Sen de ister misin перевод на французский
1,107 параллельный перевод
Sen de ister misin?
Tu en veux un aussi?
Sen de ister misin?
Vous en voulez?
Üzümlü yulaf ezmesine ne dersin? Sen de ister misin Jiji?
Je vais t'apporter un peu de lait chaud, pour Jiji aussi.
Sen de ister misin? Haydi gel!
Vous voulez m'avoir?
Sen de ister misin?
Une gorgée?
- Sen de ister misin?
Tu veux mordre?
Bir tane alayım, sen de ister misin? Amerika bu gazetede anlatıldığı gibi bir yer mi?
Lisez ça et vous saurez tout.
Yiyecek birşeyler alacağım. Sen de ister misin?
Je vais chercher à manger.
Sen de ister misin?
Tu veux un muffin?
Sen de ister misin?
Vous aimeriez un passe-droit?
Sen de ister misin?
Tu en veux une?
- Sen de ister misin?
- Une bière? - Ouais.
Sen de ister misin? - Haydi.
T'en veux un?
- Sen de ister misin?
- Non, merci.
Sen de ister misin, kardeşim?
Ça te dirait?
Sen de ister misin?
Tu as envie, chérie?
– Sen de ister misin, Antonio?
Tu en veux un, Antonio?
Sen de ister misin?
Tu veux quelque chose?
- Sen de ister misin?
Tu en veux? Non merci, chérie.
Ace, içecek bir şeyler getireceğim, sen de ister misin?
T'en veux une?
- Sen de bir tane ister misin? - Hayır, istemem.
T'en veux pas un, non?
Sen de paylaşmak ister misin?
Es-tu prêt à partager?
Burada, Dublin'de yeni bir klinik açtık. Acaba sen de bize katılmak ister misin?
On vient d'ouvrir une clinique ici, à Dublin, est-ce que tu veux te joindre à nous?
- Sen de biraz ister misin?
- Vous en voulez?
Sen de her şeyi denemek ister misin?
C'était un test. Vous voulez goûter à tout?
Sen de görmek ister misin?
Tu veux la voir?
Arabayı sen kullanmak ister misin?
Tu veux le volant de la caisse!
- Sen de gelmek ister misin?
Tu aimerais venir?
İznim var. Sen de gelmek ister misin?
J'ai une invitation.
sen de görmek ister misin?
Tu veux voir?
- Linda, sen de kahve ister misin?
- Linda, un peu de café? - Non, merci.
Sen de içecek bir şey ister misin?
Tu veux quelque chose?
Sen de ister misin?
Tu en veux?
Sen yazmak ister misin?
C'est de la merde. Je sais. J'ai une idée :
- Evet sağol, sen de ister misin?
Oui, merci.
Sen de ister misin, Juliet?
Tu en veux une, Juliet?
Hey baba, sen de denemek ister misin?
Tu veux essayer?
Mitya, sen de biraz ister misin?
Mitia, tu as compris? Tu en veux?
Bu söylediğim şey değildi gerçi ama sen yine de içmek ister misin?
Très bien, ce n'était pas de ça dont je parlais. - Mais, voulez-vous un peu de champagne?
- Sen de biraz ister misin, Heintz?
- T'en veux aussi, Heintz?
Sen de yapmak ister misin, Killearn?
Tu la veux, Killearn?
Bir el atmamı ister misin? Sen de bir tane olduğunu görebiliyorum.
Tu veux ma main en plus de la tienne?
- Sen de ister misin?
- Vous en voulez une?
Nedenini bilmek ister misin? Ama hiçbir şey demeyeceğim. Çünkü sen eline geçen fırsatı yakalamak istemedin.
Tout ça parce que t'as voulu économiser des bouts de chandelle!
- Sen de ister misin?
- T'en veux un?
Peder, sen de ister misin?
Vous en voulez, mon père?
Doktor, sen de benimle gelmek ister misin?
Vous venez avec moi?
Birinin kadınından faydalanmasını ister misin? Ve sen onunkiyle konuşamıyorken bile?
Tu demanderais à quelqu'un d'abuser de ta femme, sans pouvoir parler à la sienne?
Eli, sen de bir şey ister misin?
Eli... quelque chose?
Sen de biraz ister misin?
Tu veux y passer, toi aussi?
Sen ikisi de değilsin. İnsanların böyle düşünmelerini ister misin?
Ce n'est pas votre cas, mais on risque de penser le contraire.
sen de gel 75
sen delisin 520
sen de beni 22
sen de 982
sen de öylesin 72
sen de beni seviyorsun 19
sen de kimsin 767
sen deli misin 200
sen değilsin 122
sen de gelecek misin 16
sen delisin 520
sen de beni 22
sen de 982
sen de öylesin 72
sen de beni seviyorsun 19
sen de kimsin 767
sen deli misin 200
sen değilsin 122
sen de gelecek misin 16