Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ B ] / Benim gibi yap

Benim gibi yap перевод на португальский

191 параллельный перевод
Benim gibi yap.
Você gosta de mim!
Benim gibi yap.
Faz como eu.
Benim gibi yap, artık kimseyi sevmiyorum.
Iludida, aprende a viver! Faz como eu que não amo ninguém!
Benim gibi yap : İnsanları kullan.
Faça como eu : sirva-se dos outros.
Benim gibi yap, kafandan at.
Faz como eu. Bane-os dos teus pensamentos.
Benim gibi yap. Onları düşüncelerinden at.
Faz como eu, bane-os dos teus pensamentos.
Benim gibi yapın.
Façam como eu.
- Benim gibi yap ya da kıçını kolla derim!
- É à minha maneira ou cuidado comigo!
Benim gibi yap. Yap.
Tenta o "Yodela-eeo".
Benim gibi yap! "
Agora nem sei o que fazer sem ti!
Benim gibi yapın.
As mulheres virão. Estás a perceber o que eu digo.
- Benim gibi yap.
- Faz como eu.
- Benim gibi yap.
Estende os teus braços assim!
Benim gibi yap, sanki uçuyormuşsun gibi.
Estende os teus braços assim! Temos a impressão de voar.
Benim gibi iri yapılı bir adam ne giydiğine dikkat etmeli.
Um homem de porte pesado precisa ter cuidado com o que veste.
Ne zaman yollasalar, benim istediğim gibi bir şey değil ne kadar şık ve gösterişli şeyler seçtiklerini göstermek için yapıyorlar.
É só para me mostrarem como ficaram finos e evoluíram.
Seninki de benim mesleğim gibi. Bokstan bahsediyorum. Para için yapıyoruz değil mi?
Se percebi bem, praticas boxe como eu ando na vida...
Bildiğin gibi yap. Sadece senin sorumlulukları devralman için, beni beklediğini unutma. Bu yüzden benim fikrimi dinleyip razı olacağını tahmin ediyorum.
Você é quem sabe, mas já que espera que eu assuma as responsabilidades, imagino que estaria interessado na minha opinião.
Benim için ay ışığı gibi gözler getiriyor ve şaraptan yapılmış dudaklar taşıyor ve pamuk ellerle geliyor ve bu akşam hepsi benim olacak
Pois traz-me Olhos como o luar E transporta lábios Como o vinho E vem Com braços que são almofadas
Benim sağ bacağımda bir üçlü kırık çıkık köprücük kemiği ve çok sayıda kafatası çatlağı. Bu yüzden ağır işlerin çoğunu ben yapıyorum. Doktora yardım etmek gibi.
Bem, tenho uma fractura tripla na perna direita, uma clavícula deslocada e traumas múltiplos na cabeça, por isso faço o trabalho pesado, como ajudar o cirurgião.
Aynen benim yaptığım gibi yap.
Exactamente como eu fiz.
Şeyhler benim gibi değildir. Onların her şeyi altın ve platinden yapılmıştır.
Os palácios dos sheiks, são todos feitos de ouro e platina.
Eğer benim gibi eğirerek yapılmış tek parçayla kalırsanız onu gururla giyin.
E se vestirdes só um pedaço feito em fabrico próprio, assim como eu, usai-o com orgulho.
Bu yüzden bundan çekinmemelisin. Benim Eric yüzünden gençliğimi neredeyse harcadığım gibi, sen de yap.
É por isso que não o deves reprimir, arruinando a tua juventude como eu quase fiz com o Eric.
Benim gibi serseri latinler onlar için alışveriş yapıp çöplerini kaldırsın kanişlerinin tırnaklarını kessin diye mi?
Para que os latinos burros como eu possam colher as hortaliças deles... recolher o lixo deles cortar as unhas dos caniches deles.
O, parazitlere karşı yapılan savaşta benim gibi babasını kaybetmedi
O Fuhrer não perdeu o pai... na guerra contra esses parasitas.
Adamın birinin dediği gibi ; Bu benim yapımda var.
Como alguém disse certa vez, é essa a minha natureza.
Neden benim gibi biri için görüşmeler yapıp beni polis departmanından buraya aldırdınız?
Porque você pediu que um cara como eu fosse trasnferido da polícia para a Seção?
Bekleyin bir dakika, benim onu kontrol altına almak gibi bir niyetim yok. Ben herşeyi Max'in iyiliği için yapıyorum.
Esperem lá, eu não quero nada controlá-la, só faço isto pelo Max.
Gördünüz mü? Çelik gibi bir yapım var. Kimse benim canımı yakamaz.
Porque neste mundo, só os capazes sobrevivem.
Hayatın boyunca mutlu yaşa, mümkün olabildiğince az iş yap ve benim gibi düzgün ve çok çalışan insanları sömür.
Vagueia pela vida, faz o menos possível, suga pessoas decentes e trabalhadoras como eu.
