Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ K ] / Konusmuyoruz

Konusmuyoruz перевод на английский

1,509 параллельный перевод
Hayir bir kaç senedir konusmuyoruz.
No, not for a few years.
Sizinle konuşmuyoruz ki biz.
We're not talking to you.
Bunun hakkında konuşmuyoruz.
Not something we talk about.
Tony ve ben aylardır konuşmuyoruz.
Me and Tony didn't speak for months.
Saçmalıklar üstüne konuşmuyoruz.
We don't deal in bullshit.
Bunu konuşmuyoruz.
That's irrelevant.
Bir namussuz televizyon hakkında konuşmuyoruz.
We're not talking about a dodgy telly.
Zack'le konuşmuyoruz bile.
Zack and I don't even talk.
Şimdi konuşmuyoruz bile.
Now we don't talk anymore.
Burada boş konuşmuyoruz, tatlım.
That's not trash talk, darling.
- Senden konuşmuyoruz. Palavra.
Put your, uh, money in the
Yıllardır konuşmuyoruz.
We ain't spoken in years.
Beni dansa kaldırmıyorsun, bütün gece boyunca konuşmuyoruz.
You don't ask me to dance, we don't speak the whole night.
Sen seçimlerimi küçük görüyorsun, ben sana kızıyorum ve dört sene konuşmuyoruz.
You belittle my choices, I get furious at you, and we don't talk for four years.
Dört senedir konuşmuyoruz.
We haven't talked in four years.
Size söyledim, biz konuşmuyoruz.
I told you, we are not speaking.
Neden sadece yukarı çıkıp bu konu hakkında konuşmuyoruz?
Why don't we just... climb back over and talk about it?
İlginç planların varmış gibi gözüküyor, Neden bir yerde buluşup bunları konuşmuyoruz?
Sounds like you have interesting plans. Why don't we get together someplace, - talk them over?
Dinleyin beyler, neden bunu oturup konuşmuyoruz?
Listen, gents, why don't we just talk about this, eh?
Conrad, yemin ederim ki : Bir haftayı aşkın süredir konuşmuyoruz. o hiçbir şey bilmiyor.
Conrad, I swear : he never knew a thing.
Seninle konuştuğumuz gibi konuşmuyoruz onunla.
We don't speak the way you and I do.
Konuşmuyoruz.
We're not talking.
4400'leri yalıtma hakkında konuşmuyoruz.
We're not just talking about galvanizing the 4400.
Neden oturup biraz konuşmuyoruz.
Listen, why don't you stick around and talk for a while.
Neden bir kere olsun kendi benliğimizle konuşmuyoruz?
Why can't we for once just talk to somebody as us?
Hücrede olmandan başka bir şey konuşmuyoruz. Hadi bakalım.
We're not talking about anything else except you in the clink.
Sadece şu an konuşmuyoruz. Tamam.
- We're just not talking right now.
Neden konuşmuyoruz? Olur.
Why don't we talk?
- -Neden bunu ofisimde konuşmuyoruz?
- -Why don't we talk about this in my office?
nbsp Neden bütün bunları ben gelecek hafta sonu sizi ziyarete gelince konuşmuyoruz?
Why don't we talk about all this cool stuff when I come over and visit next weekend?
Neden bu konuda konuşmuyoruz?
Why don't we just talk about it?
Aynı şeyleri konuşmuyoruz.
We don't talk about the same things.
- Çok fazla konuşmuyoruz.
- We don't talk much.
Neden psikometri hakkında konuşmuyoruz.
What you're talking about is called psychometry.
- Burada o konuyu konuşmuyoruz.
We're not here to talk about that.
Niye o eziğin sağ elini kaybetme nedenini konuşmuyoruz?
Why don't we say the loser has to give up his right hand?
Neden oturup burada konuşmuyoruz?
Why don't we sit and talk right here instead?
Hey, neden çıkıp birkaç bira içip, bu konu hakkında konuşmuyoruz?
Hey, Listen. Why don't we go out and talk about this over a couple of beers
Bunu neden akşam yemeğinde konuşmuyoruz?
Why don't we chat over dinner?
Neden ben, Jimmy ve Bill oraya gidip onlarla konuşmuyoruz?
Look, why don't I go down there with Jimmy and Bill and talk to him?
Anne ve babam Indiana, Gary'de. Büyüdüğüm yerde. Ama uzun zamandır konuşmuyoruz.
Well, my parents are in Gary, Indiana, where I grew up, but we haven't talked in a long time.
Ama biz aynı dili bile konuşmuyoruz.
- We're not even speaking the same language!
Hiç konuşmuyoruz.
We never talk.
Konuşmuyoruz.
We just don't.
- Hiç konuşmuyoruz.
- We never talk.
Buna inanamıyorum. Yani, seninle bir süredir konuşmuyoruz ama... sanki tamamen yeni bir ailen var gibi.
I can't believe this.I mean, I know we haven't talked in a while, but it's like you have a whole new family.
Bu yüzden onu konuşmuyoruz.
Yes, but you got it right on trade and subsidies, so we don't talk about that.
- Neden yarın konuşmuyoruz?
- Um, why don't I just talk to you tomorrow?
Tüm bu Burke konusu hakkında hiç konuşmuyoruz.
We don't talk about it, the whole Burke thing.
Sana söyledim, bunun hakkında konuşmuyoruz zaten.
- I told you, we don't talk about it.
Rick'le internette konuşmuyoruz baba.
Me and Rick don't talk online, Dad.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]