Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → испанский / [ B ] / Bu işe yaramaz

Bu işe yaramaz перевод на испанский

1,826 параллельный перевод
İlk basamak bu işe yaramaz Simms'den kurtulmalıyız ve Duncan'ı, Ralphie Victor ile oynamaya ikna etmeliyiz.
Primer paso, deshacernos de ese degenerado Simms y hacer que Duncan juegue con Ralphie Victor.
Özür dilerim. Bu işe yaramaz.
Eso no servirá.
Bu işe yaramaz eve neden para harcıyor acaba?
¡ No sé por qué quiere comprar esa porquería de casa!
Bu işe yaramaz.
Eso no va a funcionar.
Bu işe yaramaz.
No funcionará.
Ayrıca bu işe yaramaz hem de hiç bir zaman.
Además, no funcionaría. Nunca funcionaría.
Bu işe yaramaz partinin verilme sebebi bu mu?
¿ Eso está pasando? ¿ Sientes autocompasión?
Bu işe yaramaz şeyi gazeteciye geri götürüp parasını al.
Llevate esa basura al quiosco y pedí que te devuelvan la plata.
Çıkarın! Bu işe yaramaz. Binadaki herkes böyle bağırıyor.
- Todo el edificio grita lo mismo.
Bu işe yaramaz.
No sirve.
Bu işe yaramaz.
Eso no funciona así.
Bu işe yaramaz, Ryuzaki.
Es inútil Ryuzaki.
Yoksa bu işe yaramaz.
De lo contrario, esto no podrá realizarse.
Bu işe yaramaz herif arkadaşın mı?
No te creo. ¿ Este muerto de hambre es amigo vuestro?
Yoksa bu işe yaramaz pisliği vuracak bir partizan vardır.
Si fuésemos partisanos de verdad, te dispararíamos. ¡ Maldito tonto!
Gary, bu işe yaramaz.
Gary, eso no funcionará.
Ama senin geldiğin noktada bu işe yaramaz.
Pero has avanzado al punto en que podrías no salir del todo beneficiado.
Bu işe yaramaz, isimler de çok karmaşıktır.
No funcionaría, su nombre es demasiado complicado.
Baba bu işe yaramaz, katılım için takıma ihtiyacımız olacak.
Papá, eso no sirve. La carrera requiere un equipo.
Bu işe yaramaz pisliğin hayatını, niye benim oğlum kurtarmak zorundaydı ki?
Ese... Ese inútil pedazo de basura. ¿ Por qué lo salvaría mi hijo?
Yoksa bu işe yaramaz.
Así es como funciona.
Bu hayvanlıklar seksi kızlarda işe yaramaz, tamam mı?
Esto no funciona con las chicas lindas.
- Bu eski numaralar işe yaramaz.
- Tus trucos no van a funcionar.
Bir işe yaramaz bu kablo
No No va a funcionar. Es un cable.
Bu dünya işe yaramaz insanlarla dolu. Bizi mezarda görmek istiyorlar.
Este mundo está lleno de gente que piensa que somos inútiles y quiere vernos enterrados.
Bu sırada arabalar yanıyor polisler aşırı sinirli, muhabirlerim işe yaramazın teki.
Mientras, los autos se incendian, Ios policías se ponen nerviosos, mis reporteros son todos unos fracasados.
Orospu çocukları. Bu kurtlanmış, hırçın orospularla olduğu gibi sizinle de aynı havayı solumak işe yaramaz.
Hijos de putas, incapaces de respirar el mismo aire ya que estas gusanosas, perras amargadas...
Siz, bu çocuğun hayatını işe yaramaz bir jeneratör için tehlikeye atmasına izin mi vereceksiniz?
¿ Van a permitir que este chico arriesgue su vida por un generador que ni siquiera hace falta?
Delilik bu. Bu insanı ciddiye alamazsınız. Çünkü kendisi küçük bir kasabadan gelen işe yaramaz, fakir ve aptal bir kız.
No puede tomarla a ella en serio porque es una basura rubia blanca de pueblo chico, buena para nada.
Ellerine geçen teknik bilgiler ne olursa olsun, asilerin bu istasyona saldırıları işe yaramaz.
Cualquier ataque de los rebeldes contra esta estación sería inútil, sin importar los datos técnicos que obtengan.
Hayır, bu sefer işe yaramaz.
No, eso no va a funcionar esta vez.
Aslında ben yanlış zamanda yanlış yerdeydim. Bu konuda işe yaramaz olduğumu anlamış olmalıydı.
El hecho de que estaba en el lugar equivocado en el tiempo equivocado debería sumarse al hecho de que soy un inútil para esto.
Yasal konuşma, bu kayıt işe yaramaz.
Legalmente hablando, esta grabación es inservible.
Bu asla işe yaramaz adamım.
Eso nunca funciona.
Bu asla işe yaramaz. Takip edilmek çok kolay olur öyle.
Nos rastrearán muy fácilmente.
Bu yüzden ayakkabılarımın tabanları sizin işe yaramaz ülkenize daha fazla değmeden uçağıma yetişip buradan ayrılıyorum.
Así que voy a tomarme mi vuelo de regreso, y partiré antes que algo más que las suelas de mis zapatos toque su inodoro de país.
Hukuki olarak, bu hiçbir işe yaramaz.
Legalmente hablando, esta grabación es inservible.
Elimizde sadece Malone'nun ifadesi var, bu da mahkemede işe yaramaz.
Sólo tenemos la palabra de Malone, que en un juicio no vale nada.
Ama bu kurallar ne olmazsa işe yaramaz?
Pero esas reglas no funcionan sin ¿ qué?
Bu... bu, burada pek işe yaramaz.
Realmente no aplica a esto.
Örgüt bedenlerimizi bu hale getirdi ve işe yaramaz hale geldikten sonra bizden kurtuluyor onları affetmeyeceğim.
La organización que hace nuestros cuerpos así y nos hecha a la basura cuando ya no somos de utilidad no puedo perdonarlos.
- Bu işi halledebilecek... - Bir başka mahkumun itirafta bulunması pek işe yaramaz. Zaten genellikle baskı altında itiraf ettiği düşünülür.
- La sensación que se tiene de un compañero testificando por otro no es exactamente buena y usualmente significa que se le presionó para confesar.
Bu bilgiler işe yaramaz.
Tu soplón no sirve de nada, la verdad.
18-yard hücumu bu. Asla işe yaramaz.
Es una jugada lateral de engaño de 18 yardas, no funcionará.
Bu "işe yaramaz" dediğim içindi, değil mi?
Eso fue por lo del comentario del "inútil", ¿ verdad?
Çünkü bu kılavuzlar, tembel, işe yaramaz Hintliler tarafından yazılmış.
La guía fue escrita por un montón de mendigos hindúes perezosos buenos para nada.
Uğraştığım kelime bu işte, "işe yaramaz".
- Sí. Esa palabra "inservible" me molesta.
Bu kasetler işe yaramaz, şifrelediği her şey yalan.
Las cintas son inútiles, todo lo que codificó es mentira.
Bu numara muhtemelen işe yaramaz.
Éste número tal vez no sea útil.
Virgil, bu hiç işe yaramaz.
Virgil, no va a funcionar.
Bu kitap işe yaramaz.
Ese libro es estúpido.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]