Senin gibi biri перевод на французский
1,163 параллельный перевод
Senin gibi biri hayatını böyle harcamamalı.
Un homme comme toi ne devrait pas... passer sa vie à faire ce boulot.
Senin gibi biri, nasıl psikopat uzmanı oldu?
Comment un type comme vous devient spécialiste de détraqués mentaux?
Senin gibi biri işte.
Quelqu'un comme toi.
Neden senin gibi biri bunun gibi geleceği olmayan bir işte çalışmak ister ki?
T'es intelligent! Pourquoi tu t'accroches à ce boulot sans avenir?
- Senin gibi biri şimdiye kadar hiç aşık olmadı mı yani?
T'as jamais été amoureux?
Söyleyeyim. Senin gibi biri.
Quelqu'un comme vous
Bunu anlamak senin gibi biri için bile bu kadar zor mu?
Est-ce si difficile à comprendre, même pour vous?
Senin gibi biri varken Andi neden benimle oynamak istesin ki?
Pourquoi Andy jouerait-il avec moi, puisqu il t'a, toi?
Kang veya Koloth gibi bir savaşçının. Senin gibi biri mi?
Quelqu'un comme vous?
Senin gibi biri zor bulunur...
Quelqu'un comme toi N'est pas tombé du ciel
Düşünüyordum da. Nasıl olur da senin gibi biri çölde kalmaya razı olur?
Comment quelqu'un comme vous se retrouve dans le desert?
Senin gibi biri Fazladan itibar kazanır
Un gars comme toi, Ça a du crédit.
Neden senin gibi biri bu kadar pahalı bir dinleme cihazı alsın ki?
Pourquoi possèderiez-vous un système d'écoute si coûteux?
Senin gibi biri "mafyanın adamı'na" dokunamaz.
Un type comme toi ne touche pas à la famille.
- Demek istediğim, senin gibi biri...
Un type comme vous...
Özellikle de senin gibi biri.
Surtout pas quelqu'un comme toi.
Daha görevine başlamadan yerden yere vurmak çok mantıksız. Senin gibi biri için bile, Henry.
Le condamner avant qu'il n'ait commencé... est irrationnel, même de votre part, Henry.
Senin gibi biri korunmak istediğinde yüksek mercilere başvurur onlar da sana bir gemi tahsis edecek kadar ileri gidebilirler.
Si vous aviez quelque chose à protéger, vous achèteriez les gros bonnets... et ils vous donneraient un vaisseau entier pour vous seul.
Baba, büyüdüğüm zaman, tıpkı senin gibi biri olmak istiyorum.
Papa, quand je serai grand, je veux être comme toi.
Senin gibi biri. Benim mi?
- Quelqu'un comme vous.
Senin gibi biri için, daha kötü bir işkence olamazdı.
Il ne pouvait t'arriver pire.
Özellikle senin gibi biri kendini rahatlıkla öldürtebilirdin.
Surtout quelqu'un comme vous, qui aurait pu se faire tuer si facilement.
Senin gibi biri diğer kızlara olumsuz örnek olur. Üzgünüm.
Il refuse de les laisser influencer par des filles de petite vertu.
Senin gibi biri, Lenonn.
Quelqu'un comme vous, Lenonn.
Senin gibi biri neden federal polis olur, hiç anlamam.
Pourquoi une nana comme vous devient flic?
Beni rahat bırak. Senin gibi biri bunu asla anlayamaz.
Laisse-moi, tu ne peux pas comprendre.
Senin gibi biri, emekli olmaya çalışan.
Un type comme vous, qui essaie d'aller jusqu'à la retraite.
Senin gibi önemli, mevki sahibi biri, eğer geçmişiyle ilgili bazı sırlar açığa çıkarsa, bunu utanç verici bulabilir.
Un type respectable, intègre, comme toi, pourrait trouver fâcheux... que certains secrets concernant son passé soient révélés. Attendez.
Ama senin sınıfın, yani ikinci sınıf. Her biri Matisses gibi.
Mais en CE1, ce sont tous des Matisse.
Senin gibi Stanford mezunu biri neden bu işi yapıyor?
Que fait une diplômée de Stanford à un poste d'intérimaire?
Senin gibi topuksuz biri için çenen çok dikkatsiz, değil mi?
Tu parles haut et fort pour un gars désarmé.
Senin düşündüğüm gibi biri olup olmadığını anlamak için.
Savoir si vous êtes comme je l'imaginais.
Bazı günler senin gibi düşünen biri olmadığım için seviniyorum.
Il y a des jours où je suis heureuse de ne pas avoir à penser comme vous.
