Hayattayım перевод на английский
962 параллельный перевод
Yanan tiyatroya kilitlendiğimden beri hayattayım!
I'm alive, even though I was locked in a burning theater!
Şans eseri hayattayım.
That I'm alive is not their fault.
O yüzden hayattayım.
That's why I live.
Hayvanlarımı bir müddet buralarda otladım. En zorlu heriflerle karşılaştım. Ve hâlâ hayattayım.
I been handling'cattle around these parts for quite a spell... and met some of the toughest hombres they got... and I'm still here.
Ne de olsa hala hayattayım.
After all, I'm still alive.
Evet, ne yazık ki hala hayattayım.
Yes, I regret to say I am still alive.
Hayattayım.
Alive.
Hâlâ hayattayım.
I am still alive.
Hala hayattayım, değil mi?
I'm still here, ain't I?
En azından bunu görebilmek için hala hayattayım.
Well, at least I'm still alive to see this.
Ne şanslıyım ki hala hayattayım.
I'm lucky to be alive.
Yaşamayı seviyorum, bu yüzden hala hayattayım.
I like living, and that's why I'll survive the lot of you.
Şanslıyım, en azından hayattayım.
I'm lucky, at least I survived.
Bu görev ve sorumluluklar için hayattayım Rudolf.
I was born to these cares and duties, Rudolf.
Neden hayattayım, şaşıyorum.
I wondered why I went on living.
Hayattayım, Yang.
Still healthy, Yang.
Hayattayım.
I'm alive.
Ben hayattayım.
- I'm alive.
Saat 8'i altı geçiyor ve hala hayattayım.
It's six minutes past 8 : 00 and I'm still alive.
Bu yüzden hâlâ hayattayım.
That's why I'm still alive.
Ama hâlâ hayattayım.
But still alive.
Evet, hala hayattayım.
Yes, I'm still alive.
Yer altında kasanın içindeydim! O yüzden hayattayım.
I WAS DOWN IN THE VAULT.
Hayattayım, çünkü bir fikre takılıp kalmıyorum.
I'm around because I'm not crazy about an idea
Şimdiyse bu avantajdan mahrum çalışmak zorundayım, Bay Evans. Ama en azından bunu yapabilmek için hayattayım.
Now I'll have to work in the dark, Mr. Evans, but at least I'm alive to do so.
Belki mükemmel bir centilmen olmayabilirim ama hayattayım!
Perhaps somewhat less than a perfect gentleman, but alive!
Ve hayattayım.
And I'm alive.
Ve anladım ki hayattayım.
And then I knew I was alive.
Oldukça hayattayım.
Very much alive.
- Ben hayattayım Tabii ki.
- Of course I am.
Ama gördüğünüz gibi... hayattayım, ve Sezar oldum.
But you see... I'm alive. And Caesar.
Ama Drew hâlâ burada, ikiniz de hâlâ hayattasınız ve ben de hâlâ hayattayım.
But Drew's still here, and you're both still alive, and... and I'm still here.
Hala hayattayım!
I am still alive!
Hala hayattayım, değil mi?
I'm still alive, aren't I?
Hayattayım yine de.
I'm alive, anyway.
Hayattayım!
I'm alive!
Geçmişteki 25 yıldan daha çok hayattayım.
More alive than I've been in the past 25 years.
- Hayattayım efendim.
- I'm alive, sir.
Öyleyse fareyim çünkü hayattayım.
I am a mouse then.
Hala hayattayım.
I'm still alive.
Belki de bu yüzden hala hayattayım.
Perhaps that's why I'm still alive.
25 yıl ve beş aydır hayattayım.
I'm 25 years old and five months.
Ve bunun dışında yaşıyorum, çünkü hayattayım.
And other than that, I live... because I'm living.
Ben hayattayım ve iyiyim.
And I'm alive and well.
Ben hayattayım ve iyiyim.
I'm alive and well.
Ama hayattayım!
But I am alive.
Ama hayattayım ve resmi bir şikayette bulunacağım.
Yeah, well, I'm very much alive and I mean to lodge a formal complaint.
Ben hala hayattayım.
I'm alive.
Ben hala hayattayım.
I'm still alive.
- Hâlen hayattayım.
I'm still alive.
ve ben hayattayım!
Oh, Jesus Christ, it's me, and I'm alive!
hayatım 3662
hayatim 33
hayat 236
hayatı 33
hayat devam ediyor 42
hayatımı 47
hayatını 28
hayatımın aşkı 18
hayat nasıl gidiyor 25
hayat kısa 24
hayatim 33
hayat 236
hayatı 33
hayat devam ediyor 42
hayatımı 47
hayatını 28
hayatımın aşkı 18
hayat nasıl gidiyor 25
hayat kısa 24
hayat güzel 31
hayatta 78
hayatın 30
hayatımda 29
hayata 34
hayatını yaşa 16
hayat dolu 30
hayatımda ilk kez 38
hayat çok kısa 40
hayatım boyunca 96
hayatta 78
hayatın 30
hayatımda 29
hayata 34
hayatını yaşa 16
hayat dolu 30
hayatımda ilk kez 38
hayat çok kısa 40
hayatım boyunca 96