmayı kabul etmeli.
should Guthrum ever consent to being baptized, then this war is over.
Prens'imize bir Nazi'nin ateş açtığı öğrenilirse, bu savaş sebebidir. Nazilerin birçoğunun sevineceği fakat bizim imparatorluğumuzun neredeyse kesin kaybedeceği bir savaş.
If it were known that a Nazi fired at our Prince, that would be an act of war, a war many in the Reich would be happy to see but one our empire would almost certainly lose.
Bu savaşı süresiz olarak kışkırtabilir.
She can escalate this war indefinitely.
Bu savaş bittiğinde Uthred, yolun seni kuzeye sürükleyecek.
When this battle is done, Uhtred, your path leads north.
Her asker bu savaşın sadece toprak için olmadığını kâfirler kazanırsa İsa'nın bozguna uğrayacağını bilmeli.
Each man should know... this war is not only about land. Should the heathens win, then Christ is defeated.
Bu savaş başlığına ulaşmak için tek şansımızın yanıp kül olması.
That is our one shot at getting to the warhead going up in smoke.
Bu savaş, onlara güçlü bir enerji verir. Hayatı hissetmek için, vücudunuzda kanın dolaşması için.
That fight gives a really strong energy to feel the life, the blood rolling around your body.
Bu, senin savaşın değil.
This isn't your battle.
Panikleyen, yaşam savaşı veren, havuzdan çıkmaya çabalayan biri için bu süre fazlasıyla yeter.
If a person is panicking, struggling for their life, fighting to get out of the pool. It's more than enough time.
Bu hayatta, Şahitler olarak savaşınızda ve bu dünyada yalnız kaldığını bilmek nasıl hissettiriyor?
To know that you're alone now, alone in this fight of yours, alone in this world.
"Eski bir terzi olan bu kadın, Washington'un en güvendiği savaş ajanı olmuştu."
"A former seamstress who became Washington's most trusted wartime operative."
Elbette bu konuyu düşündüm ve şu kadarını biliyorum ki savaşırsam bir tek savaş olmalı ve daha fazla Dan gelmeden Wessex düşmeden, çarpışma üzerine çarpışma akın üzerine akın olmadan, parça parça gitmeden gerçekleşmeli.
I have given it thought, of course I have. And this much I know. If I am to fight, it would have to be a single battle, and soon before yet more Danes arrive.
Savaş burada... bu sularda başlayacak.
It begins here, in these waters.
Bu düpedüz savaş demek.
This could start an open war.
İyi bir şey olarak bu hastanede sonlanmayan ilk Wheeler Savaşımız.
Well, the good news is this is the first Wheeler War that didn't end in the emergency room.
İsyan çıksın istedi ve bu olursa sırada ne var. Bir sonraki naibenin kim olcağına... karar vermek için bir cadı savaşı mı?
She wanted a mutiny, and if that happens, what's next, an all-out witch war to decide the next regent?
Bu bir savaş.
This is a battle.
Ah be Summer, ilk ırk savaşın mı bu?
Oh, Summer. First race war, huh?
Bir saat önce, Shrimply pibbles, galaksinin en nüfuzlu sivil haklar lideri, bu hastanenin acil servisine getirildi, şu an hayatı için savaşıyor.
An hour ago, shrimply pibbles, the galaxy's most influential civil rights leader, was brought to this hospital's emergency room, where he is currently fighting for his life.
Bu ise savaşı kaybetmek demek.
This is a losing battle.
Cordovia Cumhuriyeti Prensi Gustav ülkesi iç savaşın eşiğinde olduğu halde bu hafta Los Angeles'ı ziyaret edecek.
The Republic of Cordovia's Prince Gustav visiting Los Angeles this week while his country rests on the brink of civil war.
Bu Zoom'un savaşında önemsiz bir hasar.
He was just collateral damage in Zoom's war.
Bu sırada, sen buradasın gölgelerle savaşıyorsun.
Meanwhile, you're here, fighting shadows.
Bu vekilin evime geldi, beni tehdit etti, dünya üzerindeki en tehlikeli vampirlere karşı savaş ilan etmek dışında bir seçenek bırakmadı.
Your deputy here came into my home, threatened me, gave me no choice but to declare war on the most dangerous vampires in the world.
Kraliçe zaferinizi gördü bu yüzden savaşın!
The queen has seen your victory, so fight!
Bu bir savaş nedeni.
This is an act of war.
Soğuk Savaş, sonsuza kadar kalacak bu duvar bir anda ortadan kayboldu.
This Cold War, this wall that was supposed to go on forever was... boop... gone, just like that, you know?
Son savaş bu!
This is the final battle!
Bu savaş.
- It's war.
