Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ Ş ] / Şans işte

Şans işte перевод на английский

807 параллельный перевод
- Şans işte. Genelde bu saatte burası...
Usually, at this time...
Şans işte.
Just luck.
- İyi şans işte.
It is purely good fortune.
Şans işte.
Some luck.
Sadece kötü şans işte, Joey.
It's just one of those tough breaks, Joey.
Şans işte, kuzenim- -
But it's such bad luck, this cousin...
- Şans işte, komutanım. - Bartlett.
- It's the luck of the game, sir.
Şans işte, efendim!
It's odds, sir!
İşte şansın!
Now's your chance.
Evet, işte size bir şans, kahramanlar.
Well, here's your chance, heroes.
Bu vatan için yaptıklarınıza bakıp, işte sizin için büyük şans diyorum.
This is your chance. When I think what you have done for this country.
İşte sana büyük şans.
Now here's your big chance.
İşte size gerçek bir alışveriş şansı!
Here's your chance at a real deal!
Yeterli parayı toplayıncaya dek bir işte çalışır, sonra başka yerde şansımı denerim.
I'll get a job until I get a grubstake, and then I'll try again somewhere.
Bu işte şansımız olduğunu düşündüğü sürece ona sırt çeviremem.
I can't leave him out on a limb as long as he thinks we got a chance in this.
Eşşek şansı işte.
There's that dumb luck again.
İşte sana onu alma şansı.
Here's your chance to get it.
İşte sana en çok istediğin bir şeyi yapma şansı.
Here's your chance to do the one thing you like best.
- Ben ve onlar için şans doğuvermişti işte.
- Well, here was a chance for them and for me.
İşte o zaman, hepimiz için şans kapıları açılmış olacak.
That'll be the time when things break for all three of us.
Budala şansı işte.
That's just fool luck.
Şans kapına geldi işte.
Now's your chance.
İşte sana şans, burada ve şimdi.
You've got your chance, here and now.
- Şansızlık işte.
- Hard luck.
Bana bir şans daha vermesini iste.
Ask him to give me one more chance.
Herkes şansını denesin. İşte çark dönüyor.
Everyone's a winner!
Başka bir işte çalışma şansı çıktı.
Well, I've got the chance of another job.
- İşte yeni bir güneş var... #... gökyüzünde. # Yeni şans...
New luck
Benim şansım da işte böyle.
This is the way my luck's running.
- İşte sana öğrenme şansı.
- Well, now's your chance to learn.
İşte sana bir şans.
There's your chance.
İşte! Şansım geri geliyor!
Say, my luck's coming back!
İşte şans, Bret.
Here's luck, Bret.
İşte, umalım ki, bu bir şans getirsin.
There, now let's hope this'll get a bite.
Baro üyesi bir avukat olarak siz, benimle aynı fikirde olacaksınız sanırım jüri karşısında sizin müvekkilinizin bulaştığı işte hiçbir şansı yok.
You, as a lawyer at the bar, I think, will agree with me... that a newly-born baby weighs more heavily with a jury... than those crustaceans your client is involved with.
İşte şans meleğimiz.
It's our lucky night.
İşte insanoğlunun muhtemelen, "şans eseri" diyeceği şey.
Here is what men call so lightly the game of chance
- İşte, elinize o şans geçti, Vali Bey.
- Here's your chance, Governor.
- Bazen şans yaver gitmiyor işte.
It cannot be all satisfactory.
İşte, sana Harrington raporunu inceleme şansı. - Evet, Bay Shayne?
Here's your chance to analyse the Harrington report.
İşte, böyle, tuz şans getirecektir.
Let's see if this salt brings us some luck.
Bakın, bu doğru işte. Bu, sizin için bir şans olabilirdi.
From that point of view, you'd have a chance.
- İşte, fikrimi kanıtlama şansı.
- Now's your chance to prove my point.
İşte senin onlara verdiğin şansın sonucu.
That was the chance you gave them.
İşte size şans.
Here's your chance.
İşte şansın ayağına kadar geldi.
Now's your chance
Bize ikinci bir şans verilirse işte olacağı bu.
EVEN IF THEY WERE GIVEN THE CHANCE, AT BEST, IT WOULD LOOK LIKE THIS
Şansını kullan işte.
Just play it cool.
Evet işte, şansını...
Yeah, just play it...
Bu işte, kendi şansını kendin yaratırsın.
In this business, you make your own luck.
İşte burada o tarihçinin bir şey yapma şansı var.
Here's a chance for that historian to do something for a change.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]