Yapmalısın перевод на португальский
4,764 параллельный перевод
- Bypass yapmalısınız doktor bey. - Halledebilirim!
Eu consigo!
- Yapabilirsin ve yapmalısın da.
- Tu podes e precisas.
Bu konuda bir şey yapmalısın.
Tens de fazer algo quanto a isto.
Ama benim için bir şey yapmalısın.
Mas preciso que faças uma coisa.
Bir şey yapmalısın.
Tens de fazer algo!
Belki babamla yeni bir başlangıç yapmalısınız.
Devia talvez começar de novo com o meu pai.
Bayan Pemberton, bizimle gelip yakın akrabanızın kimlik tespitini yapmalısınız.
Sra. Pemberton. Tem de sair para identificar seu marido.
Sen de yapmalısın.
Tu também devias.
Evet, yapmalısın.
Sim, deverias.
Bence hemen iş başı yapmalısın.
É melhor começares logo em força É... é o que eu acho.
Fakat ceset için birşeyler yapmalısın, Jer.
Mas tens que fazer alguma coisa quanto ao corpo, Jerry.
Eğer bunu yapacaksan, tam yapmalısın.
Se vais fazer isto, então faz como deve ser.
Pratik yapmalısın.
Tens de praticar.
Elimden geleni yapacaksam sen de yapmalısın.
Vou fazer de tudo e tu também.
Şunu yapmalısınız.
Façam assim.
Yapmalısın.
Tens de fazer.
Yapmalısın.
E devias.
İkiniz sevişmeli ve bunu yapmalısınız...
- Deviam juntar-se e fazer isto.
Evet yapmalısın, Case.
- Tens mesmo, Case.
- Evet, finallerden önce birkaç sefer alıştırma yapmalısın. Sen normalsin.
Tens de praticar várias vezes, antes da avaliação final, mas, tens um talento natural.
Eğer sınavı geçmek ve tespit edilmek istemiyorsan bütün her şeyi bir Korkusuz'un yapacağı gibi yapmalısın.
Se queres passar e evitar que te descubram, tens que pensar e agir como um Intrépido.
Tommy, biraz daha perde yapmalısın dostum.
Tommy, tens de bloquear um pouco.
Şimdi sen yapmalısın.
Agora tens de o fazer.
Harika şeyler yapmalısın.
Tu vais fazer grandes coisas.
Hergün yapmalısın ve hiçbir zaman aynı ekipmanı kullanmamalısın.
Devíamos fazê-lo todos os dias e nunca usar o mesmo equipamento dois dias seguidos.
Eğer hayatını sevmiyorsan, daha iyi olması için bir şeyler yapmalısın.
Sabes que o fazemos para que tudo melhore, certo?
Yapmalısın.
Tal como devias.
Ama bunu baban veya benim için yapmamalısın bunu kendin, Ray ve çocuklar için yapmalısın.
Mas não deves fazer isto pelo teu pai ou por mim, tens de o fazer por ti, pelo Ray e pelas crianças.
Ve bunu yalnız yapmalısın.
E tens de o fazer sozinha.
Tabi, ne deniyorsa onu yapmalısın, değil mi?
Sim, tens de fazer o que dizes, certo?
Deli gibi yapmalısın bunu çünkü yaşlısın.
Devias estar sempre a usar o cartão, porque és velha.
İşini yeterince iyi yapmalısın. "
É só suficiente. "
Hayır ama bu yüzden yapmalısın.
Devias fazerisso. Seria bom para ti.
- Mastürbasyon yapmalısın.
Tu precisas masturbarte. Essa é uma ligação intelectual.
Burada yapmalısın, Ne olduğunun bir önemi yok.
Tu tens que me levar lá, não importa o que for preciso.
Çok hoş gülümsüyorsun, daha fazla yapmalısın bunu.
Você tem um sorriso bonito, devia fazer isso mais vezes.
Bence yapmalısın..
Provavelmente, deves.
İşte böyle bunu yapmalısın bizden bunu istiyorlar..
Imita-me. Tens de fazer isto. É o que elas querem.
Bunu sen yapmalısın.
Tens de fazê-lo.
Ama bana bir iyilik yapmalısın.
Mas tu tens que me fazer um favor.
Bu işi bitirmek istiyorsak rolünü iyi yapmalısın.
Se queremos que isto resulte, tens de manter as aparências.
Siz de o şekilde yapmalısınız bence, öylesi çok eğlenceli oluyor.
Vocês deviam de fazer isso, porque isso tem graça.
Sen de kendi işini yapmalısın.
E tu devias de fazer a tua coisa... Com as tuas...
Sen de aynısını yapmalısın.
E tu também o devias fazer.
Bakın çocuklar, iş birliği yapmalısınız.
Rapazes, atinem.
Gerçekten yapmalısın.
Devia mesmo. - É incrível.
Bu iyiliği bana yapmalısın ve?
Preciso que me faças um favor. Diz.
- Lütfen. Ne yapmalıyım? Çok inatçısın.
- Por favor, o que devo fazer?
Acısını dindirmek için ne gerekiyorsa yapmalıyız.
Fazemos o que temos de fazer e saíamos disto.
Sana ondan bahsetmem gerekirdi, ve geçen akşam bahsetmeyi düşündüğüm anlar olmadı değil, ve düşündüğümü yapmalıydım da. ... ama geçen geceki diğer zamanlarda dünyada başka insanların olduğunu bile unuttum. Biliyorum aptalca geliyor çünkü arkadaşları bana sanki çüküm dışarı çıkmış gibi bakıyorlar.
Eu deveria ter contado e tiveram vezes na noite passada que eu gostava e devia ter contado, mas tiveram outras vezes que eu esqueci que outras pessoas existiam e isto parece ridiculo porque os teus amigos estão me a olhar como se meu pénis estivesse para fora.
Mutlaka çocuk yapmalısın.
Tem de ter um filho.
yapmayacağım 170
yapma 5445
yapmalıyım 51
yapmadım 132
yapma ya 98
yapmak istiyorum 29
yapmadın 55
yapmak istemiyorum 51
yapmalıyız 39
yapmayın 745
yapma 5445
yapmalıyım 51
yapmadım 132
yapma ya 98
yapmak istiyorum 29
yapmadın 55
yapmak istemiyorum 51
yapmalıyız 39
yapmayın 745
yapma ama 158
yapmazsan 25
yapmaz 37
yapmayacaksın 53
yapma böyle 70
yapmamalısın 52
yapma bunu 151
yapmam 83
yapmak zorundayım 47
yapma be 35
yapmazsan 25
yapmaz 37
yapmayacaksın 53
yapma böyle 70
yapmamalısın 52
yapma bunu 151
yapmam 83
yapmak zorundayım 47
yapma be 35