Bu adam... General William Howe, Bağımsızlık Savaşı'nda İngiliz kuvvetlerinin komutanıydı.
This... is General William Howe, commander of the British forces during the War for Independence.
Bu sizin savaşınız değil.
This is not your fight. Go.
Bu durumda savaş bir adım ötede.
Then the battle is one step nearer.
Yapma Müdürüm, sizin desteğiniz olmadan da bu iki düzine savaş suçlusunu bulabiliriz.
Come on, Director, we can find two dozen of these war criminals- - but not without your support.
Evet belki de her olan savaş için, her olan deprem için kendimi suçlamalıyım. Bu kadar kibir yeter, Michael.
Right, and maybe I should blame myself for every earthquake or every war.
Adalet Ligi'nin kurulmasından bu yana Aylar önce, henüz savaşı kaybetmişler.
Since the Justice League's formation months ago, they have yet to lose a battle.
Lex, tüm bu fethi konuşmak bu gezegeni bölmek Savaş ganimetleri gibi biz kurtarıcı değil miyiz Özgürlük getirmek mi?
Lex, all this talk of conquest of dividing this planet like the spoils of war are we not liberators bringing freedom?
Bu saat Büyük Vatan Savaşı'ndaki bir memura aitti.
This watch belonged to an officer in the Great Patriotic War.
- Kara, bu bir savaş.
- Kara, this is war.
Bekle, bu robot savaşı oyun gecesinin iptal olduğu anlamına mı geliyor?
Wait, does the robot fight mean that game night is canceled? No!
National City, savaş bölgesine dönüşmeden önce bu şeyin bulunup yok edilmesini istiyorum.
I want this thing found and destroyed Before it turns National City into a war zone.
Pekâlâ, Scorpion teknolojik becerilerini kullanarak savaş başlığının tutulduğu binayı bulabilirse biz de Kırgızistan civarındaki özel kuvvetlerimizi gönderip satıcıları yakalayabilir ve bu silahı etkisiz hale getirerek ele geçirebiliriz.
Well, if Scorpion can use their tech skills to locate the building the warhead is being stored in, we can then send in a SEAL team from neighboring Kyrgyzstan to take down these sellers and disarm and confiscate this weaponry.
Köpek savaşı dediğin tüm dernek arkadaşlarının bulabildiği en çirkin kızı davet etmektir. Şampiyon olan da normal hayatta asla çıkmayı düşünmediğin kızı getirendir ama bu acımasızca falan de değildir yani.
No, the Dog Fight is, like, this party where all the frat bros, they invite the homeliest girl they can find, and then the champion is the one whose date is the last dog you'd want to throw a bone.
Bu, bu adamlar ve ölüm arasındaki bir savaş.
That is a fight between those guys and... - ( QUESTIONS IN ITALIAN ) - MAN :
Ama bu yeraltı savaşına karıştılar.
But they're fighting this underground war.
Bu savaş. " olmuştu.
It's war. "
savaşçı 50
savaş 353
savaşçi prenses 68
savaşçı prenses 29
savaşın 42
savaşçılar 32
savaşa 30
savaş ve barış 20
savaşta 41
savaşlar 27
savaş 353
savaşçi prenses 68
savaşçı prenses 29
savaşın 42
savaşçılar 32
savaşa 30
savaş ve barış 20
savaşta 41
savaşlar 27
savaş var 18
savaş tanrısı 21
savaşacağım 16
savaş başladı 22
savaş mı 39
savaş bitti 121
savaştan sonra 47
savaştayız 44
savaşacağız 28
savaşalım 20
savaş tanrısı 21
savaşacağım 16
savaş başladı 22
savaş mı 39
savaş bitti 121
savaştan sonra 47
savaştayız 44
savaşacağız 28
savaşalım 20
savaş onunla 21
savaş sırasında 28
savaş sona erdi 25
savaştan önce 32
savaş istasyonları 22
bu sabah 343
bu sabah nasılsın 16
bu şarkı 23
bu sana 142
bu saçmalık da ne 22
savaş sırasında 28
savaş sona erdi 25
savaştan önce 32
savaş istasyonları 22
bu sabah 343
bu sabah nasılsın 16
bu şarkı 23
bu sana 142
bu saçmalık da ne 22
bu sana ders olsun 23
bu saçmalık 450
bu sadece bir oyun 48
bu sayede 46
bu saatte 37
bu saatte mi 92
bu sadece başlangıç 61
bu şartlar altında 79
bu sadece 212
bu sadece bir rüya 16
bu saçmalık 450
bu sadece bir oyun 48
bu sayede 46
bu saatte 37
bu saatte mi 92
bu sadece başlangıç 61
bu şartlar altında 79
bu sadece 212
bu sadece bir rüya 16