Düşünmeye çalışıyorum перевод на английский
244 параллельный перевод
Gazeteciler gelmeden düşünmeye çalışıyorum.
I know. I'm trying to think before those reporters come back.
Düşünmeye çalışıyorum.
I'm trying to think.
Düşünmeye çalışıyorum. Yok bir şey.
I'm working on it.
Hangisi, hanginizindi düşünmeye çalışıyorum.
I have been trying to think which of you owned what.
Başka bir çare düşünmeye çalışıyorum.
I am trying to think of something else.
Pekala, Düşünmeye çalışıyorum.
Well, I'm trying to think.
Bir şey düşünmeye çalışıyorum.
I'm trying to think.
Sessiz ol düşünmeye çalışıyorum.
Pipe down. I'm tryin'to think.
Phyllis, düşünmeye çalışıyorum!
Cheers. - I'm trying to think.
- Düşünmeye çalışıyorum.
- I am trying to think.
Düşünmeye çalışıyorum.
I'm trying to think!
Sizi başka bir saç modeliyle düşünmeye çalışıyorum.
I'm imagining you with different hair.
Herkes için en iyisini düşünmeye çalışıyorum.
I gotta think of what's best for everybody.
Elimden geldiğince onun düşündüğü gibi düşünmeye çalışıyorum.
I'm trying as hard as I can to think as he does.
Kim olabileceğini düşünmeye çalışıyorum.
I keep trying to think of who it could be.
Ah evet Doolittle. Düşünmeye çalışıyorum.
Oh, yes, Doolittle, I'm thinking.
Düşünmeye çalışıyorum...
I'm trying to think of...
Beni kiminle aldattığını düşünmeye çalışıyorum.
And all of a sudden, I'm trying to imagine these guys she's cheating with.
Düşünmeye çalışıyorum!
I am trying to think!
Düşünmeye çalışıyorum.
You have seen that episode a thousand times.
Söylemek istediğimi bilsem de tekrar düşünmeye çalışıyorum.
I've taken so much time answering not because I don't know want to say
Düşünmeye çalışıyorum, Larry.
I'm just trying to think, Larry.
Lisa, şu anda davayı düşünmeye çalışıyorum, tamam mı?
Lisa, I'm tryin'to think about the case now, OK?
- Düşünmeye çalışıyorum.Sakıncası yoksa?
- I'm trying to think. Do you mind?
Burada düşünmeye çalışıyorum tamam mı?
! I'm trying to think here, OK?
Burada düşünmeye çalışıyorum.
Yes. The resemblance is uncanny.
İş için bir fikir düşünmeye çalışıyorum burada.
I'm trying to think of an idea for a business near here.
Seninle görüşme isteğim, senin biraz daha iyi olduğunu düşünmeye çalışıyorum.
That's why I wanted to meet, try to get to know you a little better.
Düşünmeye çalışıyorum!
I'm trying to think!
Ne yapacağımı düşünmeye çalışıyorum.
I'm thinking about what to do.
"Biraz sıkkın" ı düşünmeye çalışıyorum.
- Oh, um, trying to imagine "rather upset."
Burda düşünmeye çalışıyorum!
I'm trying to think!
- Düşünmeye çalışıyorum burada.
- I'm thinking here.
Burada, koyduğum ya da kaldırdığım her kuralla öncelik vereceğim ilk şeyin bir yetimin geleceği olduğunu düşünmeye çalışıyorum.
Here in St. Cloud's, I try to consider with each rule I make or break... that my first priority is an orphan's future.
Birşey düşünmeye çalışıyorum.
I'm thinking of something I can do.
Ve, ben tüm bunların... bir rastlantı olduğunu düşünmeye çalışıyorum.
And I am trying to think... this was all only a matter of chance.
Kalbimle değil, beynimle düşünmeye çalışıyorum.
I'm trying to think with my head instead of my heart.
Hey, burada düşünmeye çalışıyorum, tamam mı?
HEY. I'M TRYING TO THINK HERE, OK?
Çünkü düşünmeye çalışıyorum!
'Cause I'm trying to think!
Düşünmeye çalışıyorum.
I can't think! - What do you have to think about?
— Susun çocuklar! Düşünmeye çalışıyorum.
Shut up, you guys, I can't think.
Ve sana nasıl söyleyeceğimi düşünmeye çalışıyorum.
And I've been trying to think of how to tell you.
Sessiz, düşünmeye çalışıyorum.
Quiet, I'm trying to think.
- Gazeteci gibi düşünmeye çalışıyorum yeniden.
- Trying to think like a journalist again.
Senin Luke olman konusunda ben de düşünmeye çalışıyorum.
I'm trying to make up my own mind about you being Luke.
Yapma, düşünmeye çalışıyorum.
Don't, I'm thinking.
Bebeğin cinsiyetini bilmediğimiz için tarafsız düşünmeye çalışıyorum ama...
I'm trying to think neutral, since we don't know the baby's sex, but...
- Düşünmeye çalışıyorum.
- I'm trying to think.
Burada düşünmeye çalışıyorum.
I'm trying to fucking think here.
Yalnızca seni o kereste ambarını işletirken düşünmeye çalışıyorum. Hiç.
- Nothing.
Bir şeyler düşünmeye çalışıyorum, tamam mı?
I'm trying to think of something, ok?
çalışıyorum 310
düşündüm 122
düşünüyorum 297
düşünüyorsun 44
düşün 451
düşünün 108
düşüneceğim 105
düşünmüyorum 81
düşünceler 16
düşünmek 24
düşündüm 122
düşünüyorum 297
düşünüyorsun 44
düşün 451
düşünün 108
düşüneceğim 105
düşünmüyorum 81
düşünceler 16
düşünmek 24
düşünmedim 36
düşünemiyorum 69
düşünceli 20
düşünme 63
düşünürüm 38
düşünüyor 23
düşüneyim 58
düşünmeliyim 39
düşünmem lazım 60
düşününce 41
düşünemiyorum 69
düşünceli 20
düşünme 63
düşünürüm 38
düşünüyor 23
düşüneyim 58
düşünmeliyim 39
düşünmem lazım 60
düşününce 41
düşünüyordum 129
düşünüyorum ki 20
düşünüyor musun 27
düşünsenize 76
düşünsene 342
düşünüyorum da 210
düşündüm de 330
düşündüğüm gibi 49
düşün bunu 33
düşündüm ki 259
düşünüyorum ki 20
düşünüyor musun 27
düşünsenize 76
düşünsene 342
düşünüyorum da 210
düşündüm de 330
düşündüğüm gibi 49
düşün bunu 33
düşündüm ki 259