Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ D ] / Demek istediğim bu

Demek istediğim bu перевод на французский

2,291 параллельный перевод
Hayır, Demek istediğim bu değildi ama...
Je m'en fiche mais content de le savoir.
Demek istediğim bu.
Tout ce que tu sais sur lui.
Akıllı mıydı? Evet, ama benim demek istediğim bu değildi.
- Très, mais ce n'était pas ça.
Demek istediğim bu değil mi?
C'est bien ça, pas vrai?
Demek istediğim burası memleketimiz. Bu pislik yuvası bizi yetiştirdi.
C'est notre ville natale, ce trou à rat nous a façonnés.
Hayır, hayır, hayır, hayır Katie. Demek istediğim bu değil.
Non, non, Katie, ce n'est pas ce que je veux dire.
Demek istediğim bu! Gösterin ellerinizi bana!
Montrez-moi vos mains!
Demek istediğim bu izi bir şey yapmış.
As-tu tué cette femme? Randy...
Demek istediğim bu çok fazla ex-Lax.
Ça fait des tonnes de Ex-Lax.
- Hayır, benim demek istediğim bu değildi.
- Ce n'est pas ce que je voulais dire.
Demek istediğim bu, teşekkürler.
Tout à fait ça. Merci.
Demek istediğim bu şehrin her yerinde pirinç var.
- On fait quoi? J'aimerais beaucoup le décevoir.
Demek istediğim bu. - Her şeye uyar...
Comme j'ai dit.
demek istediğim, bu harika.
Je veux dire, c'est--c'est génial.
Demek istediğim nasıl bir "aşk" bu şekilde biter.
Quel genre d'amour s'arrête comme ça?
Benim demek istediğim de bu.
Tu vois? C'est ce que je voulais dire.
O, haklı. Demek istediğim, sanki komedi kitabındaymışım gibi gizlice onları öldürmenin plânlarını yapıyorum ve bu hiç de sağlıklı değil.
Je planifie secrètement leur mort comme une méchante des bandes dessinées, et ce n'est pas sain.
Bu çok özgür hissettiriyor. Demek istediğim, hadi.
C'est très libérateur.
Demek istediğim, bu işi iyi bir ruh hali ile yaparsak hiçbir sorun çıkmaz, eminim.
Le truc est, avec un peu d'humour tout rentra dans l'ordre. Je vous le promet.
Demek istediğim, insanların yaptığı bu değil mi? Senin yaptığın bu değil mi?
C'est ce que font les gens?
Demek istediğim, eğer bu durumlarla karşılaşmanı kolaylaştıracaksa....
Si c'est plus facile pour que tu affrontes ces situations...
Demek istediğim, en son ne zaman bu işi yaptın.
C'est quand la dernière fois que t'as tiré ton coup?
Hayır tatlım, demek istediğim bebek dodğduğu zaman günün her dakikası birlikte olacağız, bu yüzden şu anda doğum izninde olduğum için, spa merkezine gitmek ve doğum öncesi yoga kursundaki kız grubuyla bir şeyler içmeye gitmek istiyorum.
Chéri, je veux juste dire... Qu'on va être ensemble tout le temps quand le bébé sera né, alors maintenant que je suis en congé maternité, je veux aller au spa et boire des milk-shakes avec les filles du cours de yoga prénatal.
Demek istediğim, bu bir sızıntı mı yoksa...
Ce n'est qu'une fuite ou...
Demek istediğim, bu çocuklar yıldız bir sporcudan... yararlanırlar burada olmanla. Ayrıca bu senin için de iyi olur.
Les gosses pourraient tirer profit d'avoir un athlète comme vous et ce serait bien pour vous aussi.
Demek istediğim, onunlayken ve birlikte birşeyler yaparken bu şekilde hissediyorum.
La façon donc je me sens quand je suis avec elle - et les choses qu'on fait ensemble.
Demek istediğim ; bu çok tehlikeli.
C'est trop dangereux, alors...
