Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ A ] / Ama öyle

Ama öyle перевод на португальский

14,562 параллельный перевод
Ragbiyle ilgili hiçbir şey bilmiyorum ama öyle hissediyorum.
Não sei nada sobre râguebi, mas... Consigo senti-lo.
Anlıyorum ama öyle pat diye gidemezsin oraya.
Compreendo, mas não podes entrar lá de rompante.
Tanıdık görünen ve hissettiren şeyler göreceksin,... ama öyle değiller.
Vais ver coisas que vão parecer familiares, nas não são.
Ama öyle değil.
Não está.
Ama öyle olsaydı o kasetleri Danny'ye vermezdin Len.
Mas, se quisesse, não teria dado aquelas cassetes ao Danny, Len.
Güçlü göründüğümü biliyorum ama öyle değilim.
Sei que pareço ser forte, mas não sou.
Bu adam bizden biriymiş gibi davranıyor ama öyle değil.
Este homem finge ser um de nós, mas não é!
Ama öyle yapmıyor çünkü biliyor ki bizsiz daha beter.
Mas não está, ele sabe que precisa de nós.
- Onlarla sıkı fıkısın ama öyle mi?
- Só és amigo de muitos deles?
Ölmüştün ama öyle kalmak zorunda değilsin.
Estás morta, mas não precisas de ficar.
Ama öyle değil, mavi.
Mas não é, é azul.
Ama öyle olmasaydın...
Mas se não tivesses...
Ama öyle böyle bir çöküş değil yani.
Uma depressão nervosa muito grave.
Ama burası öyle değildi.
Mas não aqui.
Senin öyle şeylere meyilli olmadığını söyledim ama belki de yanılıyorumdur.
Já lhe disse que não estás para aí virado, mas talvez esteja enganado.
- Ben de öyle, ama bu kız...
- Eu também, mas esta rapariga...
Öyle, ama hoşuna gitmiyor.
- Sim, devia, mas ele não gostou.
Var ya ben de öyle düşünmüştüm. Ama bir sürü şey oldu o an. Emin olamadım.
Eu pensei que sim, mas foi muita coisa ao mesmo tempo, não tinha a certeza.
Çocuklara baktınız ama hiç çocuk yapmadınız, öyle mi?
O quê? Tratava miúdos e nunca teve os seus?
Bize öyle âşık olmazlar ama bizim sahip olduğumuz bir şeye sahip değiller.
Não se vão apaixonar por nós assim, mas temos algo que eles não têm.
Öyle adlandırmak istemem ama galibiyetleri temsil ediyor, evet.
Troféus não diria, mas... Representam vitórias, sim.
Tom Lea'in bütün hayatı boşa gitmiş ama seninkinin öyle olmaması beni hayatta tutuyor.
A vida inteira do Tom Lea será um desperdício, mas, a tua não. É isso que me mantém viva.
Bunun harika bir fikir olduğunu düşünmediğimden değil, çünkü gerçekten öyle, ama eğer çalışırsa Lex'in bize neler anlatabileceğini umuyorsun?
Não que não ache a ideia fantástica, porque, realmente, é. Mas, o que é que esperas que o Lex nos vá dizer, se isto funcionar?
Ama şirketin kredi kartının canına okuyabilirsin çünkü Aaron hep öyle yapıyor.
Mas, podes fazer a vida negra à empresa do cartão de crédito, - porque o Aaron fá-lo sempre.
Belli ki öyle, ama niye Neith öldürüldüğünü söyledi?
Aparentemente não, mas porque é que a Neith disse-nos que foi?
Öyle bir şey dediğimi hatırlamıyorum ama benim söyleyeceğim bir şeye benziyor.
Não me recordo de o ter dito, mas parece algo meu.
Aynen öyle, ama aynı zamanda ne yararı var ki?
Exactamente, mas também, de que adianta?
Yakaladıkları zaman A.R.G.U.S. da öyle olmasını ummuştu. Ama inan bana, bu yarı köpek balığı baya hayatta ve biyolojik zorunluluğu ona tek bir şey yapmasını söylüyor.
É o que a ARGUS queria que acreditassem, mas acredita em mim, este tubarão está bem vivo e o seu imperativo biológico está a mandá-lo fazer uma coisa.
Başlangıçta, bunun saldırı için olduğunu düşünmüştük ama şimdi öyle görünmüyor.
Primeiro pensámos que seria para uma ofensiva, mas não parece que seja.
Kötü adamlar da öyle ama senin iyi mi kötü mü olduğuna karar veremedim.
Os vilões também, mas... Decidi que não é bom nem mau.
- Benim için de öyle Doktor Palmer. Ama bu görev için hepimizi topladın dostum.
Mas foste tu que nos trouxeste para isto, meu.
Öyle olsun ama yemeği tek başına yiyeceksin.
Está bem.
Şu anda öyle gibi geldiğini anlıyorum Margaret ama...
Eu sei que é o que parece agora, mas, Margaret...
- Öyle ama.
As coisas são assim.
Bunu saklayamadım ama... öyle çağırılmayı da sevmezdim.
Não conseguia esconder. Não gostava que me chamassem isso.
Ama bana artık öyle biri olmadığını söyledin.
Mas disseste-me que agora és outra pessoa.
Ama amcam, öyle görünmeye çalışıyordu.
Mas o tio estava a fingir.
Öyle söyledim ama...
Eu disse isso, mas...
Emir'i sevdiğini söylüyorsun ama ona ihanet ediyorsun öyle mi?
Dizes que amas o Emir, e ainda assim traíste-o? O quê?
Emir'i sevdiğini söylüyorsun ama ona ihanet ediyorsun öyle mi? Ne? Ne?
Nunca...
Öyle ama Chip ortalıkta değil.
O Chip não estava por perto.
Ama yine de beni şutluyorsun öyle mi?
Mas vais correr comigo na mesma?
Ama, erkek kardeşin öyle demiyor.
- Não foi o que o teu irmão me disse.
Ama sen konukevinde kalıyorsun ve Chip ana evde kalıyor öyle mi?
Mas vives na casa de hóspedes e o Chip na casa principal?
Hergün öyle ama asıl soru şu :
Todos os dias. Mas aqui vai a verdadeira pergunta.
Biz öyle değiliz ama.
Bem, não é quem somos.
- Öyle ama.
- Mas é.
- LeAnn öyle olduğunu söylüyor ama yine de...
- A LeAnn diz que é, mas ainda assim.
Ben de öyle düşünüyorum ama risk almak da istemiyorum.
Acho que não é, mas não vou correr riscos.
Bilmiyor olabilirsin ama, Caleb Haas bir tarikat üyesiydi. ve hala da öyle sanıyorum.
Se calhar não sabes, mas o Caleb fez parte de uma seita e parece que continua nela.
Öyle görünüyor ama emin olmak için...
Aparentemente sim, mas, para termos a certeza...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]