Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ U ] / Uzun lafın kısası

Uzun lafın kısası перевод на французский

457 параллельный перевод
Uzun lafın kısası, sana şunu söylememi istedi...
A la vérité, il m'a demandé de te dire...
Uzun lafın kısası,... açlıktan ölmek üzereyim, halime köpekler bile gülüyorlar.
Enfin bref, je crève la faim et même les chiens m'évitent.
Uzun lafın kısası, kendisini cezalandırıyor.
Par conséquent, il se punit lui-même.
Uzun lafın kısası, işi bıraktım.
Tout ça, c'est terminé.
Uzun lafın kısası bir satıcı olmak istiyorsun, değil mi?
Autrement dit, tu aimerais etre vendeur?
Uzun lafın kısası, artık Lionnet bizim.
Pour faire une longue histoire courte, le Lionnet nous appartient maintenant.
Uzun lafın kısası Craig, inanıyorum ki dürüst ve akıllısın.
En gros, Craig, je pense que vous êtes honnête et intelligent.
Doktorun yasakladığı tüm şeylerden yemiştim ve sonra şey, uzun lafın kısası şöyle diyeyim, farkına varmadan uykuya daldım.
Bref... je m'endormis sans m'en apercevoir.
Uzun lafın kısası, o kısımların yeniden yazılmasını istiyorum.
Voudriez-vous voir si vous ne pourriez pas les arranger?
Uzun lafın kısası, sen bir yatırımsın ve bunun karşılığını vereceksin.
C'est un investissement, il faut rembourser.
Uzun lafın kısası, karşılıklı olarak birbirimizden neler beklediğimizi bilmeye hakkımız var.
Il est juste que vous sachiez ce que vous pouvez attendre de moi... Et moi, ce que je puis attendre de vous.
Uzun lafın kısası, Miwa o kızla evlendi.
En résumé, c'est lui qui a gagné la fille du pharmacien.
Şey, uzun lafın kısası... Yani, bunu sen... Anca sen...
Je voudrais que tu tâtes le terrain.
Uzun lafın kısası, hepsi birer çöp.
En résumé, tout est bon pour la poubelle
Uzun lafın kısası, esnaflık zor iş.
Les affaires sont difficiles.
Uzun lafın kısası, parayı dün gece Beineberg'in çekmecesinden aldın.
Tu as volé cet argent dans son casier hier soir!
Uzun lafın kısası, ortak olmanı istiyoruz.
Bref, nous vous voulons pour associé.
Uzun lafın kısası, salonda... yakalandı.
Oui, eh bien, c'est un peu délicat, il a été découvert... dans le salon.
Yani uzun lafın kısası, pek çok şeyi bilmiyorsunuz, öyle mi?
Tout bien pesé, vous ne savez pas grand-chose, hein?
Uzun lafın kısası, sorularınızdan sıkıldım.
Tout bien pesé, vos questions me fatiguent.
Uzun lafın kısası, Kaptan, askere aldılar beni.
Autrement dit, j'ai été mobilisé.
- Yani uzun lafın kısası sizi de mi görevden aldılar?
- Vous avez aussi été dessaisi? - En quelque sorte, oui.
Uzun lafın kısası,
Pour faire court,
Uzun lafın kısası, dini savaşlardan rahim kanserine kadar dünyadaki tüm kötülükler sizin suçunuz..
Vous portez tout le mal de ce monde, des guerres de religion au cancer de l'utérus.
Yani, uzun lafın kısası, "İmdat".
Donc, pour le dire simplement, "Au secours".
Uzun lafın kısası, hayatta eğer risk alırsan bazen iyi şeyler olur, bazen de kötü şeyler olur.
Quand on prend un risque dans la vie, parfois, c'est positif, d'autres fois, non.
- Uzun lafın kısası...
- Enfin, pour résumer...
Uzun lafın kısası birisi, o gece bacağını uzatmak zorunda kaldı.
Bref, pour résumer, on a dû lui plâtrer la jambe.
