Haya перевод на английский
136 параллельный перевод
Bana yapışma nedenin haya- -
If the reason why you stick yourself to me is because of those ghosts...
Deh.
Haya.
- Haya Teyze.
- Aunt Haya.
Betancourt, Haya de la Torre, Figueres ve birçokları gibi Frondizi, Latin Amerikan burjuvazisinin strelliğini ve onların tarihsel olarak ölümünü sembolize eder.
Frondizi, like Betancourt, Haya de la Torre, Figueres and so many others, symbolize the sterility of the Latin American Bourgeoisie, their historical death.
Muzaffer Haya'nın ordusu müttefikimiz olan Yunan ordusunu Afyondan kışkırttı.
Mustafa Kemal broke the line of our Greek allies in Afyon.
- Haya.
- Balls.
Hey, selam Ging.
Haya Ging.
- Daha çok haya ve ekstra parmak mı?
- More balls and extra fingers?
Increíble que se haya salvado.
Increíble que se haya salvado.
Patronluk taslamıyorum, haya...
I'm not patronizing you...
Hatta büyükanne bile gitti, ama haya işte böyle...
Even though Nana's gone, there's something almost life
onarı haya kırıkığına uğratmak istemem.
I'd hate to disappoint them.
"Fırında Haya Pişirme Yöntemleri."
How To Roast Your Own Nuts.
Haya koruyucusu.
A nut cup.
Haya, Shmuel amcanın kızı.
Haya, Uncle Shmuel's daughter.
Haya'yı yıkayamam.
I can't bathe Haya.
Evladım Meir belki Haya'dan bir erkek çocuk sahibi olacak.
My son Meir will have a son by Haya.
Sorumluluğunuzu haya dahi edemiyorum- -
I can't imagine the responsibility- -
Haya / alet dansı.
The ball / johnson dance.
"Haya" mı?
"Mack"?
Dürtü? Bu Lima fasulyeleri bacaklarınızın arasından sarkıyor, Bunlar haya!
Those lima beans hanging between your legs, those are balls!
Ciddi bir şey çıkmadığı için ne kadar rahatladığımı söylemek istiyorum, çünkü amcam Jedlow çok kötü bir haya deneyimi yaşadı ve senin için çok endişelendim.
I just wanna say, OK, how relieved I am that, you know, it's nothing serious'cause... My uncle Jedlow, he had a really bad, um, nut experience, and I was just nervous for you, so...
" Patates Haya!
" Tater nuts!
Patates Haya! "
Tater nuts! "
Forman, sanırım ihtiyacımız olan Patates Haya'dan biraz bilgi.
Forman, I think what we need here is some input from Tater Nuts.
Patates Haya, ne düşünüyorsun, Patates Haya?
Tater Nuts, what do you think, Tater Nuts?
Hey, bana Patates Haya demeyi kes.
Hey, stop calling me Tater Nuts!
Patates Haya, akla yatkın geliyor.
Hmm. Tater Nuts makes sense.
Patates Haya.
was Tater Nuts.
" Patates Haya!
" Tater Nuts!
Patates Haya! "
Tater Nuts! "
Çocuklarımızın hayaına karşılık, tüm dünyanın hayatı.
If we save our children, we risk the world.
Bu haya, t sevmek zorunda değilsin.
It's not like it's for life.
Amiral Tovey büyük bir haya kırıklığı içinde, Dorsetshire kruvazörüne, torpidolarını ateşleme emri verdi.
In frustration Admiral Tovey ordered the cruiser Dorsetshire to fire its torpedoes.
Koç Ferguson, sizin sahada çocuklara toplarla ( haya ) oynamayı öğretmeniz gerekmiyor mu?
Coach Ferguson, shouldn't you be on the football field teaching boys to play with balls?
Kulağını parmaklıyor ve haya bağını ısırtıyor sana osuruk çiçeği diyor.
He's giving you a wet willie and making you chew on his jockstrap and fart blossom and all this.
basitlik çok iyidir. keşke şu an benim hayaımda basit olsaydı.
Simple is very good. I wish I had simple in my life right now.
Onları daha çok haya kırıklığına uğratmak istemiyor sağır olması yetiyormuş
She doesn't want to disappoint them more than she already has by being deaf.
Stan dediki sen onun haya haya haya...
Stan says you're a cont - you're a cont... Stan says you're a cont-cont-cont- -
Bu sanki haya...
That's like cutting off my bal -
Bunu haya bile edemezdim...
I can't even imagine...
Dürüst olmak gerekirse seksin sevmediğim tek yönü, haya torbası.
To be honest, the only thing I don't like about sex is the scrotum.
Böyle iyi bir haya ha.
This is it?
İngiliz polisi bu işleri nasıl başardığımızı haya bile edemezken biz kulüpte oturmuş, pazar yemeğinde rostolarımızın tadını çıkarıyorduk.
While the English police sat around scratching their canisters wondering how we did it, we opened the club for Sunday lunch, sat back and enjoyed our roast.
O kadın benim bütün hayaımı mahvetti.
That woman destroyed my entire family
Nasıl hayaıma girdin?
How come you fell in my life?
Laurence Oliver "Üçüncü Richard" da bir tartışma yaşamıştı. Çünkü ona takma haya takacaklardı.
I remember Laurence Olivier having a rant in Richard III because they wanted to use stunt testicles and he said,
Ki onlar da haya ne gezer.
ONLY THEY HAVEN'T GOT ANY.
Haya... jinam.
Oh, my ba... gina!
Birkaç haya bul ve yanıma gel.
Hey, what happened?
Arabanın tamponundaki gökkuşağı etiketinde "Suratıma haya değmesine bayılıyorum" yazıyor.
"I love it when balls are in my face."
hayatım 3662
hayatim 33
hayat 236
hayatı 33
hayat devam ediyor 42
hayal 40
hayatımı 47
hayatını 28
hayatımın aşkı 18
hayat nasıl gidiyor 25
hayatim 33
hayat 236
hayatı 33
hayat devam ediyor 42
hayal 40
hayatımı 47
hayatını 28
hayatımın aşkı 18
hayat nasıl gidiyor 25
hayat kısa 24
hayat güzel 31
hayatta 78
hayatımda 29
hayatın 30
hayalet 78
hayatını yaşa 16
hayata 34
hayaller 22
hayat dolu 30
hayat güzel 31
hayatta 78
hayatımda 29
hayatın 30
hayalet 78
hayatını yaşa 16
hayata 34
hayaller 22
hayat dolu 30