Işin перевод на английский
59,641 параллельный перевод
Burada ne işin var senin?
What are you doing here?
Bu işin başlamasını istiyorlar.
They're gonna want to get this show on the road.
Oliver, onunla bu konuda yüzleştiğini söyledi ve dediğine göre savuşturmuş ama Susan bu işin peşini bırakmayacaktır.
I don't know. I mean, he says that she confronted him about it, and then he claims he put it to bed, but she's not just gonna drop this.
- Bölge Başsavcısı Chase bu işin üstünü kapatmamız gerektiğine karar verdi fakat...
- D.A. Chase decided that we should cover it up, but- -
Elimize kanıt geçinceye dek SCPD'yi bu işin dışında tutalım.
Dinah, we keep the SCPD out of this until we have something.
Bu işin peşine düşün Başkomiser Pike.
Work the lead, Captain Pike.
Bu da işin başka bir iyi yönü aslında.
Also, on the bright side, you know, so just think about that.
Babamın yanlışlarını düzeltmek için kostüm giydim. Ama işin temelinde, esasında senin yaptıkların, Dig'in yaptıkları, ekibin benim için yaptıkları aslında hepsi bir yalana dayanıyordu.
I put the hood on to right my father's wrongs, but the basis of it, the--the foundation of it and what you did and what Dig did and what the team did in my name, it was all based on a lie.
Thea, burada ne işin var?
Thea, wh--what are you doing here?
O senin kadar bu işin bir parçası.
She is as much a part of this as you are.
Bu işin dışında kal.
Stay out of it.
Gerçekten işin savaşa kadar gideceğini mi düşünüyorsun?
Do you really think it's gonna come down to war?
Valentine'ı kimin durduracağının önemi yok ama bilmelisin ki bu işin sonu iyi bitmeyecek.
I mean, you have to know this won't end well, regardless of who stops Valentine.
- Çarşamba Winchester'da ne işin vardı?
- what were you doing in Winchester last Wednesday?
Burada ne işin var?
What are you doing here?
Bu da senin lanet olası hiçbir işin olmadığı anlamına geliyor.
Which means that it's none of your goddamn business.
Bu kadar erken saatte ne işin var evde?
What are you doing home so early?
Seni beklemiyordu ve şu anda bir işin ortasındayız.
Well, um... she's not expecting you, and we're kind of in the middle of some...
- Ne işin var burada?
What are you doing here?
Sence bunun sebebi o mu yoksa işin resmiyete dökülmesi mi?
Do you think that's about her? Or just the fact that it's official now?
Çünkü işin aslı, beş sene önce vücuduma giren bok püsürün miktarıyla ölmem an meselesiydi.
'Cause... Well, the truth is, five years ago... with the amount of shit I was puttin'in my body... I could easily be dead.
Farz ettiğim kadarıyla 40'larında, bekâr bir kadınsın. Serbest zamanlı bir işin var.
I mean, you're a single woman in your 40s, I presume, who works freelance.
Burada ne işin var lan?
What the fuck are you doing here?
Yapacak bir işin vardı.
You had a job to do.
Burada ne işin var?
What are you doing up here?
Jack, burada ne işin var?
Jack, what are you doing here?
- Asla. Sen de haliyle işin dışında kalıyorsun, asla Gilfoyle asla buna izin vermez.
And you, of course, are out of the picture, because Gilfoyle would never allow it.
Senin de işin başından aşkındır.
I'm sure you must get going.
Bak şimdi, eğer senin maharetlerin ve işin bende olsa tertemiz vurgun yapardım.
See now, if I had those skills and your job, I could really clean up.
Boktan bir işin var.
You have a shitty job.
Burada ne işin var?
What are you doin'here?
Vasquez, orada ne işin var, ha?
Vasquez, how you doing out there, huh?
Ne işin var senin burada?
What the hell are you doing here?
Bu işin sonu gelmedi daha.
You haven't heard the end of this.
- Burada ne işin var?
- What are you doing here?
Bu işin işleyişini kavradığını sanmıyorum.
I don't think you grasp how this works.
- Bu tek lanet işin.
That's your one freaking job.
Burada ne işin var ki, Selina?
What are you even doing here, Selina?
Burada silahla ne işin vardı?
Judging by how I tagged the guy,
İşin bu değildi.
That was not your thing.
- İşin aslı..
Honestly...
İşin tamamlandığına emin olup sonra da buradan çekip gidin.
Just make sure the job gets done, then get outta here.
İşin daha yarısı tamamlandı.
The job is but half done.
Çok net görülüyor. İşin içine hiç girmek istemiyorsun.
I can tell, and as much as you want to be, you're not.
İşin sırrı hamuru yapmadan yağı esmerleştirmekte.
The secret is browning the butter before making the dough.
Sam, sen bir müzik tutkunusun. İşin sırrına ermeye çalışıyorsun.
Sam, man, you're a music guy tryin'to figure out the business.
İşin gücün yok.
You're between jobs.
İşin bitecek.
You will be done.
İşin bittiğinde vazifemi tamamlayıp seni karanlığa teslim edeceğim.
When you are done... I will complete my task and deliver you on to darkness.
İşin eğlenceli kısmı da bu.
That's been half the fun.
Julius'mış. - Burada ne işin var?
What are you doing here?
işini 16
işınla 31
işin var mı 24
işin bitti mi 39
işin bitti 115
işine bak 80
işınlayın 81
işinin başına dön 48
işini bitir 29
işiniz bitti mi 20
işınla 31
işin var mı 24
işin bitti mi 39
işin bitti 115
işine bak 80
işınlayın 81
işinin başına dön 48
işini bitir 29
işiniz bitti mi 20
işini yap 42
işinin başına 19
işiniz bitti 25
işini seviyor musun 21
işini bitireceğim 18
işinize bakın 35
işinizin başına 44
işinizin başına dönün 22
işin aslı 146
işinize dönün 51
işinin başına 19
işiniz bitti 25
işini seviyor musun 21
işini bitireceğim 18
işinize bakın 35
işinizin başına 44
işinizin başına dönün 22
işin aslı 146
işinize dönün 51
işin sırrı 20
işin gerçeği 35
işin doğrusu 120
işınlanıyor 21
işınlama odası 49
işine geri dön 18
işine dön 42
işine devam et 21
işin gerçeği 35
işin doğrusu 120
işınlanıyor 21
işınlama odası 49
işine geri dön 18
işine dön 42
işine devam et 21