Hepiniz burada para kazanıyorsunuz, hangi iş olursa yapıyorsunuz, benim gibi.
Aqui todos ganhamos dinheiro trabalhando, ao igual a eu.
Evet, sanki benim için yapılmış gibi.
Sim, como se fosse feita para mim.
Eminim sizin gibi yapılı bir zenci için, benim bir kadının zevklerinden yararlanmam imkansız görünüyordur.
Decerto que para um preto bem apetrechado como o senhor... parece-lhe impossível que um anormal como eu goza o prazer de uma mulher.
Etmiyormuş gibi yapıyor ama benim için umut ediyor.
Embora ela finja... ela deposita esperança em mim, e quando não acontece...
Sonra benim yaptığım gibi yapın.
Depois, façam exactamente o que eu fizer.
Benim gibi görünmesi için kötü yaratıkların parçalarından yapıImış, Kötülük için üretilmiş kötü bir robot!
Um robot mal construído de partes más que se parecem comigo, desenhadas para fazer mal.
- Ama şunu unutmamalıyız ki Yerel TV'deki gerçek haberlerse Kent Brockman, yani benim gibi gerçek, lisanslı spikerler tarafından yapılıyor.
- Mas nunca devemos esquecer que as verdadeiras notícias estão na televisão local ditas por jornalistas licenciados como eu, Kent Brockman. A seguir :
Hayatı boyunca eteğine yapışacak değil. Benim gibi.
Não é que ela vá ficar agarrada à tua saia o resto da vida dela como eu.
Benim için bir iyilik yap ve önemli birşey varmış gibi davran.
Diga algo no meu ouvido.
Aslında ilk öpücük genellikle çok romatik olur ama bu sinemada öpüştüğüm bir genç kız, belki de çok heyecanlandığı için içindir, bilemem dudaklarıma öyle bir yapışmıştı ki, sanki beni boğmak ister gibi, dilini benim ağzımın içinde dolaştırdı ve bu arada da ellerinde eldiven vardı.
Dei aqui o meu primeiro beijo. Devia ser romântico, mas... Ela enfiou a língua na minha boca e, cega pela paixão, com as luvas de lã, pois era Inverno, tentou levar-me do cinema agarrando-me nas partes.
Sanırım bu seni de benim gibi yetim yapıyor.
Parece que és um órfão como eu.
- Ve ben servisini arayabilirsin gibi değil ve üzerinde benim küçük Charmed Bir izlemek için bir dadı isteyin Ben çıkmak ve yapışkan iblisleri öldürmek ise.
- Não posso ir a uma agência pedir que uma ama tome conta da minha pequena Encantada enquanto estou a matar demônios pegajosos.
bu nedenle, bu iki durumda hiç aklınızdan çıkmaz ve delirmeye başlarsınız... yada benim yaptığım gibi yapıp bunu önemsemezsiniz.
Pode ficar obsecada ou enlouquecer... ou fazer o que eu fiz : negá-lo.
Ben yalnızca bana Tanrı'nın söylediği gibi yargılayabilirim, bu yüzden yargı doğrudur çünkü benim istediğim şeyi değil, beni gönderenin yapmamı istediklerini yapıyorum!
Só julgo como Deus me diz, por isso o meu julgamento está certo... porque eu não estou a tentar fazer o que quero, mas só o que O que me enviou quer!
Benim gibi olmalarını istemem ama... -... yapabilir miyim diye de düşünüyorum. - Sadece yapabileceğinin en iyisini yap.
Não quero desiludi-los mas não sei se estou à altura.
Sen de benim gibi uyuşturucu babalarıyla bıçak kavgası yapıp bağırsakların cebinde 20 km yürü, sonra konuş.
Quando enfiares os intestinos nos bolsos e percorreres 20 km depois de uma luta com traficantes de droga guerrilheiros, fala comigo.
Hız bisikletinin üzerindeymiş gibi yapıp gerçekleri örtüyorum. Bu benim yöntemim.
Eu estou a fingir que estou numa bicicleta rápida para fugir da realidade.
Bilmiyorum, bence benim gibi itildiğini hisseden ve hiç de güvenilir olmayan biri hakkında çok şey yapılması gerekiyor.
Acho que é bastante por me sentir deslocada e por não me sentir inteiramente confiante.
Benim için birinin altyapısı çok önemli, eğitimi, genetiği, saçı, kas yapısı, bunun gibi şeyler.
O seu passado é muito importante para mim... educação, genealogia... cabelo, definição muscular, coisas assim.
Lucas'ın verdiği davetten sonra bunu kendisi için bir tehditmiş gibi gördü. Şimdi de hala benim en iyi arkadaşım olduğunu kanıtlamak için bunu yapıyor.
Ele sente-se ameaçado por o Lucas ter feito a recepção... e quer mostrar-me que ainda é o meu melhor amigo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]