Demek istediğim, bu mağazanın dışında, dünyada başka bir amacın yok mu?
Tu n'as donc aucun but en dehors du magasin?
Demek istediğim, siz Majestelerinin hayatının bu avam takımının peşinden giderek riske atılmayacak kadar değerli olduğudur.
- La vie de Votre Majesté est trop précieuse pour la risquer contre de vulgaires rebelles.
Gördünmü, demek istediğim işte bu.
En plein ce que je dis. Du décaféiné.
Demek istediğim, beklediğim bu değildi ama yine de... korkunç bir şeyin olacağını biliyordum.
Je m'attendais pas à ça, mais je savais que quelque chose... d'horrible allait arriver. Je le savais.
Demek istediğim herkes dışarı çıkar ve aptalca bir şeyler alabilir. Bu kötü değil.
On a tous déjà acheté des conneries, c'est pas si grave.
demek istediğim, benimle bir şekilde iletişim kuruyor olabilir mi? Bu çalınan kitabın içinde ne varmış.
Ça pourrait être lié, d'une certaine façon, a ce qui était dans le livre qui a été volé?
Ama, demek istediğim şey, buraya bu insanlara yardım etmeye geldik.
Mais on est là pour changer les choses.
Bu nedenle, demek istediğim, ordudayım, ama orduda yer aldığım alan resmen var değil.
Je veux dire que, je suis dans l'armée, mais dans une section qui n'existe pas officiellement.
Bu çok garip, aramızdaki şey. Demek istediğim, seni severim.
La situation est embarrassante entre nous.
Demek istediğim, bu insanları bilirim, arabamın arkasından geleceklerdi.
Je savais qu'on allait s'en prendre à ma voiture. Rien que les jantes...
Demek istediğim reggie'nin ölümü bu topluluğu bir araya topladı, sizce de öyle değil mi?
Je dirais qu'elle a rapproché les membres de la communauté, pas vous?
Demek istediğim, bu yaptırımlar,...
Vous voyez, ces sanctions...
Ama şimdi demek istediğim, bu günlerde insanlara güvenemiyorsunuz.
Aujourd'hui, on ne peut se fier à personne.
Oh, bu dostçaydı. Demek istediğim.
C'était amical.
Demek istediğim... bu bebekle olan durum.
Je parle de... la situation avec... - le bébé.
Peki hayatınızda kayda değer kimse yok mu? Demek istediğim, bu parfümü verebileceğiniz kimse yok mu?
Il n'y a donc... personne de notable dans votre vie à qui offrir ce parfum?
Demek istediğim ben büyükbabamla ilgili bu sırrı yıllardır saklıyordum, ve nihayet bu yükü sırtımdan atmak harika bir duyguydu.
Je veux dire que je garde ce secret sur mon grand-père depuis des années et je me suis sentie si bien quand c'est enfin sorti.
Demek istediğim, bu gerçekten çok korkunç.
Je trouve ça vraiment, vraiment horrible.
Benim gibi biri hiç onun gibi biriyle takılabilir... demek istediğim, imkansız mı bu?
Est ce que quelqu'un va un jour, est ce que ça va finir par... Je veux dire, est ce vraiment impossible?
ve bu Jane'nin izleyeceği strateji değil o... demek istediğim, benim bu özetten çıkardığım sonuç.
Je veux dire, que j'ai soulignée dans ce dossier. Que se passe-t-il? Marcus, généralement, je serais d'accord avec...
Demek istediğim gerçekte.. .. bu nitelikler beynin bir bölümü olan..
En réalité, ces qualités sont basées dans l'amygdala, dans le cerveau.
Demek istediğim, bu işi birlikte çözebiliriz tabii eğer, duyduklarım doğru ise.
J'allais lui dire qu'on aurait pu s'arranger, quand j'ai entendu ça.
Hayır, demek istediğim, bu projeyi çok seviyorum.
Non, c'est que j'adore ce projet.
Demek istediğim bu.
Terminé. Embarque-le.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]