Sadece beni dinle перевод на английский
436 параллельный перевод
Sadece beni dinle.
Just you listen.
Sen sadece beni dinle.
You just listen to me.
- Sadece beni dinle.
- Just listen to me.
- Sadece beni dinle.
- Peter! - Now, you just hear me out.
Sadece beni dinle!
Just listen to me!
Sadece beni dinle.
Just hear me out
Sadece beni dinle.
Only you have to listen to me.
Sadece beni dinle, Tanner.
just listen to me, tanner.
Sadece beni dinle!
Just listen to me.
Gitte, sakin ol ve sadece beni dinle.
Gitte, just relax and listen.
- Şimdi beni dinle, sadece beni dinle.
- Now just listen to me. Just hear me out.
Şimdi sadece beni dinle.
Look... Just listen to me.
Sadece beni dinle.
Just listen for a second.
Sen sadece beni dinle.
- You just listen to me.
Anladın mı? Sadece beni dinle.
Hear what I said?
Sadece beni dinle.
Just listen to me.
Bak, sadece beni dinle, tamam mı?
Look, just listen to me on this, okay?
Sadece beni dinle. Başkasını değil. Çünkü, bütün kalbimle çıkarlarını koruyorum.
Listen to me, nobody else, because I have your best interests at heart.
Ama sadece beni dinle.
But just hear me out.
Sadece beni dinle, tamammı?
Just listen to me, OK?
- Sadece beni dinle!
- Just listen to me!
Söylediğim her şeye cevap vermen gerekmez. Sadece beni dinle, olur mu?
- You don't have to answer.
sadece beni dinle.
Just listen to me.
Sadece otur ve beni dinle.
Just sit down and talk to me.
Ama beni sadece bir dakika dinle. Sonra bundan bir daha söz etmeyeceğim. Bir dakikacık.
I know you've only a few hours, but listen for just a minute... and then I won't talk about it anymore - just a minute.
Dinle beni, ben sadece bir kasaba doktoruyum fakat ne bildiğimi biliyorum.
Listen, I'm just a country doctor, but I know what I know.
Şimdi beni iyi dinle. Sadece bir kaç dakikam var.
Now, listen carefully, I've only got a few minutes :
Beni iyi dinle Paulo! Sen sadece önemsiz birisin, o kadar!
You're his inferior.
Şimdi beni iyi dinle, Zookie'den uzak dur, o sadece benim.
Listen, new stuff, stay away from Zookie. He's my john exclusively.
Şimdi beni dinle Caesar, bu dünyada sadece bir tane konuşan şempanze olabilir.
- Listen to me, Caesar. There can be only one talking chimpanzee on Earth.
- Sadece dinle beni... - Öldürmekten hoşlanmam.
- Just listen to me...
Beni dinle Poirot, sadece Arlena'nın katilini bulamamakla kalmadın... dahası elmasımı da bulamadın.
Listen here, Poirot. Not only have you not find Arlena's killer... but you haven't found my diamond. So I'm off of this hole, thank you.
Ben öyle bir şey söylemek istemedim Tabii ki istemedin sadece biraz şoktasın, Dinle beni
You know I didn't mean it. Of course you didn't mean it. Listen to me.
Sadece dinle beni.
Just listen to me.
Sesim yeter, beni görmek zorunda değilsin, sadece dinle.
Only my voice, you do not need to see me, just listen to me.
Dinle beni sadece, bir ayağını diğerinin önüne koy.
Listen to me, just put one foot in front of the other.
Beni dinle Machiavelli, yapmamız gereken sadece Steve ve Marcie gibi o başvuruyu doldurmak. Kendi adresimizi, onların adresiymiş gibi doldurup yarışmaya katılmak.
Listen, Machiavelli, all we have to do is fill out that application as Steve and Marcie, put our address down as their address, and get on the show.
Lorie dinle beni, San Francisco'daki küçük güzel bir hayat hala sadece bir hayat demek.
Lorie, listen to me now, pretty little thing. Life in San Francisco's still just life.
Beni sadece dinle.
I just want you to listen to me.
Beni iyi dinle Patricia, bunu sana sadece bir kere söyleyeceğim.
Listen to me good, Patricia, I'm only going to tell you this once.
Sadece dinle beni.
Just hear me out.
İyi, dinle beni, belki de bugün sadece gezmeliyiz, ama yarın sen kendi yoluna gideceksin.
Well, listen, maybe we should just call today a field trip and tomorrow we'll send you on your way.
Sadece beni bir dinle, lütfen.
Just hear me out, please.
Sadece lütfen beni dinle.Bir dakika boyunca bunu durdur, biz, buradan gitmek zorundayız
Just listen to me please. Stop this for a minute, we have to go from here
Dinle, ben sadece sana taşekkür etmek istemiştim... orada beni koruduğun için.
Listen, uh, I, uh, just wanted to say thank you... for protecting me back there.
Sadece, bir saniye beni dinle.
Just listenfor a sec.
Beni dinle sadece.
Just listen to me for a second.
Hep birlikte poker oynuyorlardı ve önce sadece beni bir dinle.
Well, those guys were all playing cards, and... Just hear me out now, hear me out.
- Hayır, hayır, bekle, bekle, sadece dinle beni.
- No, no, wait, wait, just here me out.
Beni yoketmeden... ya da ısırmadan önce..... sadece,..... beni... .. bir dinle.
Before you... make me disappear or bite me, just hear me out.
Zeyna, sadece beni bir dinle.
Xena... Just listen to me.
sadece benim 48
sadece beni 16
sadece beni yalnız bırak 17
beni dinlemeni istiyorum 19
beni dinler misin 72
beni dinle 1698
beni dinlemelisin 55
beni dinlemelisiniz 27
beni dinlemiyorsun 82
beni dinler misiniz 47
sadece beni 16
sadece beni yalnız bırak 17
beni dinlemeni istiyorum 19
beni dinler misin 72
beni dinle 1698
beni dinlemelisin 55
beni dinlemelisiniz 27
beni dinlemiyorsun 82
beni dinler misiniz 47
beni dinleyin 504
beni dinlemiyor 27
beni dinleyecek misin 18
beni dinlemek zorundasın 21
dinle 8539
dinleniyorum 19
dinle onu 25
dinlen 93
dinle ahbap 23
dinle baba 21
beni dinlemiyor 27
beni dinleyecek misin 18
beni dinlemek zorundasın 21
dinle 8539
dinleniyorum 19
dinle onu 25
dinlen 93
dinle ahbap 23
dinle baba 21
dinle dostum 74
dinleme 19
dinleniyor 56
dinleyin 2039
dinle beni 1110
dinlemek istiyorum 18
dinledim 33
dinlenin 36
dinlen biraz 26
dinlenmen gerek 19
dinleme 19
dinleniyor 56
dinleyin 2039
dinle beni 1110
dinlemek istiyorum 18
dinledim 33
dinlenin 36
dinlen biraz 26
dinlenmen gerek 19