... bir kahramanın da tıpkı senin gibi işleri boka sarabilen biri olduğunu senin düşebileceğin hatalara düşebileceğini hissetmezsen,.. ... kahramanca bir hareket yaptığında bundan tatmin olmazsın.
À moins de trouver que... qu'un héros a l'esprit aussi niqué que le vôtre et que vous commettriez les mêmes erreurs que lui...
Senin durumunda birinin çocuğumu benden almasına... izin verecek biri gibi görünüyor muyum?
Tu crois vraiment que je vais laisser une femme dans ton état partir avec mon enfant?
Senin gibi yetişkin biri daha yüksek sesle bağırabilir.
Un grand costaud comme toi, tu peux gueuler plus fort.
Senin gibi olan biri hemen anlayabilir kavrama yeteneğindeki ustalık sayesinde.
Il est comme le soleil pour les humains. Sa lumière éclatante cache une formidable puissance.
Senin gibi bilge biri buna nasıl inanır?
Toi, un sage, tu y crois?
Benim gibi biri onları kandırabiliyorsa senin gibi bir neler yapabilir.
Si quelqu'un comme moi peut les tromper, imaginez ce que vous pourriez faire.
Senin için biraz genç, değil mi tatlım? Şımarık biri gibi görünüyor.
Elle sort à peine des couches-culottes!
Bize senin gibi hoş ve düzgün biri gerek.
On a besoin de quelqu'un de propre et gentil, comme toi.
Ne kendim için ne bir yer için, ne de senin gibi biri için. Çok uzun bir yol kat ettik, çok fazla şey gördük ama bu...
On a fait un long voyage, on a vu beaucoup de choses mais... ça c'est...
Senin gibi harika biri Selma gibi bir kadınla niye evlenir?
Pourquoi un mec comme toi veut épouser un mec comme Selma?
Bunun gibi bir şey için tutku gerekir. Ben ise senin Breen kışından daha soğuk biri olduğunu düşünürdüm.
Il faut de la passion pour faire ce que vous avez fait, et moi qui pensais que vous étiez aussi froid qu'un hiver breen!
Senin gibi saf biri diğerlerinin bu kadar alçalabileceğini hayal bile edemez.
Pour un homme pur comme toi, une telle abjection est inconcevable.
Bunun sebebi, senin gibi daima alınganlık gösteren saf biri olması.
C'est pourquoi, une âme pure comme toi attirera toujours le ressentiment.
Çünkü senin düşündüğün gibi biri değilim.
Parce que je ne suis pas celle que vous voudriez.
Bir parti vermiştik. belki senin çılgın arkadaşlarından biri- -Anna gibi onu oraya attı.
On venait de faire une fête, ta copine Anna a dû le jeter là.
Adam, kardeşin ve ben tıpkı diğerleri gibi daima senin bastırılmış, dışlanmış içine kapanık biri olduğunu düşündük.
Ton frère, moi-même et d'autres ici présents pensent que tu es un refoulé complet vivant dans la dénégation, un feu follet qui s'ignore.
Bu beni hiç etkilemedi Senin hakkında duyduklarımdan sonra senin daha çok benim gibi biri olacağını düşünmüştüm.
Je t'imaginais un peu plus comme... moi.
Senin gibi avamdan biri Midland'ın Kraliçesi'ni öldürebilir mi? !
Penses-tu vraiment que la racaille puisse occire la Reine de Midland?
senin gibi 304
senin gibi değil 30
senin gibi mi 26
senin gibi değilim 20
senin gibileri bilirim 21
biri 247
birisi 209
birini 32
biri var 29
birim 66
senin gibi değil 30
senin gibi mi 26
senin gibi değilim 20
senin gibileri bilirim 21
biri 247
birisi 209
birini 32
biri var 29
birim 66
birinci gün 16
birine 18
birinci katta 19
birinci 55
biri bana 23
birincisi 390
birinci kat 30
birisi var 21
birinin 43
birinci dünya savaşı 32
birine 18
birinci katta 19
birinci 55
biri bana 23
birincisi 390
birinci kat 30
birisi var 21
birinin 43
birinci dünya savaşı 32
biri burada 17
birini arıyorum 33
biri geliyor 129
birini bekliyorum 30
biri vardı 17
birinci kural 18
birinci bölüm 38
biri gitti 31
birim 01 25
biri mi öldü 17
birini arıyorum 33
biri geliyor 129
birini bekliyorum 30
biri vardı 17
birinci kural 18
birinci bölüm 38
biri gitti 31
birim 01 25
biri mi öldü 17