Rahatsız etmek istemem перевод на французский
237 параллельный перевод
Rahatsız etmek istemem... ama gerçek şu ki, birlikte güzel çalışıyoruz.
Je suis désolé de vous déranger mais le fait est que nous travaillons bien ensemble.
Ben de rahatsız etmek istemem.
Moi non plus.
Seni rahatsız etmek istemem ama bunu tek başıma çıkaramıyorum.
Mon petit Saint-Aubin, j'y arrive pas.
Çok naziksiniz, Leydi Catherine... ama hizmetçileri rahatsız etmek istemem.
Vous êtes trop bonne, Lady Catherine... Mais je ne veux pas déranger la gouvernante.
- Sizleri rahatsız etmek istemem...
- Je vais vous déranger.
- Hayır, sizi rahatsız etmek istemem. Olur mu öyle şey!
- Non, je ne veux pas vous déranger.
Ama rahatsız etmek istemem.
- Tous mes voeux.
Bakın bayan, rahatsız etmek istemem.
Désolé de vous ennuyer.
Sizi daha fazla rahatsız etmek istemem ama bir iyilik daha istesem telefonunuzu kullanabilir miyim?
Ça m'ennuie de vous déranger, mais puis-je utiliser votre téléphone?
- Rahatsız etmek istemem.
- Je veux pas vous déranger.
Sağ olun, rahatsız etmek istemem. Bir şeyler içelim.
Je ne voudrais pas déranger.
Sizi rahatsız etmek istemem.
Je ne veux pas m'imposer.
- Sizi rahatsız etmek istemem.
- Je ne veux pas tout chambouler.
Sizi rahatsız etmek istemem ama Bayan Hudson'un güverteden düşen belgeleriyle ilgili ufak bir problem var.
Je déteste devoir vous déranger, mais il y a un petit problème... avec les papiers de Mme Hudson qui ont volé par-dessus bord.
Sizi rahatsız etmek istemem.
- On apporte des trucs, on se partage.
Sizi rahatsız etmek istemem.
Bonjour, chère madame... Bonjour. Je m'excuse de vous déranger, mais je suis...
Rahatsız etmek istemem.
- Je ne veux pas vous déranger.
Rahatsız etmek istemem ama -
Je voudrais... Je ne te dérange pas? Mais non, bien sûr.
Kesinlikle olmaz! Yeni evlileri rahatsız etmek istemem.
Oh non, je ne veux pas déranger un jeune couple.
Sizi rahatsız etmek istemem, işinizi kesmeyin.
Faites comme si je n'étais pas là.
Sen yemek yerken rahatsız etmek istemem.
Je ne veux pas vous déranger pendant votre dîner.
Bir mahzuru yoksa belboyu uyandırsanız. Kendim rahatsız etmek istemem. Uyandırıp taksiye yollayın, taksi ücretini de verin miktarı hesabıma işlersiniz.
Réveillez le chasseur, envoyez-le dehors régler la course et mettez-le sur cette note,
Düşünüyorsan rahatsız etmek istemem ama istersen Çin yemeği getirebilirim...
Je ne veux pas te déranger si tu réfléchis.
Sizi rahatsız etmek istemem ama Sonny'nin nasıl olduğunu merak ettim.
Je m'excuse de vous déranger, mais est-ce qu'il va bien?
Rahatsız etmek istemem, ama düşündüm de, Berlin'e gidersen ve... Himmler'e kararının adil olmadığını izah edersen... belki fikrini değiştirir.
Je suis navrée de te déranger... mais je pensais que si tu pouvais aller à Berlin... et expliquer à Himmler combien son ordre est injuste... il changerait peut-être d'avis.
Rahatsız etmek istemem.
Je te dérange?
İnsanları sorunlarımla rahatsız etmek istemem.
J'aime pas venir voir les gens avec mes problèmes.
Gereksiz yere kimseyi rahatsız etmek istemem.
Je ne voudrais pas déranger inutilement.
Bak, rahatsız etmek istemem ama bilmeyi istersin diye düşündüm. Walsh Duke'ü New York'ta bulmuş.
Je suis désolé de te déranger, mais je crois que tu dois savoir que Walsh a trouvé le Duke à New York.
- Rahatsız etmek istemem ama yasak bölgede duruyorum.
Dites, les amoureux, on est garé en zone rouge.
Sizi rahatsız etmek istemem.
Je n'ai pas voulu te déranger.
Bak, seni rahatsız etmek istemem, ama bu doğru.
Je ne veux pas t'embêter, mais je pense que c'est vrai.
Sizi fazla rahatsız etmek istemem Peder.
mon Père.
Ama seni rahatsız etmek istemem.
Je ne veux pas vous déranger.
Bozuk bir sokak lambam var. Seni bunla rahatsız etmek istemem ama ne olacak, şurada akraba sayılırız artık. Gel şöyle otur.
Désolé de vous déranger avec ça, mais vous faites presque partie de la famille.
Özür dilerim beni yanlış anladınız sizi rahatsız etmek istemem, çok üzgünüm, afedersiniz.
C'est pas du baratin, je voulais pas vous vexer, je suis navré, excusez-moi.
Rahatsız etmek istemem.
Je ne veux pas m'immiscer.
- Arkadaşlarım-- Onlar hep meşgul. Onları rahatsız etmek istemem.
Mes camarades... ils sont tellement débordés.
- Sani rahatsız etmek istemem
- Je ne veux pas abuser.
Sizi rahatsız etmek istemem.
Je ne veux pas vous déranger.
- Kimseyi rahatsız etmek istemem.
- Je ne veux fâcher personne.
Rahatsız etmek istemem, ancak bir karmaşanın ortasındayım.
Je n'essaye pas de m'imposer mais je suis en difficulté
Rahatsız etmek istemem.
Je ne voudrais pas vous déranger
- Kimseyi rahatsız etmek istemem.
- Je ne veux déranger personne.
Sizi rahatsız etmek istemem.
Je ne voudrais pas...
Seni rahatsız etmek filan istemem. Bir resmimi verecektim. Bunu ofisime postalaman gerekiyordu.
Je ne veux pas vous ennuyer, juste vous donner ma photo.
Rahatsız etmek istemem.
Je ne veux pas...
Bizim telefonu kullanın. Sizi rahatsız etmek istemem...
Je suis désolé.
- Sizi rahatsız etmek istemem.
Pardon.
Sizi rahatsız etmek istemem.
Je ne voudrais pas vous déranger.
Rahatsız etmek istemem.
Oh, ne le dérangez pas.
rahatsız etmek istemedim 25
istemem 270
rahat 453
rahat ol 368
rahatladım 62
rahatsız mı ediyorum 24
rahatsız ettim 55
rahat bırak beni 249
rahatlayın 102
rahatsız ediyorum 27
istemem 270
rahat 453
rahat ol 368
rahatladım 62
rahatsız mı ediyorum 24
rahatsız ettim 55
rahat bırak beni 249
rahatlayın 102
rahatsız ediyorum 27
rahat dur 117
rahatsız mı oldun 22
rahatsız ettiğim için özür dilerim 156
rahat bırakın beni 59
rahatsız etmeyin 24
rahatsız olmayın 47
rahatsız mı ettim 20
rahat bırakın 25
rahatla 772
rahat mısın 71
rahatsız mı oldun 22
rahatsız ettiğim için özür dilerim 156
rahat bırakın beni 59
rahatsız etmeyin 24
rahatsız olmayın 47
rahatsız mı ettim 20
rahat bırakın 25
rahatla 772
rahat mısın 71