Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ O ] / Orada değildin

Orada değildin перевод на английский

622 параллельный перевод
Bizim için asla orada değildin.
You were never there for us.
- Orada değildin.
- You wasrt there.
Demek orada değildin!
You wasn't there!
Ben doldurulup, dikilirken sen orada değildin.
You werent around when I was stuffed and sewn together.
O gece yardım çağırırken orada değildin.
You're not here at night when she calls out.
Orada değildin bile.
You weren't even there.
Sen orada değildin!
Ah, don't you be giving out. What do you know?
- Aradığımda orada değildin.
You weren't there when I phoned.
- Asıl sen orada değildin.
OH, I WAS THERE.
Garip bir aksanla homurdanan biri vardı, orada değildin, adını bile duymamışlardı.
Somebody with an accent growling at me. You weren't there. You weren't to be spoken to.
Bir sürü randevusu vardı. Sonra da, Rogers'a ulaşmakta da zorlandı. Owens'ın ofisine telefon açtım ve orada değildin.
He had a lot of appointments and, well, then he had trouble getting in touch with Rogers.
Hayır, orada değildin.
No, you weren't.
Kantine gittim ama orada değildin.
I went down to the canteen, but you weren't there.
Tanrıya şükür sen orada değildin.
Thank God you weren't there.
Orada değildin.
You were eating Chinese food here.
Otele gittik ama orada değildin.
We went to the hotel, but you weren't there.
Uyandığımda orada değildin.
When I woke up, you weren't there.
Hatırlayamıyorsun, zira orada değildin.
It was someone else.
Fakat sen orada değildin, çok uzaktaydın.
But you're not there, far from it
Ne yazık, sen orada değildin.
Pity you were not there.
Orada değildin Marian, Tanrı aşkına.
You weren't there Marian, for Christ sake.
Seni bulmak için geri döndüm, ama orada değildin sonra seni burada buldum
I went back to look for you, but you weren't there. Then I found out you're here.
Senin bilmene imkan yok, orada değildin.
You can't possibly know. You weren't there.
Ofisine geldim ama orada değildin.
I did come by your office and you weren't there.
Orada değildin, bütün gün orada bekleyecek değildik.
You're not gonna wait around out there, all day, for just anybody to come along.
- Nasıl orada değildin?
- How come you ain't been?
Peşinde olduğumuz sendin, ama orada değildin.
You were to be picked up that day in your office and you weren't there.
Sen orada değildin.
You weren't there.
Artık orada değildin :
You weren't there any more :
Sen orada değildin!
You weren't there!
Yardıma ihtiyacı oldu ve sen orada değildin.
He Needed Help, And You Weren't There.
Orada değildin!
You were not there!
Oklar adliye binasından gönderilmişti, yani caddenin karşısından, bu yüzden... Ekipler geldiğinde orada değildin.
The arrows fired from the courthouse, which is across the street, so -
ama o gün orada değildin ki.
you weren't here that day.
Orada değildin.
You weren't in that place.
Sen orada değildin, biz oradaydık ve polisler o dükkanda bizi bekliyorlardı.
You weren't there, we were, and the cops had that store staked out.
- Ne demek orada değildin?
- What do you mean, I wasn't there?
Orada değildin.
You weren't there.
Bak canım, orada değildin...
Look sweetheart, you weren't there...
Sen orada bile değildin.
You weren't even there.
Dur bakalım orada. Önceden burada değildin. Uza.
Oh hey, none of that, you haven't been here before.
Orada olan sen değildin.
You haven't been out there.
Sen orada bile değildin. Şimdi kapa çeneni.
You wasn't even there, so shut up.
- Sen orada değildin.
- You weren't there.
2 Ocak gecesi Plymouth'ta değildin, Hiçbir zaman orada olmadın.
You were not in Plymouth the night of the 2nd of January, nor any other night.
Odell lütfen. Sen orada bile değildin. Ben oradaydım.
Odell, please, you weren't even there... and I was.
Yapma, orada yalnız değildin.
Come on, you weren't alone out there.
- Leo, sen orada değildin.
- Leo, you weren't there.
Orada yalnız değildin.
You weren't there alone.
Orada bile değildin.
You weren't even there.
Sen söylediğin kişi değildin, ben de sandığım kişi değildim. İkimiz de orada değildik.
You weren't who you said you were so I wasn't who I thought I was... so neither of us were there

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]