Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ Y ] / Yirmi yıl

Yirmi yıl перевод на французский

809 параллельный перевод
Yirmi yıl, matmazel. Pasaportunuzda askeri rütbenizden hiç söz edilmiyor.
Votre passeport ne dit rien sur votre grade.
İyi bir avukat tutarsan, yirmi yıl.
Vingt ans, avec un bon avocat.
Yirmi yıl önce arazilerini, pamuklarını ve kızlarını aldık.
Il y a 20 ans, nous avons pris leur terre, leur coton et leur fille.
ve yirmi yıl daha olmasına niyetliyim.
Et je compte continuer encore 20 ans.
Değil mi, baba? Yirmi yıl önce oldukça heyecanlı biriydi.
C'est une impression N'est-ce pas, Père?
Fena bir yaşam sayılmaz Ole. Yirmi yıl ve emeklisin. Başlangıç için yılda $ 2,200 kazanacaksın.
C'est pas mal, la retraite au bout de 20 ans et 2 200 dollars pour commencer.
Tamam. Yirmi yıl sonra bu davayı oğluma bırakacağım.
Dans vingt ans, je mettrai mon gosse dessus.
Yirmi yıl boyunca böyle bir hayatı hayal ettim.
Depuis 20 ans, j'en rêvais!
Üstelik ömrün yirmi yılını kesip atan o kadar yılın ölüm korkusunu da kesip atmış olur.
20 ans de vie en moins, c'est 20 ans de moins à craindre la mort.
Bu hikâye yirmi yıl önce orada yaşanmıştır.
L'histoire se déroule à la pointe de l'île, à l'époque ancienne des années trente.
Yirmi yıl boyunca gece gündüz içmek insanda bir iz bırakır.
Vingt ans à boire continuellement, ça change un homme.
Demek gerçek olan buydu. Kürekte geçen yirmi yıl boyunca kendisine başka türlüsünü öğretmişlerdi.
Il se sentait une sorte de fureur parce qu'il ne comprenait pas.
Suçsuz olsan bile... Şimdiye kadar işlediğin suçların cezası yirmi yılı bulurdu...
Quand bien même vous seriez pas coupable, tous vos méfaits, depuis 20 ans inpunis...
Yirmi yıl sonra, bugün Jerry Marks ülkenin en büyük girişimcilerinden biri.
Aujourd'hui, 20 ans plus tard, Jerry Marks est un célèbre promoteur.
Geçen kışki soğuk algınlığı ve şu parmağıma saplanan kıymığı saymazsak yirmi yıldır hasta bir günüm bile olduğunu sanmıyorum.
Mis à part un petit rhume, l'hiver dernier et une écharde qui a infecté ce doigt-ci, je n'ai pas été malade depuis au moins 20 ans!
O yirmi yıl önceydi.
C'était il y a vingt ans.
Kesin konuşmak gerekirse, yirmi yıl.
20 ans, pour être précis.
Yirmi yıl sonra tıpatıp aynı görünmek hayret verici bir şey.
C'est dingue, d'ailleurs. Après 20 ans, elle n'a pas changé. - Ça fera 10 cents.
Yirmi yıl önce buraya beraber geldiğimizde tıpa tıp aynı şeyi söylemiştin.
Tu as déjà dit ça il y a 12 ans.
En fazla on, yirmi yıl ;
De notre temps, elles durent 10 ou 20 ans.
Bu mesleğe yirmi yılını verdiğinde Kongre gevezeliğinin gerçek değerini öğrenirsin.
Quand tu auras 20 ans de métier, tu apprendras à jauger les bavardages des congrès.
Önümüzdeki on yada yirmi yıl, bir hayatta kalma savaşı yaşanacak.
Mais chacun va se battre pour sa survie pendant les 10 ou 20 prochaines années.
Yaşlı olan madenlerde yirmi yıl kalmış.
Le vieux est resté vingt ans dans les mines.
Ya da ruhunu yirmi yıldır yiyip bitirenin... bir hiç olduğunu mu?
Ou que ce qui t'a meurtri l'âme pendant vingt ans n'était rien?
Yirmi yıl evvel cahil aptallardan oluşan bir çete laboratuvarımı yıktı.
Il y a juste 20 ans une bande de fanatiques a dévasté mon laboratoire.
Peki ne zaman olacak bütün bunlar? Yirmi yıl, belki de otuz yıl sonra.
Dans 20 ou 30 ans?
Yirmi yıl boyunca hep aynı eseri sahneledi.
Depuis vingt ans elle chante le même air... rien que pour moi.
Yirmi yıl mı? Ne kadar güzel.
