Bunun için перевод на французский
34,170 параллельный перевод
Bunun için üzülmem mi gerekiyor?
C'est supposé me faire sentir désolé pour lui?
Bunun için sonra endişeleniriz.
On s'inquiètera après.
Bunun için de hesap sormak zorundayım. - Senin ben...
Toi...
Çünkü onu bunun için eğiten bir adam var.
Un mec l'a entraîné à le faire.
Artık bunun için çok geç, değil mi?
Maintenant c'est fait, non?
Bunun için sermayenizi kullanıyorum.
C'est pour ça que j'utiliserai ton capital.
Şu ana kadar, bunun için kanıtımız yok.
Jusqu'à présent, nous n'avons aucune preuve.
Şogun'a yaklaşmalıyız ve bunun için de. sertleşmen gerekiyor.
Tu dois te rapprocher du Shogun, et pour faire ça, tu dois être capable de t'endurcir.
- Ayrıca Damien Darkh ve o hızcının, bunun için adam bile öldüreceğini biliyoruz.
- Et l'on sait que Damien Dark et le bolide sont prêts à tuer pour elle.
Bunun için çalıştı.
Alors, il étudie.
Ama bunun için Frankie'nin yok olması lazım.
Mais j'ai besoin que Frankie parte pour le faire.
- Bunun için mutlak sıfıra bile gerek yok.
Le zéro absolu est plus qu'assez froid pour ça.
Sırf bunun için tüm günümü yeniden planlamak zorunda kaldım Caitlin.
J'ai dû réarranger ma journée pour ça, Caitlin.
Bunun için kendini hırpalamayı kesmen lazım.
Tu as besoin d'arrêter de torturer avec ça.
Bunun için çok üzgünüm çavuş.
Je suis vraiment désolé, Sergent.
Bunun için gerçekten minnettarım.
J'apprécie vraiment ça.
Bunun için yıllardır çalışıyorum.
J'y travaille depuis des années.
Belki ben de kefaretimi bunun için vermeliyim.
Peut-être que c'est pour ça que je dois faire pénitence.
Bunun için az nitelikliyim diyelim.
Je suis sous-qualifié.
Bunun için yeterince tenis topu yaptıklarını sanmıyorum.
Je ne pense pas qu'ils fassent assez de balles de tennis pour ça.
Bunun için çabalıyorum ama ben sıkışıp kalmış gibi hissediyorum.
J'essaye d'aller de l'avant, mais je... Je veux aller de l'avant. Je me sens coincé.
- Bunun için programlamadım. Çünkü Hakimiyetçilerin var olduğunu bilmiyordum bile.
Je ne l'ai pas spécifiquement programmé pour ça, mais pour ma défense, je ne savais même pas que les Dominators existaient.
Olur ama bunun için...
En fait, ils en ont.
Bunun için 4 yıldır bekliyordum.
J'ai attendu 4 ans pour ça.
- Bunun için biraz yaşlı değil mi?
Il est pas un peu vieux?
Ben 10 yaşına gelip köşede işe çıkmaya hazır olana dek bana ev verdi, yemek verdi. Bunun için ona borçluyum.
Il m'a fourni un toit et de la soupe jusqu'à mes 10 ans, prêt à travailler dans le coin.
Bunun için mi tutuklandın?
Il t'a arrêté pour ça?
4800 km'yi bunun için gider miyim, bilemiyorum.
Je ne sais pas si je voudrais faire 2 000 km pour ça.
Bakın, bunun için vaktimiz yok.
Écoutez : on n'a pas le temps.
Bunun için zaman yok!
On n'a pas le temps.
Pidge, bunun için vaktimiz yok.
On n'a pas le temps.
Lucis bunun için yeterince ödeme yapmıyor.
Même pour des réfugiés, on n'est pas assez payés!
Bunun için değilse ne için savaşıyorsun?
N'est-ce pas pour ça que tu te bats?
Bunun için yargılandım ve mahkum oldum bedelini ödemem hala bitmedi.
Je me suis livré et j'ai été jugé et condamné pour ça. Et j'ai pas fini de payer.
Türk şebekesine sızacak imkana sahibim ama bunun için ona ihtiyacım var.
- Je peux remonter la filière turque. Mais j'ai besoin d'elle.
Bunun için üzgünüm.
Pardon.
Bunun için sabrım kalmadı.
Je n'ai pas la patience pour cela.
Sen henüz gizli silahımla tanışmadın Danvers. Bunun için teşekkür etmelisin.
Tu n'as pas rencontré mon arme secrète, et pour ça tu devrais me remercier.
Bunun için üzgün olduğumu söyle lütfen.
Dites lui s'il vous plait que je suis désolé pour ça.
Sırf bunun için sana imreniyorum.
Et juste pour ça, je t'envie.
Bunun için çok geç.
Il est trop tard pour cela.
Bunun onlar için neden bu kadar önemli olduğunu anlamış gibi mi yaptın?
Mm-hmm. Est-ce que tu prétendais juste comprendre pourquoi c'est important pour eux?
Şu anda bunun benim için en iyi şey olduğunu düşünmüyorum.
Je ne pense pas que ce soit bon pour moi.
Bu gemi ve içindeki herkes için bir tehlike haline geldin ve bunun farkındasın.
Tu deviens un danger pour ce vaisseau et pour tout le monde à bord, et tu le sais.
Vahşi olman için ben cesaretlendirdim seni ama bunun da bir sınırı var.
Je t'ai encouragé à faire ce que tu voulais. Mais il y a des limites.
Tamam mı? Bunun organ bağışları için geçerli olduğunu sanmıyorum, tamam mı?
Je ne pense que ça marche pour les dons d'organe.
Tam da tüm ülkeyi alaşağı edecek kadar silaha sahip olduklarını söylemişlerdi. Ben de bunun yeni takımını test etmek için uygun bir zaman olduğunu düşündüm.
Ils viennent de dire qu'il y avait assez d'armes pour détruire un pays entier, donc je pense que c'est le bon moment pour toi de tester ta nouvelle équipe.
Bak, Ollie bana ayık kalmak için bir sebep aradığını söyledi. Ben de bunun olabileceğini düşündüm.
Écoutez, c'est Ollie, il m'a dit que vous lui aviez dit avoir besoin d'une raison pour rester sobre, alors... j'ai pensé que ça pourrait être cela.
Bunun olması için toplantılara gitmem gerekirdi.
Et bien, pour abandonner, il aurait fallu que je commence.
Zaten bunun için yapılmıştı.
Sa femme est morte l'an dernier.
Bunun onlarla aramdaki buzları eritmek için güzel bir yol olduğunu düşündüm.
Phil. Oui, chérie? Tu as de la vodka?