Hayattasın перевод на английский
1,151 параллельный перевод
Özgürlüğe şükür hayattasın.
Thank liberty you're still alive.
Hayattasın.
You're alive.
Hayattasınız.
You're alive.
Bay Neelix, hayattasınız, nefes alabiliyorsunuz ve şu anda durumunuz kontrol altında.
Mr Neelix, you are alive. You are breathing.
Şanslı yıldızına teşekkür et, hayattasın
Thank your lucky stars you're alive
Hala hayattasın.
You are alive!
Hâlâ hayattasın, değil mi?
You're still alive, aren't you?
Tik, hayattasın.
Tick, you're alive.
Ne kadar zamandır hayattasın?
How long have you been alive?
Hayattasın!
You're alive!
O seni sevdi, çünkü hâlâ hayattasın.
He likes you because you're still alive.
Hayattasın.
You are alive.
Ama ölmüştün ve şimdi hayattasın.
But you were dead, and now you're alive.
Hâlâ hayattasın demek.
Still with us, I see.
Ama aslında hayattasın, polis evinde sana yer ayırtıyorlar.
But you're not. You're on vacation at Club Fed.
Hala hayattasın, değil misin?
you're still alive!
Böyle gerektiği için hâlâ hayattasın ve birinin seni taraması ihtimaline karşı kendi rızanla pes etmeni istiyorlar.
You are alive because it's convenient... and because they want you honestly and sincerely broken... in case someone scans you.
Hayattasınız.
You are alive.
- Hayattasın.
- you alive.
- Sadece Ambrosia yüzünden hayattasın, bunu biliyorsun.
You're only alive because of the ambrosia, you know that?
Ügünüm.Tanrıya şükür hayattasın
I'm sorry. Thank God you're alive. Damn straight I am.
Burada yaşayan kız neredeyse ölmek üzere, sen hayattasın ama bu şansını pisliğin tekinin peşinde harcıyorsun.
This girl's almost dead, you're lucky to be alive and you run after a jerk.
Hala hayattasın!
You're still alive!
Demek hâlâ hayattasın.
So, you're still alive.
Hayattasın...
You're alive...
Şükürler olsun, hayattasın.
I'm really glad you pulled through.
Hala hayattasınız? ! Seni gördüğüme memnun oldum, çocuk!
I am glad you are alive, kid!
Demek hala hayattasın Binbaşı Fatman!
You're still alive, Major Fatman!
Hayır, siz hayattasınız ve yakında hapse gireceksiniz.
No... you're alive with prison to go to.
Schlomo, kardeşim! Seni yaşlı keçi, hayattasın!
Schlomo, my brother, you're alive!
Buradan çok uzakta olmayan bir su kuyunuz var, kadınlarınızın, hala kulübelerde saklı mücevherleri var... Ve hala hayattasın!
You have a waterhole not far from here, your womenfolk still have some jewels hidden away in their huts, and you are still alive.
- Bu sebeple hala hayattasın.
- That's why you're still alive.
Sen hayattasın.
You're alive.
Katrine... hayattasın.
Katrine... you survived.
Nasıl oluyor da hayattasın?
How are you alive?
Dostum hayattasın!
My good friend, you're alive!
Hala hayattasın.
You're still alive.
Ama hala hayattasın.
But you're still alive.
Ama ölmedin. nasıl oluyor da hala hayattasın?
So how come you're still alive?
Tanrım, hayattasın.
Oh, my God, you're alive.
Tanrıya şükür hala hayattasın.
Thanks to you we're still alive.
Hâlâ hayattasın, önemli olan da bu.
The most important thing is that... you're still here with us, among the living....
- Hayattasın.
- You're alive.
Ve hâlâ hayattasın.
Yea.
Bu yüzden mi hala hayattasın?
Is that why you're still alive?
Hey, hala hayattasın!
Hey, you're still alive!
Hayattasınız. Önemli olan da bu.
You're alive that's what matters.
- Hayır, işte bu yüzden hayattasın.
- No, that's why you're alive.
Ve sana gelince Shaw sen hala hayattasın.
As for you, Shaw you're still alive.
- Hala hayattasın.
- You're still alive.
Hayattasın.
- Who cares?
hayatım 3662
hayatim 33
hayat 236
hayatı 33
hayat devam ediyor 42
hayatımı 47
hayatını 28
hayatımın aşkı 18
hayat nasıl gidiyor 25
hayat kısa 24
hayatim 33
hayat 236
hayatı 33
hayat devam ediyor 42
hayatımı 47
hayatını 28
hayatımın aşkı 18
hayat nasıl gidiyor 25
hayat kısa 24
hayat güzel 31
hayatta 78
hayatın 30
hayatımda 29
hayata 34
hayatını yaşa 16
hayat dolu 30
hayattayım 45
hayatımda ilk kez 38
hayat çok kısa 40
hayatta 78
hayatın 30
hayatımda 29
hayata 34
hayatını yaşa 16
hayat dolu 30
hayattayım 45
hayatımda ilk kez 38
hayat çok kısa 40