Vingt ans, c'est merveilleux!
Nasıldır bilirsiniz. Bir aileye alıştığın zaman, odalara alışmaya başlarsın, sonra da eve. Bir de bakmışsın yirmi yıl geçivermiş.
On s'habitue vite à une famille à un endroit, et un beau jour vous vous apercevez... que vingt années ont passé.
Ama bu yirmi yıl öncesi.
C'était il y a 20 ans.
Yirmi yıl evvel şu anda gördüğün adam değildim.
Il y a 20 ans, je n'étais pas le même homme.
Bak, yirmi yılda dünya nasıl değişti.
Vingt ans...
Hem de beni yirmi yıldır tehdit ettiğin gibi değil.
Mais pas comme tu l'as fait, Toi... Pendant 20 ans!
Böyle çıkıntılıkların olabileceğini biliyordun. Yirmi yıldan beri savaş ekonomisi ile... yönetilen bir ülkede, ekonominin frenlerine bastığın zaman bütün geçişin... tereyağından kıl çeker gibi olmasını bekleyemezsin. Hiçbir zaman böyle olmaz.
On ne peut pas diriger l'économie d'un pays... pendant vingt ans... en fonction d'une guerre éventuelle... sans que la machine grince.
Kız çocuğu, hayatının ilk yirmi yılında, erkek çocuklarıyla aynı okula gitmeye öyle alışır ki, aynı derslere girmeye, onlarla aynı dünyada yaşamaya... erkeğin kendisiyle kesin olarak eşit olmadığını, o küçük kafasından geçirmeyi akıl edemez.
Les 20 premières années de sa vie, une fille est tellement habituée à aller dans les mêmes écoles que les garçons, à suivre les mêmes cours, à vivre dans le même monde, que dans sa tête bien pensante, elle ne comprend pas qu'elle n'est pas son égal absolu.
O görevler tam olarak, yirmi yıl önce kendim için seçtiğim görevler değildi.
Mais ce n'est pas ce que j'ai choisi d'accomplir il y a 20 ans.
Yirmi yıl ağır hapis.
20 ans de travaux forcés. "
Onbeş yıl. Belki yirmi.
15 ou peut-être bien 20 ans.
Araba yirmi dakika içinde orada olacak.
L'auto y sera en 20 minutes.
Winchester'lı insanlar bu silahları üretirken on veya yirmi bin silahtan biri hariç hepsi kusursuz olur.
Quand les gens de chez Winchester fabriquent ces fusils... de temps en temps, y en a un sur dix ou vingt mille... qui est juste parfait.
Yirmi yıl önce.
Il y a 20 ans de cela!
Yirmi sekiz yıldır Alec Waggoman'la mücadele ediyorum. Bütün otlakları ele geçirdiği gibi... Yarım Ay'ı da ele geçirmesin diye uğraşıyorum.
Il y a vingt-huit ans que je lutte contre Waggoman, pour l'empêcher d'absorber ma propriété comme il a absorbé chaque parcelle de terre de ses voisins.
Yirmi yıI önce uzay aracı Belerephon bir grup bilim adamıyla buraya inmişti.
Il y a vingt ans, l'astronef Belerephon y a atterri... avec une equipe de savants en mission de recherche.
Yirmi yıl.
Vingt ans.
Bu yıl da tatile çıkmazsak toplamı yirmi aya indirebiliriz.
Si on renonce aux vacances on finit en 20 mois.
Çünkü yirmi iki yıl sana sana hizmet ettim.
J'ai fait le gendarme à la fabrique, Aux magasins...
Bu kadar. Ne zannettin? Yirmi iki yıl sonra, öylece kalkıp gideceğimi mi?
Tu pensais que je m'en irais Nue comme un ver!
Yirmi, yirmi beş yıl önce ben de hevesliydim.
Il y a 20, 25 ans, j'étais concerné.
Yirmi beş yıl. Tam 25 yıllık bir itibarım var.
Ça fait vingt-cinq ans que je me construis une réputation.
Eğer yetmiş beş yaşına kadar yaşarsam yirmi beş yıl uyudum demektir.
Un homme de 75 ans a dormi pendant 25 ans. Tu sais l'effet que ça fait?
Kırk sekiz yaşında emekli oldu ve insanlar, babamın sağlıklı iken yirmi, belki de otuz yıl boyunca bir şey yapmadan emekli maaşı alacak olmasını çok kıskandı.
Les gens sont verts de jalousie parce que Papa est en pleine forme et qu'il paieront sa pension pendant 20 ou 30 ans sans qu'il bouge le petit doigt.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]