Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ Ç ] / Çok güzel bir kadın

Çok güzel bir kadın перевод на французский

436 параллельный перевод
Siz çok güzel bir kadınsınız.
- Vous êtes une très belle femme.
Çok güzel bir kadınsın.
Vous êtes une très belle femme.
Çok güzel bir kadın olmuş. Ona selam söyleyin, olur mu?
Saluez-la de ma part.
Çok güzel bir kadın olduğunu biliyor musun?
Savez-vous que vous êtes belle?
Çok güzel bir kadınsın, Sara.
Tu es une belle femme, sara.
- Sen çok güzel bir kadınsın.
- Vous êtes une très jolie femme.
- Çok güzel bir kadın.
Elle est très belle.
Benim gördüğümü gördün. Çok güzel bir kadın gördün.
Si vous voyiez comme moi, vous verriez une très belle femme.
Çok güzel bir kadın.
Très jolie.
Gerçekten çok güzel bir kadınsın.
Vous êtes vraiment adorable.
Çok güzel bir kadın, öyle değil mi Griff?
Une belle femme...
Karın çok güzel bir kadın.
C'est une bien jolie femme, votre femme.
Bayan Lane çok güzel bir kadın.
Une belle femme, cette Mme Lane.
Çok güzel bir kadın, değil mi?
Elle est belle, hein?
Şu dağın üzerinde, bir kadınla çok güzel günler geçirdiğim, Bir un değirmeni var. Çok güzel bir kadın.
Là-haut, sur cette montagne, il y a un moulin où j'ai vécu des jours merveilleux avec une femme.
Çok güzel bir kadın.
Elle est très belle.
Çok güzel bir kadın.
Une belle femme!
Kelly çok güzel bir kadın.
Cette Kelly... elle est belle. Elle n'est pas laide.
Çok güzel bir kadınsınız. Bir erkeği mutlu etmelisiniz.
- Vous êtes d'une grande beauté, vous feriez le bonheur d'un homme.
Bayan Gerber çok güzel bir kadın, Başçavuşum.
Votre femme est très belle.
Hem annen çok güzel bir kadın, halen 30 yaşındaymış gibi görünüyor.
Et ta maman est si belle, elle paraît à peine 30 ans.
Çok güzel bir kadın.
Elle est sublime et tu es sublime.
Çok güzel bir kadın.
Quelle belle femme!
Çok güzel bir kadın, bıçak atıp, insanları bıçaklıyor. İnceliği ve uygun davranmayı ona öğretmek, görevi oluyor.
Nous pourrons explorer des mondes nouveaux et étranges, découvrir de nouvelles formes de vie et de civilisation.
Çok güzel bir kadının sesi.
La voix d'une jolie femme.
Annen çok güzel bir kadın Joanna.
Elle est belle, Joanna.
Göremiyor olsam bile, parmaklarım bana çok güzel bir kadın olduğunuzu söylüyor.
Je suis aveugle, mais mes mains me disent que vous êtes belle.
- Sen çok güzel bir kadınsın.
- Que voulez-vous dire? - Vous êtes très belle.
- Çok güzel bir kadın. - Malcolm?
- Et une femme admirable.
Çok güzel bir kadınsın, Rahibe Sara.
Vous êtes une très belle femme, sœur Sara.
- Çok güzel bir kadın olmalı.
- Ce doit être une... une très belle femme.
Öyleyse eşiniz çok güzel bir kadın olmalı.
Alors votre épouse a dû être une très belle femme.
Bir kadın mı? Hem de çok güzel ve sözleşmeyi bu akşam imzalayacak.
Non, pas avant qu'elle ait signé.
Onları yakalıyor da. Hem de çok güzel bir düetin ortasında. - Kadını öldürüyor, değil mi?
Le mari les surprend en plein duo et la tue.
Bir kadının kocasına güvenmesi çok güzel bir şeydir. Ama şunu anlayın. Evlenmeden önce tanıdığı Wynant diye bir kız vardı.
C'est bien qu'une femme ait confiance en son mari mais il y avait cette Mlle Wynant qu'il a connue avant.
Çok güzel ve komik bir kadınsın.
Divine et ridicule!
Onuncu yıldönümlerinde, kadının kocasını başından atması çok zor bir olay hele ki koca senin gibi güzel konuşuyorsa.
C'est difficile de renvoyer son mari un jour d'anniversaire... Surtout quand il sait si bien parler.
Çok güzel, kürklü bir kadın indi. Yakışıklı bir adamla birlikteydi. Bir de şoför.
Cette belle femme en manteau de fourrure en sort, accompagné d'un bel homme et du chauffeur.
Bu güzel bağda çok emeğin var, şerif ve emeğin iyi bir kadının sevgisiyle ödüllendirilmiş.
Vous avez travaillé dur sur cette terre. Et votre labeur est récompensé par l'amour.
Ne düşünebilirim? Güzel bir kadın benimle buluşmak isteyince onu hakkında iyi, çok iyi şeyler düşünürüm.
Je suis ravi qu'une belle femme veuille me voir.
- Şey, sen çok güzel bir kadınsın. - Biliyorum.
Je sais.
Güzel ve çok tutkulu bir kadın.
Elle est belle et ambitieuse.
O çok güzel bir kadın.
C'est une bien belle poupée.
Evet, çok güzel olmalı her sabah birlikte ata bineceğin öyle iki oğlun olması. Sonra öyle bir kadının her gece.
Oui, ça me plairait... de sortir à cheval avec deux fils... d'avoir une femme comme elle, chaque nuit... tout contre moi.
Catherine ne çok güzel ne de çok akıllı ve dürüsttür. Ama gerçek bir kadındır.
Catherine n'est pas spécialement belle ni intelligente ni sincère, mais c'est une vraie femme.
Şifalı suyu dağıtan kızlardan biri, çok çok güzel, genç ve eskil, bir çocuk, şimdiden bir kadın... kendine has, ışıltılı.
Elle est belle, jeune. Elle a la grâce antique. La femme-enfant.
Ne zaman bir kadın çok güzel olsa, erkekler ona yaklaşmanın çok zor olduğunu düşünür.
Quand une femme est trop jolie, les hommes ont du mal à faire le premier pas.
Dün gece dünyam başıma yıkıldı her şeyden çok sevdiğim kadının o güzel ismini lakayt bir gencin ağzından duyunca birden yaşlandığımı hissettim.
Ma vie s'est brisée cette nuit. Quand on voit ce que l'on a aimé le plus au monde être traîné dans la boue par une nouvelle jeunesse. On se sent subitement vieux.
Cidden çok güzel ifade ettin Henry. Hiçbir kadın böyle bir davete karşı koyamaz.
Quelle femme résisterait a une invitation aussi gracieuse?
Sen çok güzel bir kadınsın, Ellie.
Vous êtes bien jolie, Ellie!
Bir zamanlar çok güzel genç bir kadın vardı oldukça erdemli.
Il était une fois une jeune veuve, belle et vertueuse. Elle venait de perdre son mari.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]