Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ Ç ] / Çok yakışıklısın

Çok yakışıklısın перевод на английский

733 параллельный перевод
- Gülümsediğinde çok yakışıklısın.
- You're so handsome when you smile.
Çok yakışıklısın.
So handsome.
Dude yavrum, çok yakışıklısın.
Oh, Dude boy, you's as pretty as you can be.
Çok yakışıklısın.
You're handsome.
- Tanrım, çok yakışıklısın.
- Oh, boy, you look handsome.
- Sen çok yakışıklısın.
- You're very handsome.
- Çok yakışıklısın.
- You look fine.
Biliyorsun, çok yakışıklısın.
You know, you're very handsome.
Çok yakışıklısın.
You're very handsome.
Çok yakışıklısın!
You're so handsome!
Çok, çok yakışıklısınız.
So, so handsome.
Çok yakışıklısın.
You are beautiful like a God.
- Çok yakışıklısın, fırsatı tepme!
- You look handsome. Something like this never happens.
- Çok yakışıklısın, biliyor muydun?
- You're good lookin', you know?
Bence çok yakışıklısın!
You're not.
Bir dakika, şapkasız daha iyi oldu. Evet, çok yakışıklısınız.
Just a second, maybe it's better without the hat...
Çok yakışıklısın.
You seem to be quite nice.
Çok yakışıklısın.
You're so handsome.
Bugün çok yakışıklısınız.
How handsome you look today.
- Tebrik ederim, Didier, çok yakışıklısınız.
- Bravo, Didier, excellent.
Efendim Çok Yakışıklısınız.
Monseigneur is... beautiful.
Çok yakışıklısınız!
So handsome!
Çok yakışıklısın.
You look nice.
Anlamıyorsun. Çok yakışıklısın, ama çok zeki değilsin, sevgili Ludwig.
If it stops snowing, in three days we will have a full moon.
Çok yakışıklısınız. Alo, Victor, beni duyuyor musun?
Monsieur, is such a hunk.
Bugün çok yakışıklısın.
You're very handsome today.
Siz de çok yakışıklısınız.
And you are very handsome.
Gertrude, yarın gece için sana çok yakışıklı bir arkadaş buldum. Ama kendisi biraz utangaç.
Gertrude, I got a nice little dinner partner for you tomorrow night... but he kind of needs cheering up.
Bugün çok daha yakışıklısın.
Today, you're even more handsome.
- Hatırladın mı? Çok yakışıklı değil mi?
Remember?
Çok tatlısın, yakışıklısın ve zenginsin.
You're sweet, you're handsome and you're rich.
Sen de oldukça yakışıklısın. Ona karşı kibar... çok sabırlı ve nazik ol.
You're quite charming yourself, so you be polite to her... and very patient and very kind.
Annemle babamın çok yakışıklı çocukları var!
Mama and Papa have such handsome children!
Âdem kostümüyle, çok yakışıklı olacaksınız.
- To your birthday suit!
Diyelim bacağından ya da omzundan yaraladınız..... hastaneye götüreceksiniz..... çok yakışıklı bir doktorla karşılaşacak.
You will take her to the hospital she will meet a very attractive doctor- -
Çok yakışıklıydın!
You were so handsome!
Mareşal ve diğer şeyleri olmak için çok genç ve yakışıklısınız.
You're awfully young and handsome to be a real field marshal.
Çok yakışıklıydın.
You were too handsome.
Çok yakışıklı olacaksın.
You'll be quite handsome.
Çok da yakışıklısın.
- Now, Miss del Lago- -
Çok yakışıklıymışsın babacığım.
Hey daddy, you're handsome.
Müstakbel damadın çok yakışıklı!
He is beautiful, your future son-in-law!
Oh, haklıymışsın Richard... çok yakışıklı biri.
Oh, you were quite right, Richard. H is very good-looking.
Çok bakımlısındır. Hala genç ve yakışıklısın.
Yes, all right, you're well-preserved, still young and good-looking.
"Çok yakışıklısın, soyunuvereyim."
And I'm going to take all my clothes off. "
Kocan çok cana yakın ve yakışıklı biri.
Your husband is very charming and very handsome. Well...
Çok hoşsun, yakışıklısın.
You're very nice, handsome.
Yakışıklı bir sarışın benimle sevişmeyeli çok uzun zaman oldu.
It's been so long since I've been made love to by a handsome blond man.
O zamanlar çok yakışıklıydınız.
You know, you were very handsome.
Çok daha yakışıklısın.
Did you come to greet me or to spy on me?
Böyle çok daha yakışıklısın.
You're so handsome this way.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]