Ve uzun lafın kısası, sende bana ait olan bir şey var.
Pour résumer, tu as quelque chose qui m'appartient.
Uzun lafın kısası ben maskara oldum senin de ecelin geldi. Ben de Poe isminde bir adamın tüm eserleri için olan ödevi bitirene dek okuldan uzaklaştırıldım.
Pour résumer, je me suis couverte de ridicule, tu vas mourir et je suis exclue jusqu'à ce que je fasse un exposé sur l'œuvre de Poe.
Uzun lafın kısası, zengin bir çift evlilik yıldönümleri için bir plan ayarlamış. Hazır olduğunda, boşanmışlar.
Pour résumer, un couple avait commandé un service pour leur anniversaire qui était prêt alors qu'ils divorçaient.
- Uzun lafın kısası, hayır.
- Pour résumer, non.
Uzun lafın kısası sen geciktin. Bayan arkadaşını soyunma odasına soktun.
Le problême, c'est que tu es en retard et que tu l'emmènes ici.
- Evet, kesinlikle maliyecileri.. Uzun lafın kısası ; .. şöyle bir temizlenip yatacağım..
- Je vais me laver et me coucher.
Uzun lafın kısası bir makinayı en ince parçasına kadar merakla bir araya getiririm.. ... böylece zihnimi düşünmeye zorlarım. Bu sayede şiirlerimden 115 tanesini sattım.
En bref, je suis un mécanisme si finement conçu... et curieusement assemblé... que cela me déconcerte de penser... que je n'ai vendu que 115 copies de mon poème.
Uzun lafın kısası, durumumuz bu.
En fin de compte, c'est ce qu'on est.
Uzun lafın kısası Dora benim hayatımın kadını ve ben de onun hayatının erkeğiyim, bundan dolayı bu yıl içinde evlenmeye karar verdik.
Dora est la femme da ma vie et je suis l'homme de sa vie. Notre mariage aura lieu dans l'année.
- Uzun lafın kısası kaptan, aramızdaki farklılıkları bir kenara bırakıp yapılması gereken şeylerin üzerine odaklanmamızı istiyor.
- En fait... le commandant est prêt à mettre de côté les différences... et à se concentrer sur ce qui doit être fait à présent.
Uzun lafın kısası... Babama saklanmasını söyledim.
Pour abréger l'histoire... j'ai dû dire à mon père d'aller se cacher.
Uzun lafın kısası içinde sen olduğun sürece her yer benim yuvamdır.
Mais ce qui compte vraiment... je suis chez moi avec toi.
Uzun lafın kısası, sorunumu çözene kadar süresiz açığa alındım.
Je suis suspendu indéfiniment... jusqu'à ce que je rêgle le problême.
Uzun lafın kısası bizim oyunumuz tercih edilmiş.
Je serai bref... notre pièce est choisie.
- Uzun lafın kısası, bazı seyleri açıklığa kavuşturma fırsatı yakaladım.
Finie l'ancienne, place aux nouvelles.
Pekala, uzun lafın kısası.
Je ferai court.
Uzun lafın kısası, karımın başına...
Pour faire bref, ma tendre moitié a...
Her neyse, uzun lafın kısası sanırım hamile olabilirim.
pour te la faire courte, je crois être enceinte.
Yani, uzun lafın kısası sanırım bize hizmet edersen, biz de seni kurtarabiliriz.
Donc, pour abréger mon histoire... on me rend service, je renvoie l'ascenseur.
Uzun lafın kısası Dr. Williamson'ın kozmik şekilde işi bitti.
Disons que Williamson est cosmiquement foutu.
Tamam, uzun lafın kısası : Charlene, iblislerin gerçekten de var olduğuna dair kanıt bulmuş bir öğrenci.
En résumé, c'est une étudiante qui a trouvé la preuve de l'existence des démons.
Uzun lafın kısası, adi bir ruhla bizi öfkelendirdi.
Version courte : il s'est servi d'un esprit pour nous rendre furieuses.
Uzun lafın kısası...
Sans plus attendre...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]