Elbette efendim перевод на английский
773 параллельный перевод
Elbette efendim.
Yes. Certainly, sir.
Elbette efendim.
Of course, sir.
- Elbette efendim.
- Certainly, sir.
- Elbette efendim.
Certainly, sir.
Elbette efendim.
Certainly, sir.
- Elbette efendim. Beni takip edin size yerini göstereyim.
You just follow me now, and I'll show you.
Artık sizin için çalıştığıma göre, elbette efendim.
Of course your Lordship since I work for you.
Elbette efendim.
Yes, sir.
- Elbette efendim.
- Of course, sir.
- Elbette efendim.
Of course, Sir.
- Elbette efendim.
- Oh yes, of course, sir.
Elbette efendim.
- Certainly, sir. - Paddy?
Elbette efendim.
Certainly sir.
Yapılacak işlerim var. Elbette efendim.
I have work to do.
Elbette efendim, siz gönderebilirsiniz.
Yes, sir. You can send it.
- Elbette efendim.
- Yes, sir.
Elbette efendim.
Yes, indeed, sir.
- Elbette Efendim ama... - Sezar'a hesap verecekler.
They must pay.
- Gemiyi parçaladıklarını görmeyi istemeyiz, değil mi? - Hayır elbette efendim.
We wouldn't want to see them kick the ship apart.
Elbette efendim.
Of course, sir. Good day, sir.
- Elbette efendim.
- Well, of course, sir.
- Elbette efendim.
Yes, sir.
Elbette efendim.
Well, certainly, sir.
- Elbette efendim.
- Sure, mister.
Evet, elbette efendim. İnşallah.
Oh, yes, indeed, sir, as you'll see, I hope.
Siz öyle istiyorsanız, elbette efendim.
If those are your wishes, they will be carried out.
Elbette, efendim.
Certainly sir.
- Corona. - Corona. Elbette, efendim.
- Certainly sir.
Elbette ister efendim.
Of course she would, sir.
Elbette, efendim.
Certainly, sir.
- Elbette, efendim.
- Yes, ma'am.
- Elbette, Bay Cantrell, efendim.
- Yes, sir, Mr. Cantrell, sir.
Elbette, efendim, Pazar sabahı kalkacak ikmal treni onu Winnipeg'e kadar götürür.
I certainly could, sir. There's a supply train up on Sunday morning... that'll take her as far as Winnipeg.
- Elbette, efendim.
- Of course, sir.
Yani haklısınız, efendim. Elbette gençliğimde.
I mean, I don't blame you.
Elbette, efendim.
Of course, sir.
Elbette oradaydı, efendim... her zaman.
Of course he was there, sir - all the time.
Elbette, efendim.
Yes, sir.
Elbette, efendim.
Yes, sir. Certainly, sir.
- Elbette yedim, efendim.
- Sure, I did, sir.
Elbette deneyebilirsiniz efendim. Ama Bayan Candy'nin burada kalması daha iyi olur.
By all means try, sir, but Mrs Candy had better remain.
Elbette, efendim.
Very good, sir.
Elbette var, efendim.
Indeed I have, sir.
Elbette. İyi geceler efendim.
Good night, sir.
- Efendim? Bu şartlar altında imkansız diyeceksin elbette ama niçin kardeşinden bu kadar fazla güzelsin?
Under the circumstance you're going to say it is impossible, of course, but... why are you so much more beautiful than your sister?
Cochise'in sözleri, elbette benim değil efendim.
Cochise's words, of course, sir, not mine.
Neden efendim, elbette Noel günü.
Why it's Christmas Day, of course, Sir.
- Elbette efendim, en iyisini.
- Of course, sir, only the best
Elbette, efendim.
Aye, aye, sir.
Elbette kapattık efendim.
Of course we have, sir.
- Elbette, efendim.
- Yes, sir.
efendim 34795
efendimiz 532
elbette 13408
elbet 35
elbette var 142
elbette ki 133
elbette istiyorum 43
elbette seviyorum 29
elbette benim 21
elbette yok 101
efendimiz 532
elbette 13408
elbet 35
elbette var 142
elbette ki 133
elbette istiyorum 43
elbette seviyorum 29
elbette benim 21
elbette yok 101
elbette iyiyim 21
elbette öylesin 20
elbette isterim 24
elbette biliyorum 55
elbette biliyorsun 19
elbette canım 17
elbette doktor 21
elbette eminim 36
elbette değilim 21
elbette hayır 359
elbette öylesin 20
elbette isterim 24
elbette biliyorum 55
elbette biliyorsun 19
elbette canım 17
elbette doktor 21
elbette eminim 36
elbette değilim 21
elbette hayır 359