Düsünüyorsun перевод на английский
48,965 параллельный перевод
Hala ailenle iletişim kuramadığını mı düşünüyorsun?
Still feel like you're unable to engage with your family?
Öyle mi düşünüyorsun?
You think?
Dikkatsiz olduğumu mu düşünüyorsun?
You think I careless?
Sen olduğunu mu düşünüyorsun
Do you think you are?
- Öyle mi düşünüyorsun?
- You think so?
Sonra da şey düşünüyorsun...
And then you're thinking.
Neler düşünüyorsun...
So much to think about.
Anladım. Sağlam olduğunu düşünüyorsun çünkü birinin ağzının payını verdin.
You think you're bad ass'cause you put your tips on some fucking Toad?
Martin, paranoyaklaştığımı düşünüyorsun.
Martin, I get that you think I'm being paranoid here, okay?
Sence ben salak olduğumu mu düşünüyorsun?
You think I'm some kind of fucking idiot?
Babanın evladının kendisini beslediğini düşünüyorsun.
You think your father's kid feeds himself.
Doğru söylediğimi niye düşünüyorsun?
Why do you even believe I'm telling the truth?
- Kızın güzel olduğunu mu düşünüyorsun?
And you think she's beautiful? Who?
- Ne kadar süreceğini düşünüyorsun?
How long do you think it'll take?
Sen ne olacağını düşünüyorsun?
What do you reckon?
"30 milyon dolarlık ödeme, bizim çapımızdaki bir firma için felaket olur" diye düşünüyorsun, değil mi?
You're thinking, "a 30-million-dollar payout For a firm our size, that has to be catastrophic," right?
- Bunu neden düşünüyorsun?
- Why are you thinking about it?
Düşünüyorsun.
Yes, you are.
Nasıl olduğumu düşünüyorsun?
How do you think I am?
Her şeyi içine atması gerektiğini mi düşünüyorsun?
You think she should keep all her emotions bottled up inside?
Sen niye farklı düşünüyorsun?
What makes you different?
Neden hala düşünüyorsun, Shivgami?
Why are you still introspecting, Shivgami?
Madem öyle bunca şeyden sonra onu hala bağışlama yımı düşünüyorsun?
If that is the case, do you intend forgiving him even after all this treason?
Kötü bir plan olduğunu bildiğini mi düşünüyorsun?
You think she knows it's a bad plan?
Onlara yardım ettiğimi düşünüyorsun çünkü ölü oğlumu geri getirdiler.
You think I helped them because they brought back my dead son.
Böyle mi düşünüyorsun?
Is that what you're thinking?
Hala söz sahibi olduğunu düşünüyorsun.
You still think you have a say in the matter.
Ne düşünüyorsun?
What do you think?
Hala riemann hipotezini nasıl kanıtlayacağını mı düşünüyorsun?
Still thinking about how to prove the Riemann hypothesis?
Hala işe yaradığını düşünüyorsun değil mi?
You still think it worked, right?
- Ne düşünüyorsun?
Total access. What do you think?
Peki neden öyle olmadığımı düşünüyorsun?
And what makes you think I'm not?
Hâlâ tehdit oluşturmadığını mı düşünüyorsun?
Still think she poses no threat?
Yokluğunda onun rolünü üstlenebileceğini düşünüyorsan yanlış düşünüyorsun.
Now, if you assume that in his absence, that role now reverts to you... then you assume wrong.
Bir parçamın, onun gözünde nasıl göründüğümü umursadığı için canımı vermeye razı olduğunu mu düşünüyorsun?
You think that little of me that I care so much how I'm seen in his eyes, I'd be willing to lose my life over it?
Atlattığını düşünüyorsun.
In your expertise, she's moved on.
İki yüzlülük olduğunu düşünüyorsun.
You think it's hypocrisy.
İstediğim en son şeyin bu olduğunu mu düşünüyorsun?
Do you think that was the last thing I wanted?
Eşini mi düşünüyorsun?
Is it your wife you're thinking of?
Niye böyle düşünüyorsun?
Why do you think that?
Celeste, Perry'nin az önce söyledikleri hakkında ne düşünüyorsun?
Celeste, how do you feel about what perry just said?
Gerçekten seni sevmediğimi mi düşünüyorsun?
You honestly think i don't love you?
Ne düşünüyorsun?
What are you thinking?
Zorla mı giriyorsun mekânıma? Anneni burada tuttuğumu mu düşünüyorsun?
Breaking into my place?
Seçilmiş kişi olduğunu mu düşünüyorsun?
Because you think you were chosen for something?
Niye ev hapsinde olduğumu düşünüyorsun?
Why do you think I'm on house arrest?
Ne düşünüyorsun?
What are you thinking about?
Hayatın anlamını bir kitapta bulabileceğini düşünüyorsun.
You think you can find the meaning of life in a book.
Neden öyle düşünüyorsun?
Why would you think that?
Yalan söylediğimi mi, yoksa okuyamayacağımı mı düşünüyorsun?
Well, do you think I'm lying or just simply can't read?
Harriet hakkında ne düşünüyorsun?
What do you think of Harriet?
düşünüyorsun 44
düşündüm 122
düşünüyorum 297
düşün 451
düşünmüyorum 81
düşünün 108
düşüneceğim 105
düşünceler 16
düşünmek 24
düşünmedim 36
düşündüm 122
düşünüyorum 297
düşün 451
düşünmüyorum 81
düşünün 108
düşüneceğim 105
düşünceler 16
düşünmek 24
düşünmedim 36
düşünemiyorum 69
düşünceli 20
düşünme 63
düşünürüm 38
düşünüyor 23
düşüneyim 58
düşünmeliyim 39
düşünmem lazım 60
düşünüyorum ki 20
düşünüyordum 129
düşünceli 20
düşünme 63
düşünürüm 38
düşünüyor 23
düşüneyim 58
düşünmeliyim 39
düşünmem lazım 60
düşünüyorum ki 20
düşünüyordum 129
düşününce 41
düşünüyor musun 27
düşünsenize 76
düşünsene 342
düşünüyorum da 210
düşündüm de 330
düşündüğüm gibi 49
düşün bunu 33
düşündüm ki 259
düşün bakalım 35
düşünüyor musun 27
düşünsenize 76
düşünsene 342
düşünüyorum da 210
düşündüm de 330
düşündüğüm gibi 49
düşün bunu 33
düşündüm ki 259
düşün bakalım 35