Konuşmak istiyorum перевод на английский
10,100 параллельный перевод
Sadece konuşmak istiyorum!
I just wanna talk to you!
Manfredi ile konuşmak istiyorum.
I want to talk to Manfredi.
Joanne, bunu konuşmak istiyorum ama şu an gerçekten hiç vaktim yok.
I really want to talk about this, but I don't have the time right now.
Yemeğini berbat etmek istemem ama sakıncası yoksa.. seninle biraz konuşmak istiyorum?
I don't mean to wreck your meal, but you mind if I have a word with you?
Onunla konuşmak istiyorum.
I want to talk to him.
Sana bu hikâyeyi anlatan o bilge adamla konuşmak istiyorum.
I want to talk to this wise man who told you that story.
Annenle ilgili konuşmak istiyorum.
I want to talk to you about your mother.
Lindy'le konuşmak istiyorum.
Lindy. I want to speak to Lindy.
- Senden konuşmak istiyorum.
I want to talk about you.
Onunla konuşmak istiyorum.
I want to talk to her.
Kızla konuşmak istiyorum sadece.
I just want to talk to her.
Ledo ve başına gelenler hakkında seninle konuşmak istiyorum.
I'd like to talk to you about Ledo and what happened to him.
Doktorla konuşmak istiyorum.
I want to talk to the doctor.
Sizinle konuşmak istiyorum.
Hey, I want to talk to you.
- Sizinle konuşmak istiyorum dedim.
I said I want to talk to you.
Maskeli adamla konuşmak istiyorum, lütfen.
I'd like to speak to the man in the mask, please.
Onunla konuşmak istiyorum.
I want to have a word with her.
Sendika temsilcimle konuşmak istiyorum.
I want to talk to my F.O.P. rep first.
Sadece konuşmak istiyorum.
I just want to talk.
- Seninkini konuşmak istiyorum.
- I want to discuss yours.
Avukatımla konuşmak istiyorum.
I want to talk to my lawyer.
Bayan Cayla ile konuşmak istiyorum.
I'd like to speak to Mrs Cayla.
Seninle konuşmak istiyorum.
I want to talk to you.
Onunla şimdi konuşmak istiyorum.
I want to speak with her now.
Kardeşimle konuşmak istiyorum.
Let's speak, brother.
Zaten onunla konuşacağım. Onunla konuşmak istiyorum.
I'll talk to her anyway I want to talk to her.
Şu an ailemle konuşmak istiyorum.
I could use family to talk to right now.
Onunla konuşmak istiyorum.
I want to talk to her now.
Sadece konuşmak istiyorum.
I just want a word.
Joe, seninle konuşmak istiyorum.
Joe, I want to talk to you.
Marcus'un "Satıcının Ölümü" ile ilgili ödevi hakkında konuşmak istiyorum. - Güzel.
I actually wanted to talk to you as well, about Marcus'Death of a Salesman paper.
Birkaç hafta önce olan şeyle ilgili konuşmak istiyorum.
I want to talk to you about what happened a couple weeks ago.
Tartışma hakkında konuşmak istiyorum.
I want to talk about the debate.
Mexico'da iş teklifiyle ilgili ikinizle de konuşmak istiyorum.
I wanted to talk to you both about my job offer in Mexico.
Sadece seninle konuşmak istiyorum.
I just want to talk to you.
Sadece konuşmak istiyorum. Olmaz.
I... just wanna talk to you.
Son birkaç yıl çok zor geçti ve su dünyada en çok seninle konuşmak istiyorum.
It has been a tough couple years, and there was no one I needed more than you.
Biliyorum gitmeniz lazım, ancak taslağınızla ilgili konuşmak istiyorum.
I know you have to go, but I just still really wanted to talk about your manuscript.
Çünkü eğer öyleyse, Phoebe'yi o adamla eve gitmemesi için durdurmak amacıyla kapıdan dışarı koşmaya çoktan başlamış olan eski Becca ile konuşmak istiyorum.
Because if it is, I'd like a brief sidebar with the old Becca, who would already be sprinting out that door to stop Phoebe from going home with that guy.
25 yıl önce, Oxford Üniversitesi gazetesine yazdığınız bir tez hakkında konuşmak istiyorum.
I... I needed to talk to you about a paper that you wrote 25 years ago for the Oxford University Press.
Onunla konuşmak istiyorum.
I really wanna talk to him.
Sizinle bu kağıtlar hakkında gitmeden önce konuşmak istiyorum.
Want to talk about this worksheet before you leave for the pep rally.
Balo hakkında konuşmak istiyorum.
I want to talk about prom.
Mezuniyet hakkında konuşmak istiyorum çünkü buradan kurtulmak istiyorum.
I want to talk about graduation,'cause I'm ready to get the hell up out of here.
Ayrıca, ben değil seninle konuşmak istiyorum.
Besides, I'd rather talk to you.
Annesiyle konuşmak istiyorum.
I want to talk to her.
- Yapma ya Zachariah, sadece seninle konuşmak istiyorum.
Well, come on, Zachariah, I just want to talk to you!
Ama önce kızımla konuşmak istiyorum.
But I want to tell my daughter first.
Amcanla konuşmak, istiyorum, tamam mı?
Uh, hey, uh, I want to talk to your tío, okay?
Kocanla olan ilişkin hakkında kötü konuşmak istemem ama bu sabah geldiğinde bana neler olduğunu anlattığını söylemek istiyorum.
I don't mean to cast aspersions on your relationship with your husband but I'd like to point out that when I came in this morning you told me what was happening.
Bunu ve diğer acil konuları konuşmak için Başkan'la görüşmek istiyorum.
I'd like to discuss this and other more pressing matters with your immediate superior, the President.
istiyorum 518
istiyorum ki 20
konuşacağım 73
konuşmak 63
konuşalım 186
konuş 892
konuşmalıyız 270
konuşacağız 38
konuşacak 21
konuşuruz 96
istiyorum ki 20
konuşacağım 73
konuşmak 63
konuşalım 186
konuş 892
konuşmalıyız 270
konuşacağız 38
konuşacak 21
konuşuruz 96
konuşuyorum 38
konuşuyorsun 21
konuşuyor 62
konuşmuyor 31
konuşma 379
konuştuk 50
konuşsana 113
konuşacaksın 18
konuşmak istemiyor musun 16
konuşmuyoruz 17
konuşuyorsun 21
konuşuyor 62
konuşmuyor 31
konuşma 379
konuştuk 50
konuşsana 113
konuşacaksın 18
konuşmak istemiyor musun 16
konuşmuyoruz 17
konuşur 18
konuş benimle 497
konuşuyoruz 54
konuşabiliriz 58
konuşmak ister misin 79
konuşmak istemiyorum 89
konuştum 61
konuştu 45
konuşmadım 21
konuşun 135
konuş benimle 497
konuşuyoruz 54
konuşabiliriz 58
konuşmak ister misin 79
konuşmak istemiyorum 89
konuştum 61
konuştu 45
konuşmadım 21
konuşun 135